Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/304 E. 2021/663 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/304 Esas
KARAR NO : 2021/663
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 20/05/2019
KARAR TARİHİ: 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı —-gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde —poliçe — sözleşmesi kapsamında — nakliyat sigorta ——nezdinde bulunan muhtelif emteaların sigorta süresince sigortalandığını, sigortalı. — tarihinde dava dışı —– mobilyanın taşıma işini üstlendiğini, taşıma işiııi davalıya taşere ettiğini, davalı — arasında gerçekleşecek taşıma işini —– unvanlı şirketi fiili taşıyıcı olarak görevlendirdiğini, taşıma sırasında sigortalı emteanın hasar gördüğünü, alanında uzman eksperin yaptığı inceleme sonucu gerçek hasar miktarının —- belirlendiğini, anılan sigorta sözleşmesi kapsamında zarar görene ödenmek üzere bu miktar sigortalıya —– tarihinde müvekkil şirket tarafından ödendiğini, müvekkili şirketin TTK m. 1472 uyarınca sigortalısına halef olduğunu, CMR m.l7/l’de belirtildiği üzere “Taşımacı yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” İbaresin olduğunu, davalının hukuken hasar bedelinin tamamını müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirket sigortalı nezdinde meydana gelen zarardan dolayı —–tarihinde davalıya rücu ettiğini bildirir mektup gönderdiğini, davalının müvekkil şirkete ödeme yapmamış ve müvekkil şirket alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında dava konusu icra takibini başlattığını, müvekkili şirket ilgili icra dosyasıyla borçlu davalıdan sigortalısına ödediği bedeli ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle talep ettiğini, davalının bu takibe borcu olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, davalının itirazı haksız ve müvekkilin alacağına kavuşma süresini uzatmaya yönelik bulunduğunu belirterek —— Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Uyuşmazlık konusu —- taşımasında davalı müvekkilinin yer almadığını, taşımada ilk nakliyeci olarak dava dışı — yer aldığını, son nakliyesinin ise —– olduğunu ve pasif husumet yokluğu bulunduğunu, aynca aktif husumet yönünden ise taşıma işinde gönderenin dava dışı — olduğunu, davacı— şirketinin tanzim ettiği poliçenin sigortalısının ilk nakliyeci—–olduğunu, fakat bu şirketin taşımaya kontı emtia üzerinde hakkı olmadığını sadece emtiaların taşınmasını üstlendiğini, dosyaya ——- tarafından tanzim edilen hamule senedinin temiz olduğunu, gönderilen tarafından CMR 30.maddsinde belirtilen sürelende veya daha sonra yapılmış bir hasar ihban da bulunmadığını, davacının dayandığı ekspertiz raporunda da hasar nedeninin nakliye ve tahliyesi sırasında emtiaların birbirine sürtmesi olarak açıklandığını, sigortalı şeyin ambalajlanması ve hazırlanmasındaki yetersizlik ve uygunsuzluğa işaret edildiğini, hasann hatalı istif veya halalı boşaltma nedeni ile meydana geldiğinin kabul edilmesi halinde ise nakliyecinin %25 kusurlu olduğunun kabul edilebileceğini, davacının dayanağı olan ekspertiz raporunda da hasar şekline göre hasarlı olduğu iddia edilen emtiaların sovtaj değeri olduğunu, ancak davacının sovtaj uygulamadığını, bu neden ile lıasar bedelinin hesaplanması gerektiğini, davacının icra takibindeki faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini, vekalet ücreti ile müvekkili şirketin yapmış olduğu masrafın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini, geçerli olmayan bir poliçeye bağlı ödeme yapılmasının, davacının kötü niyetini sabit kıldığından %20 haksız icra tazminatının davacıdan alınarak müvekkile şirkete verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taşıma sebebiyle hasarlanan malın bedelini sigortalısına ödeyen davacı şirketin davalı şirkete rücu için başlattığı icra takibinin itiraz üzerine durması neticesinde İİK’nun 67/1 maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,———- mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine — diğer asıl alacağı ve —- olmak üzere toplam — tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —-tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bir sigorta uzmanı ve bir CMR uzmanından oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler tarafından dosyamıza ayrık rapor sunulmuştur.
Sigorta uzmanı bilirkişi — tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; davacının iddiaları doğrultusunda alacağının varlığının tespit edilmesi durumunda davacı — takip günü itibariyle —– alacağının hesap edildiği, alacağa icra gününden faiz işletilebileceği, icra inkar tazminatının mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Cmr uzmanı bilirkişi — tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; dava konusu olayda dava dışı— firmasının fiili taşıyıcı olduğu, davalı —- taşımada rol aldığına dair dosya kapsamında somut bir verinin mevcut olmadığı, bu bağlamda davalının —— sayılı dosyası ile başlatılan takibe vaki itirazının yerinde olacağı, taşınan emtiada meydana gelen hasarın yetersiz ambalajlamadan kaynaklandığının anlaşıldığı, CMR Konvansiyonu 17.madde 2.paragraf gereği taşıyıcının sorumlu olamayacağı, davacı —-sunduğu poliçe şartları gereği meydana gelen hasarın teminat kapsamında kabul edilemeyeceği, davacı — teminata dahil olmayan hasar ödemesinin lütuf ödemesi olarak kabul edilebileceği, davacı —-lütuf ödemesi sonucu halefiyet elde edemeyeceğinden rücuen tazminat talebinde bulunamayacağı, davacının —– dosyası ile başlatmış olduğu takibe davalının ferileri ile birlikte vaki itirazının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davanın taşıma sebebiyle hasarlanan malın bedelini sigortalısına ödeyen davacı şirketin davalı şirkete rücu için başlattığı icra takibinin itiraz üzerine durması neticesinde İİK’nun 67/1 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu , mahkememizce uyuşmazlığın uluslararası karayolu taşımacılığı neticesinde meydana geldiğinin anlaşıldığı, bu sebeple bir CMR uzmanı ve bir sigorta bilirkişisinden rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerin ayrık rapor vermeyi tercih ettikleri —— tarihli sigortacı bilirkişinin vermiş olduğu raporda herhangi bir tespite yer verilmeyip sadece davacının iddiaları doğrultusunda alacağının varlığının tespit edilmesi durumunda davacı — şirketinin takip günü itibariyle —— alacağının hesap edildiği şeklinde tespitte bulunulduğu , bu tespitin ise uyuşmazlığı çözmekten uzak olup mahkememizce bu bilirkişi raporuna itibar edilmeyip hükme esas alınmadığı, —– tarihli cmr uzmanı bilirkişinin sunmuş olduğu raporun ise uyuşmazlığın esasının doğru tespit edip uyuşmazlık konularına dair cmr mevzuatı uyarınca doğru tespitlerde bulunduğu, gerekçeli bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış, dosyaya sunulu olan ekspertiz raporunun evrak üzerinden hazırlandığı, ekspertiz raporunda davalının taşıma işini üstlenerek fiili taşıma işini—–devrettiği belirtilmiş ise de bunun ispatına yarayan herhangi bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, taşıma sektöründeki ticari teamüllere göre taşımak üzere üzerine aldığı yükü bir başka taşıyıcıya devreden firmanın bu devri kendi lehine pozitif bir farkla yapmasının gerekeceği, bu farkın kendi karını oluşturacağını, aradaki sorumluluk silsilesinin de bu şekilde kaybolmayacağı, fiili taşıyıcının navlun faturasını yükü kendisine devreden adına düzenleyeceği, daha sonra da devredenin yükü kendisine veren yük sahibine navlun faturası düzenlediği, eğer alt taşıyıcı olduğu iddia edilen —–davaya konu yükü davalıdan almış ise navlun faturasını davalı adına düzenlemesinin gerekeceği, davalının da bu fatura üzerine yükü kendisine veren —- navlun faturası düzenlemesinin gerekeceği ancak somut olayda fiili taşıyıcı olan—- davacının sigortalısı olan—– navlun faturası düzenlediği, davalı şirketin arada bulunmadığı, bu durumda cmr hükümleri açısından davalının somut taşıma işinde bulunduğuna dair elde bir veri olmadığı, dosyaya sunulu olan ekspertiz raporu ve hasar fotoğrafları incelendiğinde taşınan emtia üzerinde çizilme, soyulma ve ezilmelerden kaynaklı hasarın araç içerisinde sabitleme yetersizliğinden değil ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmış olabileceği bu hususta cmr uzmanı bilirkişinin tespitine aynen katılındığı, bu tip eşyanın taşınması sırasında hava kabarcıklı naylon malzeme ile eşyanın ambalajlanması durumunda taşınan eşyaya dışarıdan gelebilecek hasarın basit şekilde önlenebileceği, mobilya imalatçısı olan göndericinin bu hususu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu sebeple hasarın yetersiz ambalajlamadan kaynaklanmış olabileceği, davalı taşıyıcının yetersiz ambalaj sebebi ile Cmr Md. 17 gereğince hasardan mesul olmayacağı, sigorta açısından yapılan değerlendirmede ise dosyaya sunulu olan sigorta poliçesinin davalı adına düzenlenmiş olan —- olduğu, davacının sigortalısı olan akdi taşıyıcı —– kendi adına düzenlemiş olduğu —— kapsamında kendi müşterisine bu taşımaya özgü olarak düzenlendiği spesifik bir emtia nakliyat poliçesinin dosyada bulunmadığı, —- ———- veya hasar meydana gelmesi halinde malın teslimi anında taşıyan veya yetkili temsilcisinin imzasına havi bir tutanakla bu hususun tespit ettirilmesi, eğer malın teslimi anında ziya veya hasarlar haricen belli değil ise malın tesliminden itibaren 3 gün içerisinde taşıyan veya yetkili temsilcisine noter vasıtasıyla ihtar edilmesi şarttır… Aksi takdirde ziya veya hasar tazmin edilmez ” şeklinde açık ihtarın yer aldığı, bu ihtarın gereğinin yerine getirildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir belgenin de bulunmadığı, poliçenin özel şartlarında 2 numaralı başlıkta “sigortalı emtianın özelliğine uygun olmayan ambalajlama, istifleme ve/veya sabitleme kusurlarından doğan hasarlar teminat haricidir” şeklindeki açık hüküm gereği ambalaj hatasını teminat harici olduğu, bu sebeple taşınan emtiada meydana gelen hasarın tekmil dosya kapsamında yetersiz ambalajlanmadan kaynaklandığı ve cmr md 17. Gereğince taşıyıcının bu hasardan sorumlu olmayacağı, davacının yapmış olduğu ödemenin teminata da dahil olmadığı bu yönden lütuf ödemesi olarak kabul edilebileceği davacı şirketin yapmış olduğu lütuf ödemesi ile halefiyet de elde edemeyeceği, bu sebeple rücu şartlarının da gerçekleşmediği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş, davacının kötüniyeti isbat edilememekle kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İspatlanamayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı olan 59,30 TL maktu harçtan dava açılışı esnasında peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.096,27-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; tarafların arabuluculuk toplantısına katıldığı ancak anlaşma sağlanamadığından ve dava reddedildiğinden arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK ‘nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 08/06/2021