Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/377 E. 2020/595 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/417 Esas
KARAR NO: 2020/596
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ———- Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;”Davacı yanın, inşaat projeleri maket imalatı yaptığını ve davalı yana ——— ölçekli maketini yapıp teslim ettiğini, akabinde ——— numaralı ————— bedelli fatura düzenlendiğini, davalı tarafından —-tarihinde fatura borcuna istinaden ——— tutarında kısmi ödemenin yapıldığını, kalan ——- borç için davalı yana———–tarihli ———– yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı yan tarafından kalan fatura borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar taçzminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı yanın, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı yan talep edilen icra inkâr tazminatının, talep edilemeyeceği, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ————- sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
————-sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden ——- asıl alacak, —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, davalı tarafa ödeme emrinin —— tarihinde tebliğ edildiği ve davalı tarafından ———— tarihinde sunulan dilekçe ile icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——–tarihli raporda özetle; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacıya ait incelenen defterlerde davalı ile aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğu ve cari hesapla takip edildiği, davacının davalıya kestiği faturaların ve davalı tarafından yapılan ödemelerin cari hesaba kaydedildiği, aradaki ticari ilişkinin –tarihinde başladığı ve davacının davalı yana toplamda ——— tutarında fatura kestiği davalının da bu faturalara karşılık davacıya — parça halinde toplam ——– ödeme yaptığı — tarihinden sonra ise taraflar arasında ticari ilişki olmadığı, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalıdan ——— alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının da usulüne uygun olarak tutulduğu, davalıya ait incelenen defterlerde davacı ile aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğu ve cari hesapla takip edildiği, davacının davalıya kestiği faturaların ve davalı tarafından yapılan ödemelerin cari hesaba kaydedildiği, aradaki ticari ilişkinin —— tarihinde başladığı ve davacının davalı yana toplamda ———— tutarında fatura kestiği davalının da bu faturalara karşılık davacıya — parça halinde toplam ——- tarihinden sonra ise taraflar arasında ticari ilişki olmadığı, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalıdan ———– alacaklı olduğu, takibin faturadan kaynaklandığı, takibe konu faturanın hem davacı hem davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——— alacaklı olduğunu teyit ettiği, faturaya— gün içerisinde itiraz edildiğine dair dosyada herhangi bir kaydın bulunmadığını ,bu sebeple fatura münderecatının davalıya tesliminin gerçekleştiğine dair karine oluştuğu, teslim edilmediği yönünde bir iddianın ise isbat yükünün davalıda olduğunu, hülasa davacının davalıdan —- asıl alacak ve —–işlemiş faiz olmak üzere toplam ————– alcaının bulunduğunu rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin iptalinin talep edildiği; davalının da borcu bulunmadığından davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.———–
Somut olay bakımından ise; davalı tarafın defterlerinde de davaya konu fatura kayıtlı olup davacı iddiası davalının defterleriyle ve BA formlarıyla da doğrulanmaktadır. O halde davalı yanın dava konusu borcun ödendiği hususunu ispat etmesi gerekir. Davalı tarafça; ödemeye ilişkin olarak herhangi bir tahsilat makbuzu da sunulmamıştır. Kaldı ki dosyada bulunan yazışma kayıtlarından hizmetin alındığı da açıktır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı tarafça borcun ödendiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, davacının ve davalının usulüne uygun tutulmuş ve birbirini tasdik eden ticari defterlerine göre davacının —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağının bulunduğu kanaatine varılmış tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmış, takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olmadığı gibi yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından icra inkar tazminatına hükmedilmemiş, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ———–gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
———sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile —- asıl alacak ve—— işlemiş faiz olmak üzere toplam——– üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
Aşan istemin reddine,
Koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.398,00 TL’den dava açılırken yatırılan 656,80 TL peşin harç ve icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 271,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 928,71 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.469,29 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından icra dosyasından ve işbu dosyadan yatırılan toplam 656,80 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 701,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 106,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 856,35 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %91 oranında olmak üzere 779,27 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 7.266,68 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davalı Vekilinin yüzüne karşı ve Davacı Vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 13/10/2020