Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/300 E. 2020/611 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/300 Esas
KARAR NO: 2020/611
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —–müvekkili kurum tarafından ——– bedelli ticari amaçlı taşıt kredisi kullandırıldığını, davalının bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirkete kredi kullandırmak suretiyle sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirdiğini, ancak ne dava dışı asıl borçlunun ne de davalı borçlunun taahhütlerini yerine getirmediklerini, kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkili kurum tarafından asıl borçlu ve müteselsil kefilin hesabının kat edildiğini ve tüm borcun muaccel hale geldiğini, kredinin geri ödenmemesi üzerine———– yevmiye numaralı hesap kat ihtarının borçlu şirkete ve davalıya keşide edildiğini, bir aylık süre içerisinde itiraz edilmeyerek kesinleşen hesap kat ihtarı neticesinde müvekkilinin tüm alacağının muaccel olmasına rağmen davalı ve dava dışı asıl borçlu tarafından ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından dava dışı şirket hakkında ———sayılı dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine, davalı borçlu hakkında ise ———- sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine, takibe, borca ve faize itiraz edildiğini, —— —–müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı tacir olmasa bile, tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 Sayılı TTK’nun 7.maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince kefil yönünden de bağlayıcı olduğunu, müvekkili kurum ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşmede ” Sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıklarda uyuşmazlığın gidileceği yetkili merci ——– denildiğini, dava dışı şirketin tacir olduğu, müvekkili kurum ile aralarında yetki sözleşmesi yapıldığı, müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı borçlu için de yetkinin bağlayıcı olduğunu, bu nedenle takibin yetkili icra dairelerinde yapıldığından davalının yetki itirazının reddi gerektiğini, davalının itirazının kötü niyetli olup tamamen borçtan kurtulmak adına yapılan bir itiraz olduğunu, dava dışı şirket hakkında başlatılan takipte—- asıl alacak——– alacaklarının talep edildiğini, davalı hakkında başlatılan yasal takipte de yine aynı kalemlerin tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla talep edildiğini, eldeki davada rehin dosyasından rehinli aracın satışı yapıldıktan sonra ve dosya borcundan düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden itirazın iptali talep edildiğini, rehin dosyasından —– plakalı aracın satışının yapıldığını ve araç satışından toplam —– ödeme alındığını, araç satışından alınan ödeme dışında borçlu tarafından ödeme yapılmadığını, dava tarihi itibariyle müvekkili kurumun —— bulunduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun —– sayılı dosyasının —– işlemiş faiz,—- olmak üzere toplam —-takip miktarına yapılan itirazın iptaline, —- tutarındaki asıl alacağa muacceliyet tarihinden itibaren işlemiş — temerrüt faizi ve —- üzerinden yapılan takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı ile dava dışı asıl borçlu —–arasınd-acağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davaya dayanak —- dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine —– masraf olmak üzere toplam ——- üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça süresi içerisinde icra dairesinin yetkisi ile birlikte borca itiraz edildiği ve yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın İİK 67 m. gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; —- takip tarihi itibariyle davalıdan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla —– toplam davacının alacağı hesaplandığını, kefil kefalet limitinden ve temerrüdünün sonuçlarına katlanacağından davalı kefilin sözleşmedeki toplam kefalet tutarının —-olduğunu, hesaplanan toplam borç tutarının üzerinde olması nedeniyle toplam ——- ve kendi temerrüdünden sorumlu olacağını, takip tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar 6102 sayılı TTK’nun 8.maddesindeki ” Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir” hükmü gözetilerek yukarıda belirlenen asıl alacak tutarı üzerinden senevi—– temerrüt faizi ile sözleşme hükmüne göre de faizin —-vergisinin istenebileceğini, takip sonrasında ancak dava tarihi arasında —- tarihinde yapılmış olan —- satışından sağlanan tutarın TBK 100.madde kapsamında tenzil edilerek —- dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamada asıl alacak —- olmak üzere toplam ——olarak tespit etmiştir.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen ve taraflara tebliğ edilip itiraza uğramayan bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, kredi alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmayarak, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
Davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı bakımından; —— kararına göre “Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca bu sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefili olan davalıyı da bağlar.” Taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesine göre —— ve icra daireleri yetkili kılınmış olup, müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı sözleşmedeki yetki şartıyla bağlı olduğundan icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı .———–kredi limitli ve toplam —- bedelli ticari amaçlı taşıt ve rehin sözleşmesi imzalanmıştır. Kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla davalı —– imzaladığı görülmüştür. Kefil sıfatıyla imzada bulunan davalının kefalet limiti —– olarak sözleşmeye derç edilmiştir.
Ayrıca —— plakalı, —— marka —- üzerinde davacı banka lehine rehin tesis edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin “Kredinin geri ödenmesi, muacceliyet ve temerrüt” başlıklı 4. maddesine göre “Müşteri ve kefil borcunu en geç geri ödeme planında belirtilen tarihlerde veya belirtilen tarihin resmi tatil günü olması halinde en geç takip eden ilk iş gününde nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder.Müşteri ve kefil kısmi ödemenin kabul edilmesi halinde dahi taksitin ödenmeyen kısmı için temerrüt hükümlerinin işleyeceğini, taksitlerden herhangi biri vadesinde ödenmediği takdirde bakiye borcunun tamamının hiçbir ihbar veya merasime ihtiyaç olmaksızın kendiliğinden muaccel olacağını ve bu sebeple anapara ve faizlerin fon ve gider vergileri ile birlikte derhal nakden tediye ile mükellef olduklarını kabul ve taahhüt etmişlerdir.”hükmü yer almaktadır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bilirkişi raporuna göre sözleşmenin eki niteliğinde bulunan kredi ödeme tablosu ve ekstre kayıtları incelendiğinde ilk üç taksidin velhasıl herhangi bir kredi taksidinin ödenmediği görülmüştür.———- yevmiye numaralı kat ihtarnamesi düzenlenmiş ve borç muaccel hale gelmiştir. Kat ihtarnamesinde davalıdan borcunu en geç —–gün içinde ödemesi talep edilmiştir.Davalının verilen sürede ödemede bulunmadığı, davacının davalı müteselsil kefil —– alacak tutarının icra takip tarihi itibariyle—- asıl alacak, ——– masraf olmak üzere toplam —olduğu, ancak iş bu davaya dayanak —- irtibatlı —–dosyası üzerinden de taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı ve—- tarihinde davacı şirket tarafından ——edildiği görülmekle ve taleple bağlı kalınarak davacının —-asıl alacak, —- —-olmak üzere — —- üzere alacaklı olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla %20 icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının ——- dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, -tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla- takibin —- olmak üzere —– üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %17,76 faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.876,38 TL nisbi karar harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 627,92 TL harcın mahsubu ile kalan 1.248,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 627,92 TL peşin harç ve 6,40 TL vekaletname harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 600,00 TL Bilirkişi gideri, 155,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 755,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 370,86 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 384,64‬ TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre belirlenen 4.120,29 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——–nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/10/2020