Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/360 E. 2021/129 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/360 Esas
KARAR NO : 2021/129

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçludan olan alacağının tahsili için İstanbul ——–. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, borçlunun yetki itirazı neticesinde İstanbul Anadolu——– esas sayılı dosyasından takibe devam olunduğunu, davalının süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunduğunu, takibe konu borcun yapılan hizmet karşılığında kesilen 3 adet fatura olduğunu, davalı borçlunun bu faturalara itiraz etmediğini, borçlunun borca itiraz dilekçesinde borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava şartı olan ———— davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklı bir borcunun olmadığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığını, davacının —— kanıtlanması gerektiğini, huzurdaki davanın cari hesaba dayalı bir fatura alacağı olduğundan takip öncesi faizin talep edilemeyeceğini, davacı tarafın iddia ettiği alacakla ilgili olarak müvekkili —– herhangi bir — konusu olmadığını, bu sebeple müvekkili şirketin davacının iddia ettiği borç sebebi temerrüde düştüğünün kabul edilemeyeceğini, takip öncesi faizin reddine ilişkin karar verilmesini savunarak; itirazın iptali davasının haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, takip konusu faturalar, İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu, ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı ——— adet fatura alacağına istinaden, —— alacağın takip tarihinden itibaren (12.999,52.-TL asıl alacağa işleyecek yıllık) işleyecek %19,50 oranında avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin ——-tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen19/10/2020 tarihli raporda özetle; tarafların 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı yanın kayıtlarına göre taraflar arasındaki ilişkinin——— tarihinde başladığı, davacı tarafından ——— tutarında toplam —————– kesildiği, davalı ———- ödeme yapıldığı, takip tarihi itibari ile davacının—— alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının davacı kayıtları ile birebir örtüştüğü, kayıtlarına göre davacıya 25.599,66 TL borçlu olduğu, takip dayanağı 3 adet faturaya istinaden herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince de rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, fatura alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın ——- dava şartına yönelik itirazı bakımından; davacı vekilince anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının mahkememiz dosyasına sunulduğu, anılan tutanakta başvuru konusu olarak İstanbul —–. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın belirtildiği, dava konusu takip dosyasının da anılan takip dosyasının yetki itirazı sonrası gönderilmesi sonucu açıldığı, hali ile işbu takibin devamı niteliğinde olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuğa başvuru şartının yerine getirildiği anlaşılmakla; davalı yanın bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça; takip konusu 3 adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. ——-gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki———- kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, — borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay —-. HD ——– Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; davalı tarafça —– varlığına itiraz edilmiş ise de, davacı tarafça düzenlenen 3 adet faturanın ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı kayıtlarına göre davacının toplam 25.599,66 TL alacağının bulunduğu, kayıtlarda dava ve takip konusu faturalara istinaden yapılmış bir ödemeye de rastlanılmadığı, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, anılan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu malın teslim edildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu malları davalı tarafa teslim ettiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Talep edilen işlemiş faiz alacağı bakımından ise; davacı tarafça, takip başlatılmadan önce davalı yanın temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalının başlatılan icra takibi ile temerrüde düştüğü, dolayısıyla talep edilen işlemiş faiz alacağının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından (Yargıtay —–Karar Sayılı İlamı, Yargıtay ——-. Hukuk Dairesi’nin ——— Karar Sayılı İlamı); taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı isteminden bulunulmuş ise de; davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından, reddedilen kısım yönünden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABÜLÜ ile,
Sabit olan ——– alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 oranını aşmayacak avans faizi ile birlikte ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davanın İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün—- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Aşan istemlerin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 888,00.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 224,49.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 663,51.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan 224,49.-TL peşin harç, 44,40.-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 268,89.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 700,00.-TL bilirkişi ücreti, 58,20.-TL posta gideri olmak üzere toplam 758,20.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99 oranında olmak üzere 750,62.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5 Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan— belirlenen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —- belirlenen 145,84.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.