Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/325 E. 2021/1399 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/325 Esas
KARAR NO: 2021/1399
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 27/05/2019
KARAR TARİHİ: 20/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkillerinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkilleri hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini dava ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE ;
Dava : 7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici,kesin konkordato mühleti verilmesi ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı —– yönünden ;
Davacı vekili —— üzerinden mahkememize gönderdiği —tarihli dilekçesi ile davacı —- Yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesinde feragate yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 madde hükmü gereğince feragat , davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
HMK.nun 309/2 madde hükmü gereğince feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Ancak davacı tarafından 7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici, kesin konkordato mühleti verilmesi ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi isteminde bulunulduğundan, davacı şirketin borca batık olup olmadığı önem arz etmektedir.
Mahkememizce tedbir kararı ile birlikte atanan konkordato komiserleri tarafından ibraz olunan— tarihli raporlarında, davacı—– borca batık olmadığı belirlenmiştir.
Bu itibarla feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl eden bir taraf muamelesi olduğundan, davacı —- Yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, mahkememizce verilmiş bulunan tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı ———yönünden ;
Davacının dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesinde yazılı belgelerin dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu, gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırıldığı anlaşılmakla; —- tarihli ara kararla, davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete, şirketin mali yapısı göz önüne alınarak bir konkordato komiserinin atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir. Aynı tarihli ara kararla konkordato komiseri olarak —–tarihli ara kararı ile de konkordato komiseri görevinden çekilme isteminde —- istifasının kabulü ile, istifa eden — yerine bu —– atanmasına karar verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir.
— dönemi içinde —-şirketin rayiçlerinin tespiti amacıyla teknik bilirkişler görevlendirilmiş, şirketin mali kayıtları incelenmiş ve rayiç öz varlığı tespit edilmiştir. —– aylık geçici mühletin yeterli olmayacağı anlaşılmakla, davacı şirkete verilen — aylık geçici mühletin —-tarihinden itibaren — ay uzatılmasına karar verilmiştir.
Geçici mühletin sonunda komiser heyetinin raporuna göre davacı şirket yönünden kesin mühletin verilmesi şartlarının oluştuğu mütalaa edilmiş ve —- tarihinden itibaren bir yıllık kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin — tarihli ara kararı ile ; ——tarihinden itibaren davacıya verilen kesin mühlete eklenmesine karar verilmiştir.
Kesin mühlet içinde komiser heyeti ara raporlarını sunmuş, şirketlerin mali ve finansal durumu izlenmiştir. Mahkememizin — tarihli ara kararla, İİK.nun 289/5 maddesi uyarınca kesin mühletin —- tarihinden itibaren — ay süreyle uzatılmasına karar verilmiş, daha sonra Mahkememizce — tarihinde verilen ara kararı ile kesin mühletin İİK 304/2 Maddesi gereği —tarihinden itibaren üç ay uzatılmasına karar verilmiş, mahkememizin — tarihli ara kararı ile İİK 304/2 maddesi gereği verilen üç aylık sürenin —- tarihinden itibaren 2 ay süre uzatılmasına karar verilmiştir.
İİK.nun 305 madde hükümlerinde konkordato tasdikine karar verilebilmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
a) Teklif edilen tutarın , borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması,
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması,
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması,
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların, alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması,
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın , tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması olarak düzenlenmiştir.
Konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali bulunup bulunmadığı yönünde her ne kadar İİK.nun 305 madde hükümlerinde konkordato şartları arasında gösterilmemiş ise de kesin mühlet verilebilmesi için gerekli bu şartın konkordatonun tasdiki içinde evleviyetle aranması gerekmektedir.
Komiser heyeti tarafından sunulan raporlarda, borçlu şirketin revize projede öngördüğü satış hedeflerinin yakalanabilir hedefler olduğu, projede yer verilen kaynakların yaratılması halinde konkordatonun başarıya ulaşabileceği görüşü bildirilmiştir.
İİK’nun 305/f.1,b (a)’da ön görülen şarta göre borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek meblağ konkordato teklifinden daha fazla olacak ise konkordato tasdik edilmeyecektir. Yani bu koşuldan anlaşılması gereken, konkordatonun asgari olarak iflas prosedörünün alacaklılara sağlayacağı miktarı temin etmesi gerekliliğidir. Zira alacaklılar yönünden en kötü senaryo borçlunun iflası olup, bu nedenle karşılaştırma iflas ihtimaline göre yapılmalıdır.
Tasdik için böyle bir şart ön görülmesinin nedeni, dürüst borçlunun konkordato ile korunması hedef tutulurken, ölçünün kaçırılmayarak alacaklıların iflas sonunda elde edebilecekleri paydan yoksun bırakılmalarına yol açılmamasıdır. Bu rasyonel ölçü, borçlu ile alacaklılar arasında adaletli bir yarar dengesinin kurulmasına olanak sağlamaktadır. Gerçekten konkordato müessesesi, alacaklıların zarara uğratılması pahasına, borçluya dengesiz çıkar sağlanması amacına yönelmemekte, alacaklıların konkordato da hiç değilse iflasta sağlayacaklarından aşağı olmayan bir payı elde etmelerini öngörmektedir.
Konkordatonun iflasa nazaran alacaklılara daha iyi imkan sağlayıp sağlayamadığı incelenirken konkordatonun aktifinin ve pasifinin konkordatonun hukukuna ilişkin kuralların öngördüğü biçimde belirlenmesi zorunludur. Bu bakımdan konkordatoya tabi olan borçlara tahsis edilecek aktifin, diğer bir deyimle konkordatoya özgü aktifin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Gerçekten de kanun ödeme teklifinin borçlunun varlığı ile uyumlu ve dengeli olma koşulunu getirirken, hiç kuşkusuz konkordatoya tabi borçlara tahsisi mümkün olan aktifin ve konkordatoda ödenmesi gereken borçları ifade eden pasifin göz önünde tutulmasını amaçlamıştır. Aksi taktirde, borçlunun ödeme teklifinin aktifi ile orantılı olması konusundaki kuralın hiçbir anlam ve işlevi kalmayacağı açıktır. Bu nedenle konkordatoya tabi borçlara tahsisi mümkün olan konkordatonun net aktifinin elde edilebilmesi için konkordatoya tabi olmayıp tamamen ödenmesi gereken rehinli, imtiyazlı ve kamusal nitelikli alacakların ve özel durumlarda bunlarla benzer nitelikte bulunan ve bütünüyle ödenmesi gereken borçların, borçlunun brüt aktifi olarak ifade edebileceğinden tüm aktifinden indirilmesi suretiyle konkordato bakımından göz önünde tutulması gereken aktife ulaşılması gerekmektedir.
Konkordatoya tabi pasif belirlenirken, rehinle temin edilen alacakların, 6183 Sayılı Kanunun ön gördüğü kamu alacaklarının ve İİK’nun 206 md. —— sırası kapsamındaki imtiyazlı alacakların ve konkordato koşullarından etkilenmeyen ayrıcalıklı alacakların, borçlunun tüm borçlarından çıkarılması ve bu şekilde konkordatoya tabi borçların hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıda anlatıldığı şekilde, konkordato aktifinin ve pasifinin belirlenmesinden sonra iflas durumunda konkordatoya tabi aktiflerin paraya çevrilmesi halinde konkordatoya tabi borçların ödenmesinde kullanılabilecek tutar bulunmalıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken, borçlunun iflas tasfiyesinin sonlandırılması için geçecek muhtemel süre, ülkemizdeki enflasyonist ortam, iflas halinde malların paraya çevrilme yüzdeleri gibi tüm etmenler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çerçevede bir değerlendirme yapılarak iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel tutar ile konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel tutarın karşılaştırılması mümkün olacaktır.
—–yapılan hesaplamalarda iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı—- olarak tespit edilmiştir. Borçlu şirket nihai projesinde , konkordatoya tabi borçlarının ödemelerine —– itibariyle başlanacak ve tüm borçlar en geç —– süreçte kapanmış olacaktır. Yani proje tasdik edildiğinde , konkordatoya tabi borçların ödemeleri —-tamamlanacaktır. Yine projeye göre , konkordatoya tabi alacaklıların alacaklarının tamamı faizsiz ödenecektir şeklindedir. İflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle somut olayda , konkordatonun tasdikine ilişkin olarak —- adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması şartı gerçekleştiği belirlenmiştir.
Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığının incelenmesinde, konkordatonun tasdiki için gerekli şartlarından biri de teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmasıdır. Konkordato projeyi kabul etmeyen ve alacağını bildirmemiş alacaklılar içinde bağlayıcı olduğundan orantılık şartı büyük önem taşımaktadır. Zira bu suretle azınlıkta kalan alacaklıların menfaatleri korunmuş olur. Aslında konkordatonun tasdiki için aranan bu şartla gaye borçluya ödeyebileceğinin azamisini ödettirmektir. Keza konkordatoda imkan oldukça borçlu tenzilat istememeli, imkanlarına göre ödeme gücünün zirvesine çıkmalıdır. Bu tasdik şartı bağlamında kanunda teklif edilen tutarın borçlunun mevcudu ile değil, kaynakları ile orantılı olması aranmıştır. Kaynak kavramı ödeme araçları ve temin edilebilecek her türlü finansal kaynağı ifade etmekte olup, bu yönüyle mevcut ibaresinden daha geniş bir içeriğe sahiptir. Borçlunun teklifinin kaynakları ile orantılı olup olmadığı, borçlunun paraya çevirerek ödemelerde kullanabileceği mal varlığının değerleri, muhtemel gelirleri, nakit akışı, beklenen hakları dikkate alınarak tespit edilir. Yani bu şart bağlamında değerlendirme yapılırken borçlunun işletmenin devamını engellemeyecek mallarını satmak suretiyle sağlayabileceği alacaklıların tahsili suretiyle elde edileceği ve borç ödemelerinde kullanabileceği kaynaklarının belirlenmesi gerekmektedir.
—— tarafından sunulan raporlarında, ödemelerin gerçekleştirileceği dönemde şirketin elde edebileceği karın —-olduğu belirtilmiştir. Şirketin mevcut kaynakları ve borçların ödenmesinin planlandığı dönemde yaratabileceği kaynaklarından şirket borçları çıkarıldığında , şirketin kullanabileceği —- tutarında kaynak kaldığı, kaynak fazlası gözükse de kaynak hedeflerinde yaşanması muhtemel sapmalar nedeniyle ,şirketin kaynak fazlasının kalmayacağının düşünüldüğü, borçlu şirkretin teklifinin kaynaklarıyla orantılı olduğu belirtilmiştir.
Konkordato projesinin 302. Maddesinde ön görülen çoğunlukla kabul edilip edilmediğinin tespiti;
İİK’nun 302 maddesine göre ; projesi
a-Kaydedilmiş olan alacakların ve alacaklıların,
b-Kaydedilmiş olan alacaklıların 1/4’ini ve alacaklıların 2/3’sini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacaktır.
Görüldüğü gibi kanun koyucu, konkordato projesinin kabulü için iki alternatifli bir çoğunluk ön görmüştür. Yani konkordato projesinin kabul edilmiş sayılabilmesi için alternatif iki çoğunluktan birinin gerçekleşmesi yeterlidir.
Komiser heyetince hazırlanan nisap listelerinde konkordato nisabına dahil alacaklı sayısının ——, bu alacaklıların konkordato nisabına dahil alacaklarının toplamının ise —- olduğu görülmüştür.
Teklifi kabul eden alacaklı sayasının— teklifi kabul edenlerin nisaba mesnet teşkil eden alacaklarının toplamının — olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesinin — teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içerisindeki yüzdesinin —– olduğu belirlenmiştir. Borçlu şirket İİK 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını şeklindeki çoğunluğu sağladığı belirlenmiştir.
— nisap çizelgelerini oluştururken doğru bir biçimde alacak kaydı yaptırmasa dahi borçlu şirketin ticari defterlerinden anlaşılan alacaklıları da nisapta dikkate aldığı, üçüncü kişilere ait mallarla rehin altına alınan alacakları adi alacak olarak kabul ettiği, çekişmeli hale gelen alacağı için İİK md. 302/f.6 uyarınca mahkememize başvuran alacaklıları nisaba mahkemece oluşturulan ara kararlarındaki tutarlar üzerinden dahil ettiği görülmüştür.
Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorunda olmasıdır. İİK’nun mad. 305/f.1, b.(d) uyarınca —- Sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçların ifasının, alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.
Konkordato komiserleri tarafından sunulan raporda borçlu şirketin teminat gösterilmesi gereken borcunun bulunmadığı belirtildiğinden, borçlu şirket yönünden teminat şartının da yerine getirildiği belirlenmiştir.
Konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerekir.
492 Sayılı Harçlar Kanununa ekli —– sayılı tarifeye göre adi alacaklılar bakımından konkordatonun tasdiki için yatırılması gereken harç, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden — olduğu, konkordatoya tabi borç toplamının — miktar üzerinden yatırılması gereken harç tutarının — olduğu ve söz konusu harcın da —- yatırıldığı görülmüştür.
Bu itibarla yapılan yargılama ve toplanan delillere göre aşağıda belirtildiği şekilde davacı —– yönünden konkordatonun onanmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
A-Davacı —- tarafından açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
Bu davacı ile ilgili verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
Komiser heyetinin görevine son verilmesine,
Kararın ilanına,
İlgili yerlere müzekkere yazılmasına,
B-Davacı —- Tarafından açılan davanın KABULÜ ile ;
1—- numarası ile kayıtlı davacı—-konkordato projesinin İİK’nun 305.maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE,
2-Davacı —– konkordatoya tabi borçlarının % 100’ünün faizsiz olarak —başlamak üzere —- aylık vadede aylık eşit taksitler halinde ödenmesine,
3-Konkordato tasdik edildiğinde kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
4-İİK’nun 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hale geldiğinin TESPİTİNE,
5-Konkordato işbu tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelmiş olmakla İİK’nun 308/ç maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin DÜŞMESİNE,
6-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
7-İİK’nun 306/2 nci maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak ve gözetim tedbirlerini almak üzere mali müşavir ——— tasdik kararı itibari ile göreve başlamak üzere kayyım olarak atanmasına, kayyım tarafından borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda 2 ayda bir Mahkememize rapor sunulmasına, atanan kayyım için aylık —- ücret takdiri ile takdir edilen ücretin her ayın —- arasında mahkememiz veznesine depo edilmesine,
8-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
9-İİK’nun 306/son maddesi uyarıca tasdik kararının —–Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288’nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
10—– olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin —– BİLDİRİLMESİNE,
11-İİK’nın 308/f maddesi uyarınca konkordatonun tamamen feshi halinde borçlunun İİK’nın 308.nci maddesi gereğince iflasına karar verilebileceği hususu gözönüne alınarak borçlu tarafından yatırılan iflas avansının bu aşamada iadesine YER OLMADIĞINA, iflas avansının ödeme takviminde belirtilen tüm borçlar ödendikten sonra borçlu şirkete talep halinde İADESİNE,
12—- heyeti tarafından sunulan —– kararın eki sayılmasına,
13-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafça yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
15-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı vekili yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a madde hükmü uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın konkordato talep eden borçluya tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içerisinde————– Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2021