Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/251 E. 2021/684 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/251 Esas
KARAR NO : 2021/684

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından ——— tarihinde İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nünde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinin müvekkili ——————- doğan para alacağına dayandığını, davalı borçlunun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi gereği edimlerini yerine getirmediğinden para borcunu kapsayan işbu edimin yerine getirilmesi aksi halde hukuki yollara başvurulacağının T.C Kartal —- Tarih , —- numaralı ihtarname ile bildirildiği, ancak bu ihtar üzerine de borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu——— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğu, izah edilen sebepler muvacehesinde fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; İİK’nun 67/1. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul Anadolu—-İcra Müdürlüğü’nün—- Esas sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu —— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 12.000,00-TL Asıl alacak , 147,45-TL geçmiş gün faizi, 246,12-TL ihtarname masrafı ve 3,02-TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 12.396,59-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 12/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 12/01/2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça,—satım sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları belirlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartları arasında sayılmış, 115.maddesinde de dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (A) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
——tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile 6102 sayılı Ticaret Kanununun 5/3.maddesi değiştirilerek bir davanın ticari veya hukuki niteliği nedeniyle mahkemenin iş alanına girip girmediği, taraflarca sadece ilk itiraz şeklinde ileri sürülebileceği şeklindeki düzenleme, “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Somut olay bakımından; davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı zira uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, esasen davacının tacir olmayıp ticari işletmesinin de bulunmadığı , bu hususun davacı vekilinin—– Celse beyanıyla da sabit olduğu , davacının ek bir gelir elde etmek maksadı ile ——- sözleşmesi imzaladığı, sözleşme borçlusu davalının ——————sözleşmenin ——- tabir edilen ve para yatıran kişilerin gelir elde etmek amacında oldukları, dolayısıyla davacının gelir etmek amacıyla imzaladığı sözleşmeden kaynaklanan alacağı kapsamında tüketici olarak da değerlendirilemeyeceği , taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamının da dışında kaldığı taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ve tüketici niteliği olmadığı bu durumda davaya bakma hususunda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, görev şartının kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği, davacının tacir olmadığının vekilinin beyanı ile sabit olduğu, ticari işletme kaydının tespit edilmediği, dosya kapsamında davalı her ne kadar tacir ise de uyuşmazlığın TTK 4 kapsamında her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı esasen yukarıda zikredildiği üzere davacının ticari işletmesinin de bulunmadığı, bu hali ile eldeki davanın hem mutlak hem nispi ticari davalardan olmadığı, bu durumda davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli ——–Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.