Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/274 E. 2020/591 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/274 Esas
KARAR NO: 2020/591
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 25/10/2017
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ———–tarihinde davacı müvekkilin desteği —- yolcu olarak bulunduğu dava dışı ——– sevk ve idaresindeki ———– plakalı araç ile tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin desteğinin meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, aracın ——–davalı tarafından yapıldığını, müvekkilinin müteveffa ile evliliklerini sona erdirmiş olmasına rağmen aynı evde imam nikahlı olarak yaşadıklarını, müvekkilinin müteveffa ——– desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigortaya yapılan başvuru dilekçesinin —- tarihinde tebliğ edildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, kaza ile ilgili soruşturma dosyasından alınan raporda dava dışı araç sürücüsü ———- %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek; şimdilik ——– maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin ———— Mahkemeleri olduğunu, davacının tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, müteveffa ile boşandıklarını, bu nedenle desteklikten bahsedilemeyeceğini, davacının gerçek zararının belirlenmesi gerektiğini, davacının kazadan uzun bir süre sonra başvuruda bulunduğunu, başvuru üzerine aktüer raporu alındığını, davacıya ödeme yapılmayacağının bildirildiğin, kusur durumlarının tespitinin gerektiğini, müteveffanın müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini, hatır taşıması durumunun araştırılması gerektiğini, —— tarafından yapılan ödemelerin tenzilinin gerektiğini savunarak; davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
—————– sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, ceza dosyası,———- emniyet araştırmaları, tanık beyanları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—— Tarafında düzenlenen poliçe ve hasar dosyasının incelenmesinde; —-plakalı aracın — başlangıç tarihli —- bitiş tarihli———— sigortalandığı, sigortalının dava dışı —- olduğu, poliçe limitinin —- olduğu, aracın ———olduğu, kullanım tarzının ticari olarak belirtildiği, ——– tarihli düzeltme zeyilnamesi ile aracın kullanım şeklinin özel olarak düzeltildiği, davacı tarafından davalı sigortaya yapılan başvuru sonucunda ———– tarihinde davalı tarafından başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
———–Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının incelenmesinde; dava dışı araç sürücüsü hakkında dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak taksirle adam öldürme suçundan kamu davası açıldığı, soruşturma aşamasında alınan kusur raporunda araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, yargılama sırasından ——– alınan kusur raporunda da araç sürücüsünün eşdeğer derecede kusurlu olduğu, yola giren köpeğin olayın meydana gelmesinde eşdeğer derecede etken olduğu hususlarının belirtildiği, yargılama sonucunda araç sürücüsü hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmeksizin ———- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yetkisizlik kararı verilen mahkemece davacı tarafça bildirilen tanıkların dinlenilmesi için talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince — tarihinde dinlenilen tanık ————- ayrı ayrı tanıyorum ancak evli olup olmadıkları hakkında bir bilgim yoktur. —– kaza yaptığını biliyorum ancak ne şekilde nasıl öldüğünü bilmiyorum. —— nasıl geçindiğini ve kimin baktığını bilmiyorum. Para ödenip ödenmediğini bilmiyorum” beyanında bulunarak, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Yine — tarihli talimat duruşmasından dinlenilen tanık ——- “Ben tarafları mahalle muhtarı olmamdan dolayı tanıyorum. Taraflar evlilerdi. Sonrasında boşandılar ancak aynı evde yaşamaya devam ediyorlardı, evin ihtiyacını —- sağlıyordu. Sonrasında —- trafik kazası sonucu vefat etti. —– öncesinde büfesi vardı, sonrasında belediyede işe girdi diye biliyorum. Evin geçimini —- yapıyordu. Şuanda —çalışmıyor. —–vefat ettikten sonra —— herhangi bir para almadığını bilmiyorum” beyanında bulunarak, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Yine — tarihli talimat duruşmasında dinlenilen tanık ———- aynı mahallede olmamız nedeni ile tanıyorum. Ben mahallede cami imamıyım. Taraflar ——-oturuyor ancak tarafların ayrılıp ayrılmadığını bilmiyorum. Ben tarafları evli diye biliyordum. —trafik kazasında vefat etti. —- ölmeden önce —-bakıyordu. ——vefat etmeden önce çocuklarına bakıyordu ancak vefat ettikten sonra geçimlerinin nasıl sağlandığını bilmiyorum. Herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum. —- biryerde çalışmıyor diye biliyorum” beyanında bulunarak, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
—-tarafından sunulan——– tarihli yazı cevabında davacıya dava konusu kaza sonucu öken eli nedeniyle rücuya tabi gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Yetkisizlik kararı verilen mahkemece bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişi tarafından düzenlenen ————– tarihli raporda özetle; —- yaşam tablosuna ve dönemsel asgari ücretler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının destekten yoksun kalma zararının —— olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince sunulan —-tarihli talep artırım dilekçesi ile—— olan dava değeri ——– arttırılmış, tamamlama harcı yatırılmış, talep artırım dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan emniyet araştırmasında; davacı ile müteveffa ——— yılında boşandıkları, davacının boşandıktan sonra abisinin ikamesine taşındığı, ——— kadar eşi ile ayrı yaşadıktan sonra tekrar resmi nikahsız olarak beraber yaşadıkları, davacının boşandığından bu zamana kadar babasından kalma emekli maaşı aldığı, geçimini bu maaş ve mütevaffanın geliri ile sağladığını, davacının ikamet ettiği evin kira olmadığı, eşinden kalma olduğu hususlarının tespit edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, meydana gelen trafik kazası sonucu müteveffa eski eşinin desteğinden yoksun kalındığından bahisle tazminat isteminde bulunulduğu; davalı tarafça, davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.’nun 45/2. maddesine ————– dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa, ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir ———–
Somut olay bakımından; davacı ile müteveffa ———- yılında boşandıkları, ancak boşandıktan bir süre sonra tekrar beraber yaşamaya başladıkları, davacının geçiminin müteveffa tarafından sağlandığı, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının müteveffanın desteğinden mahrum kaldığı, dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları ve yapılan emniyet araştırması ile sabit olduğu, davacı yanın eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 85. maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmü düzenlemiştir. Düzenlemeye göre; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimseye verilen zarardan dolayı sürücü ile birlikte motorlu aracın işleteni de meydana gelen zarardan kanun gereği müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır. ————da; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde ————- da motorlu aracın işletilmesi halinde meydana gelen zarardan poliçe limitleri dahilinde sorumludur.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, kesinleşen ceza dosyasından alınan kusura ilişkin raporlarda dava dışı sigortalı araç sürüsünün meydana gelen trafik kazasında kusurlu olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın ———— yaşam tablosunu göre bilinen asgari ücretler esas alınarak yapıldığı, yapılan hesaplamanın mahkememizce de benimsendiği, davacının destekten yoksun kalma zararının ——— olarak hesaplandığı, hesaplanan tutarın poliçe limitleri içerisinde kaldığı, davalı sigortanın işbu tazminat kaleminden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı yanın müterafik kusur indirimi yapılmasına ilişkin talebi bakımından; dosyada mevcut bilgi ve belgelerden müteveffanın kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu, kaldı ki bu hususun tek başına müterafik kusur indirimi yapılması için yeterli olmadığı, ayrıca emniyet kemerinin takılmamasının zararın artmasına sebebiyet verdiği hususunun da ispatlanması gerektiği, bunu ispat yükünün ise davalı tarafta olduğu, buna ilişkin dosya kapsamında yeterli delilin bulunmadığı anlaşıldığından; davalı yanın müterafik kusur indirimi yapılmasına ilişkin talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı yanın hatır taşıması indirimi yapılmasına ilişkin talebi bakımından; dosya ve özellikle ceza dosyasında alınan sanık ve tanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere, müteveffa — arkadaşı olan dava dışı araç sürücüsü———- ile birlikte balığa gitmek üzere araca bindiği, kazanın da bu esnada gerçekleştiği, bu bağlamda taşımanın hatır taşıması olarak nitelendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla; tespit olunan tazminattan, —- doğrultusunda, —————– indirim yapılmak suretiyle ———- destekten yoksun kalma tazminatı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Talep olunan faiz istemi yönünden; davacı tarafından davalı sigortaya —–tarihinde başvuruda bulunulduğu, sigorta tarafından başvurunun ———tarihinde reddedildiği, davalının bu tarih itibari ile temerrüde düştüğü, kazaya karışan sigortalı aracın ———- olduğu, ticari nitelikte bulunduğu anlaşılmakla; talep olunan tazminata temerrüt tarihi ——– tarihinden itibaren artan azalan oranlarda avans faizi işletilebileceği kanaatine varılmıştır.
Yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından; incelenen deliller ve yapılan yargılama sonucunda davacı tarafça taleplerinin haklılığın ispatlandığı, talep ve tespit olunan tazminattan TBK md. 51 (eBK md. 43) uyarınca mahkememizce takdiri olarak indirim yapıldığı, bu nedenle reddolunan kısım yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ———— gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile;
—- destek yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan ——- tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
Aşan istemin hatır taşıması nedeni ile belirlenen tazminattan %20 oranında indirim yapılması nedeni ile reddine
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.559,88 TL’den dava açılırken yatırılan 31,40 TL peşin harç ve tamamlama harcı olarak yatırılan 521,34 TL olmak üzere toplam 552,74 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.007,14 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç, 521,34 TL tamamlama harcı ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 584,14 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 307,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 807,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 15.854,38 TL vekalet davalıdan alınarak ile davacıya verilmesine,
7.Davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.