Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/376 E. 2021/644 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/376 Esas
KARAR NO : 2021/644
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının cari hesap ekstresine istinaden müvekkiline —–borçlu olduğunu, davalının müvekkilinden araç alımları yaptığını, alınan bu araçlar nedeniyle borçlandığını, taraflar arasındaki cari hesap ekstresine göre davalı yanın müvekkiline borçlu olduğunu kabul ettiğini, bu hususta karşılıklı sulh ve ibra protokolü düzenlendiğini, ancak protokolün taraflarca imzalanmadığını, davalı yanın borcunu ödememesi üzerine ——dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı şirket, davacı şirket yetkilisi ve müvekkili şirket arasından araç alım satımı ve 3. Kişiler adına komisyon hükümleri kapsamında alım satımı yapılan araçlardan kaynaklı ticari bir ilişki kurulduğunu, taraflar arasında gerek doğrudan satış gerekse de komisyon ilişkisi kapsamında 3. Kişiler adına yapılan satışlardan kaynaklı birçok hesap hareketi olduğunu, bu mahiyetteki ticari ilişki içerisinde müvekkilinin davacıdan noter devrini almış olduğu —- plakalı aracın satışının akabinde oluşan cari ekstreden kaynaklı olarak müvekkili aleyhine icra takibine geçildiğini, yapılan müzakereler sonucunda —–tarihinde taraflar arasında yapılan yazışmalar çerçevesinde davacı tarafından komisyon ilişkisi kapsamında yönlendirilen — aracın devredilmesi ve —- tarafından yapılacak ödeme akabinde cari ilişkideki borcun kapatılacağı konusunda anlaşma sağlandığını, aracın davacının talebi üzerine—- devredildiğini, ancak—- tarafından araç bedelinin ödenmediğini, bu nedenle taraflar arasındaki —tarihli anlaşmanın uygulanmadığını, davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkiline gönderilen——- yevmiye numaralı ihtarname içeriğinde davacı ile müvekkili arasında komisyon sözleşmesi hükümleri kapsamında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunun ikrar edildiğini, ihtarname içeriği ile yapılan protokol içeriğinin çeliştiğini savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açıldığını, davalının taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını kabul ettiğini, komisyon hükümleri kapsamında alım satım işlemleri yapılmış olduğu hususunun gerçek dışı olduğunu, dava dışı üçüncü kişiler ile davalı arasında gerçekleştirilmiş işlemlerden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı yanın icra takibine itiraz edilmekle birlikte —–tarihinde taraflar arasındaki yazışmalar çerçevesinde borcun kapanacağı hususunun kabul edildiğini belirterek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan ikinci cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, taraflar arasında komisyon ilişkisi bulunmadığı beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, takip dayanağı hesaplar arası muavin dökümünde davacı şirket yetkilisi —— tarafından yapılan işlemlerin de olduğunu, bu durumun dahi aradaki komisyon ilişkisini ispatladığını, —–tarihinde yapılan görüşmelerle anlaşmaya varılmaya çalışıldığını, anlaşmanın komisyon ilişkisi kapsamında dava dışı—– satılacak araç ödemesinin tahsili ile sağlandığını, taraflar arasında araç alım satımları gerçekleştiğini, ayrıca tarafların birbirlerinden komisyon hükümleri kapsamında 3. Kişiler nam ve hesabına araç alıp sattıklarını, bu satış işlemleri sırasında ödemelerin kimi zaman 3. Kişilerin hesaplarından kimi zaman şirket hesaplarından ve davacı şirket yetkilisi ——- hesabından yapıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, —– dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; —- asıl alacağın, takip tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından — tarihinde icra takibine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Sulh ve İbra Protokolü başlıklı —– tarihli belge suretinin incelenmesinde; protokolün mahkememizin davacısı ile davalısı arasında düzenlendiği, 1. Maddesinde davacının davalıdan henüz muaccel hale gelmiş/gelmemiş tüm alacaklarının toplamının —– olduğu, bu tutarın eldeki dava konusu icra dosyasına konu edildiği, davacının davalıdan başkaca alacağının bulunmadığı hususlarının belirtildiği, 3. Maddesinde anılan borcun —- tutarlı kısmının davacı tarafından davalı yana verilen ——- seri numaralı çekin iade edilmesi suretiyle ödeneceği, bakiye kısmın davalı tarafından nakden ve defaten ödendiğinin ve bu şekli ile tarafların birbirini ibra edeceğinin belirtildiği, ancak protokolün taraflarca imza edilmediği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —–tarihli raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından davalı yana toplam —- bedelli — adet fatura düzenlendiği, davacı tarafından davalı yana toplam —çek ödemesi yapıldığı, davalı tarafından davacı yana toplamda — bedelli — fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacı yana toplamda — ödeme yapıldığı, davalı tarafından davacı çek ödemesi olarak alınan —– bedelli çekin davacı yana iade edildiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —-alacaklı olduğu, anılan fatura ve ödemelerin davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında da yer aldığı, davalı yan kayıtlarında ayrıca —-bedelli çek iadesinin yer aldığı, davalı kayıtlarına göre davalının davacı yana —- borçlu olduğu, yine davalı kayıtlarında virman açıklaması ile — parça halinde — farklı isimler davacı —-borçlandırıldığı, bu kayıtla birlikte davalı yanın davacıdan —- alacaklı hale geldiği, virman açıklaması ile yapılan borçlandırılma işleminin izaha muhtaç olduğu, davacı yana yapılan çek iadesi ile birlikte davacının takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
— Tarafından verilen — havale tarihli cevabi yazıda; davacı —– seri numaralı çekin ibraz kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı vekilince, davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin hak düşürücü süreye ilişkin itirazın bakımından; itirazın iptali davalarının bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, işbu bir yıllık sürenin borçlu tarafından itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, davalı vekilince icra takibine —— tarihinde itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin tebliği için gerekli masrafın yatırılmadığı, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edildiği, bu hali ile hak düşürücü sürenin başlamadığı dikkate alınarak; davalı yanın hak düşürücü süreye ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Somut olayda; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraf kayıtlarının davalı kayıtlarında yer alan —— bedelli çek iade kaydı ile davacı yana yapılan virman kaydı dışında birbiriyle uyumlu olduğu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında araç alım satımı haricinde komisyon ilişkisi bulunup bulunmadığı, işbu komisyon ilişkisi nedeniyle davalı tarafından davacı yana yapılan virman kaydının yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında komisyon ilişkisi kurulduğuna dair yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı tarafça, komisyon ilişkisinin kurulduğuna delil olarak ticari defter ve kayıtlar ile dava dışı 3. Kişilere yapılan araç satışlarına dair bir kısım araç satış sözleşmeleri ve bunlara ilişkin ödeme belgelerine dayanılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtlarında komisyon fatura ve ödemelerine rastlanılmadığı gibi, davalı tarafından sunulan kayıtlar da komisyon ilişkisini ispata elverişli değildir. Kaldı ki; her ne kadar taraflarca imza edilmemiş olsa da, tarafların kabulünde olan ve takip tarihinden sonra düzenlenen Sulh ve İbra Protokolü başlıklı belge içeriğinden davalı yanın davacı yana —-borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Anılan belgedeki borç miktarı davalı tarafça inkar edilmemiş, aksine belirtilen miktarın dava dışı ——- yapılan araç satış bedelinin tahsil edilmesi suretiyle ödeneceği, ancak dava dışı şahıs tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle protokolün imza edilemediği belirtilmiştir. Bu hali ile taraflar arasındaki komisyon ilişkisinin varlığının kabulü halinde dahi davalı yan borcunu kabul etmektedir. Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda davacı yana iade edildiği belirtilen ——- bedelli çek bedelinin davacı alacağından düşülmesi gerektiği belirtilmiş ise de, çek bankaya ibraz edilmemiş olmakla, davalı yanın da kabulünde olduğu üzere, çek halen davalı yanın elindedir. Çek, ibraz süresi kaçırılarak, kambiyo vasfını yitirmiş olsa da; davalı taraf, aradaki temel ilişkiye dayanarak işbu çek nedeniyle her zaman alacak isteminde bulunabilecektir. Bu nedenle işbu çek bedeli davacı alacağından düşülemeyecektir. Bu hali ile davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan —– alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——- gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile,
Sabit olan——- alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının ——- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 20.117,30.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 5.029,33.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 15.087,97‬.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 5.029,33.-TL peşin harç ve 44,40.-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 5.073,73‬.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 46,80.-TL posta gideri ve 1.000,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.046,80.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 29.065,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 03/06/2021