Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/240 E. 2020/222 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/240 Esas
KARAR NO : 2020/222

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan
Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2014
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davacı şirketin ————— nominal sermayesi bulunan ve————sermayesine sahip ortağı olduğunu, şirketin aynı sermaye payına sahip diğer eşit hisseli ortağı davalı …’ olduğunu, Şirketin —–ilan olunan ana sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca … ve diğer ————-şirket müdürleri olarak şirketi müşterek imzaları ile temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını, ——————- bulunduğu adreste bir tersane işletmek ve bu tersanede lüks yatların imalatı, tadilatı ve revizyonu işleri ile iştigal etmek üzere kurulduğunu, 30’dan fazla personel ile faaliyet gösterdiğini, diğer ortak …’ın zaman içerisinde müvekkilini şirketten uzaklaştırarak şirketin fiili yönetimini ele alma teşebbüslerine giriştiğini, şirketin eşit hisseli ortağı müvekkilini ——-ederek şirket yönetimini ele almaya çalıştığını, …’ın, müvekkilinin imzasını taklit etmek/ettirmek suretiyle tanzim ettiği ve tescil ettirdiğini, 31.01.2012 tarihli sahte genel kurul / ortaklar kurulu kararı ile müvekkilinin müdürlük sıfatını ve imza yetkisini kaldırdığını, şahsını şirketi münferit imzası ile temsil eden tek müdür konuma getirdiğini, Bu metinde müvekkiline atfedilen imzanın müvekkiline ait olmadığını, durumun öğrenilmesi üzerine sahte ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti talebiyle açtıkları davada İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———-sayılı kararı ile davayı kabul ettiği ve 31.01.2012 tarihli genel kurul kararı altında müvekkiline atfen atılan imzanın sahteliğinin tespiti ile ortaklar kurulu kararının hükümsüz olduğunun tespitine karar verdiğini, davalının bu şekilde ele geçirdiği —- yetkileriyle, yukarıda belirtilen davada mahkemece ihtiyati tedbir kararıyla şirkete yönetim kayyımı tayin edilen 31.12.2012 tarihine kadar, tek başına hareket ederek şirketi zararlandırıcı fiiller içine girdiğini, bu fiillerin, davalının müdürlük yetkisi sona erdikten sonra da devam ettiğini, Bu durumda şirketin fesih ve tasfiyesi talep edildiğini, iş bu dava sonunda İstanbul Anadolu ———. Asliye Ticaret Mahkemesi —————-. Sayılı ilamıyla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verdiğini, kararın taraflarca temyiz edilmeyerek ———-tarihi itibariyle kesinleştiğini, Davalının bu esnada eşi ———– adına kurduğu, fakat bizzat kendisinin faaliyet gösterdiği————-. isimli ———————ait ———- imkanlarını kullanarak işlemler yürüttüğünü, şirket ile rekabet ettiğini, bu vakıa ve hukuki sebebe ilişkin olarak ikame ettikleri tazminat davasının Anadolu——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin———–sayılı dosyasında derdest olduğunu Şirket yönetimini fiilen ele geçiren davalının şirketi bu dönemde başkaca zararlara uğrattığı dava tarihi itibariyle öğrenildiğini, bu zararların kapsam ve miktarı huzurdaki yargılama neticesinde tam olarak tespit olunacağını, davalının yukarıda belirtilen derdest davaya konu sorumluluk fiil ve hallerine ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, huzurdaki davalının farklı fılleriyle —— şirketini uğratmış olduğu zararların tazmini talep edildiğinı,——- şirket müdür ve ortakları hakkında, ———- yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümler uygulandığını, bu kapsamda şirket ortaklarının şirketi zarara uğratan diğer ortak ve müdürler hakkında tazminat şirkete verilmek üzere dava açabildiklerini, TTK’nın 644. maddesi atfı uyarınca anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin TTK 553 ila 561 hükümleri ———-ortak ve yöneticilerine de tatbik edildiğini, Huzurdaki davada davalının,—– aktiflerini buharlaştırmak ve ——-şirketinin bu dönemde inşa ettiği bir teknenin —–sözleşme bedelinin şirket kasasına tahsil edilmemesi, fiilleri nedeniyle şirkete verdiği zararların dava konusu edildiğini,
Bu çerçevede ———- adalarında kurulu———uzunluğında bir teknenin —– gerçekleştirilmesi için bir sözleşme imzalandığını, Sözleşmeye göre sözleşme bedeli ödemelerinin ———şirketi tarafından gerçekleştirileceğini, … yönetimindeki ——- iş bu sözleşmedeki işlerin yerine getirilmesini yüklendiği ve bu çerçevede bir iş ve maliyet bütçesi çıkardığını, malzeme alımlarına ilişkin olarak elde edilebilen fatura ve kayıtlar incelendiğinde davalı yönetimindeki bu denemde şirketin başkaca bir işi olmadığı halde iş bu maliyet bütçesinin üzerinde alımlar gerçekleştirdiği ve —— teknesine montaj ve teslimi gerçekleştirilen malzeme sayı ve niceliğinin, şirkete alım yapılmış gösterilen malzeme sayı ve niceliğinin altında olduğunun tespit edildiğini, ————-şirketi tarafından iş sahibi ——–firmalarına kesilen faturaların sunulduğunu, Bu durumda davalının yönetim döneminde, usulsüz işlemlerle şirket aktiflerinin bıharlaştırıldığını, bu dönemde şirketten sebepsiz bir şekilde doğrudan para çıkışlarının da mevcut olup, davalının bu tutarlardan da sorumlu olduğunun,
Davalı …’ın, sahte ortaklar kurulu kararı ile şirketin yönetim ve kontrolünü tek başına ele geçirdiği 31.01.2012 tarihinden sonra şirketin tüm faaliyetlerinde şirketin içini boşaltmayı amaç edinerek hareket ettiği ve açık ve örtülü işlemlerle şirketi zarara uğrattığnı, Şirketi ele geçiren davalının, şirket kasasında bulunan meblağları geçerli bir sebebi olmaksızın şirketten üçüncü kişiler üzerine transfer ettiğini, Davalının 10.02.2012 tarihinde 100.000 USD tutarında bir meblağı üçüncü kişi ———-unvanlı firmanın hesaplarına transfer ettiği, işlemin duyulması üzerine ise iş bu peşin transferi haklı göstermeye yarayacak fıktif faturalama ve işlemlerle transfere gerekçe yaratılmaya çalışıldığını, oysa karşılığı gerçekte alınmayan bu tutarın şirketin açık zararı olduğunu, Bunun dışında şirket kayıtları üzerinde gerçekleştirilecek bir inceleme ile şirketin mevcudunun benzer şekildeki sebepsiz transferlerle buharlaştırılması işlemleri ve bu suretle oluşan zararlar tespit olunabileceğini,——– şirketinin kaynaklarının dolaylı yollarla da buharlaştırıldığını, bu çerçevede piyasa rayicinin çok üzerinde fiyatlarla şirkete malzeme – hammadde alınılan gösterilerek şirket nakdinin üçüncü firmalar eliyle buharlaştırmasının sağlandığı; bu itibarla 31.01.2012 tarihinden itibaren şirkete kesilen tüm faturalar üzerinde ———konularında uzman ve piyasa bilgisine sahip teknik bilirkişilerin katılımı ile inceleme———şirketine rayicin üzerinde fiyatlarla malzeme alımı gösterilmek suretiyle bu şirketin uğradığı zararların tespiti ve hüküm altına alınmasını,
——müdürlüğü döneminde davalı …———— şirketinin gerçekleştirmekte olduğu —- şirkete malzeme alımları gerçekleştirmiş ya da gerçekleştirilmiş gibi gösterdiğini, bu alımlar ya imalat ihtiyacının çok üzerinde bir sayı gösterilerek, şirkete gerçekte teslim edilmeyen malzemelerin bedelleri şirkete ödettirildiğini ve şirketin bu suretle zarara sokulduğunu, Bir diğer taraftan şirket stoklarında bulunması gereken malzeme ve stokların —–devredildiği tarih itibariyle şirket elinde bulunmadığını, Şirketin kontrolünü 31.01.2012 tarihinde ele geçiren davalı …’ın, bu tarih ve sonrasında şirket stok ve ———– giren ve rayiç piyasa fiyatları ile satışı yapılarak şirketten çıkışı gerçekleşmeyen her türlü malzeme, hammadde ve —— eksiksiz olarak teslim etmekle yükümlü olduğunu, aksi halde şirket kayıtlarında mevcut göründüğü halde halihazırda mevcut olmayan her türlü unsurun rayiç piyasa değerinden kendisinin şirkete karşı sorumlu olduğu ifade edildiğini,
—— aktiflerinin buharlaştırılması sebebiyle ——- maddi zararlarının şimdilik şirketin mahkeme tedbir kararı ile kayyıma devredildiği tarih ve aynı zamanda zarar tarihi olan 31.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile ———–şirket kasasına tahsil edilmemesi nedeniyle bu zarar tutarının devlet bankalarının bir —-tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile —–ödenmesine, Karar erilmesi talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davaya konu genel kurul kararının, bizzat davacı tarafından çıkarıldığını, davalının —– verdiği iddiasının mesnetsizliği bir yana —— yönetimi …——-hiç olmadığı kadar kar elde ettiğini, asıl zararı davacının kendisinin verdiğini, davacının imzasını taklit ettiği iddiasının yerinde olmadığını,—– imza incelemesi yaptırıldığını, imzanın davalıya ait olmadığının tespit edildiğini, Müvekkili aleyhine atfedilen sahte genel kurul kararı tanzim edildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığının yukarıdaki raporla sübut bulmasının yanı sıra; anılan iddiaların hayatın olağan akışı ve ticari teamüller çerçevesinde de son derece dayanaksız olduğunu, Müvekkilinin sahtelik yapıldığı iddia edilen dönemden daha sonraki bir tarihte, ——— şirket işlerini yürütmek ürere —— tarafından yetkilendirildiğini,——- akdettiği bir sözleşme uyarınca ———–, Müvekkilinin talimatıyla şirketten uzaklaştırıldığını iddia eden …’nın şahsi hesabına gönderildiğini, Ayrıca, genel kurul ————– ayında alınmış, bu sözde sahtelik ——— tarafından aylar sonra fark edildiğini, Sadece iki ortağın olduğu———— gündelik islerin yogun olduğu, faal bir şirkettir. Böyle bir şirkette ————ayına kadar şirketi temsil yetkisinin diğer ortağa geçtiğinden haberdar olunmaması, ticari yaşamın gerekliliğine ters düşen bir durum olduğunu, ——tarihinden daha sonraki bir tarih olan——— târihinde şirket ortakları toplanmış ve şirket ana sözleşmesinin —— maddesinin değiştirilmesi hakkında karar verdiklerini, davacı taraf, bu kararı alırken daha önceki bir tarihte alınmış olan genel kurul kararını görmediğini, bundan haberdar olmadığını iddia etmekte ise de bu iddia hayatın olağan akışına ve ticari yaşamın geçekliğine ters olduğunu, TTK m. 18’de belirtildiği gibi her tacir ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmelidir.———————-arasında akdedilen sözleşme uyarınca ———– hesaplarına girmesi gereken bedel, Müvekkilimizin talimatıyla ve Davacı ———–şahsi hesabına gönderilmiştir. Bu bedelin gönderilmesinden sonra Davacı …, ———————–hesaplarına göndermediğini, bununla da kalmayarak anılan bedeli göndermemek ve Müvekkilimizi sindirmek amacıyla huzurdaki işbu davayı ve oncesindekileri ikame etmiştir. ——–davalar ikame ederek Müvekkili …’ı korkutacağını ve paranın hesabının sorulmayacağını düşündüğünü, Müvekkilinin sindirmek ve uhdesindeki bedeli geri vermemek amacıyla atfettiği tüm asılsız iddiaların yanı sıra; ortadan kaybolmak ve Davacı tarafın ifadesiyle adeta ‘———— şekil ve surette ———– ile rekabet edecek iş ve işlemlere girmediğini, davacı tarafın usulsüzlük ve zarar iddialarının hiçbir mesneti ve dayanağı olmadığını, dava dilekçesinin HMK 119/1 (e) bendine uygun olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinde hukuki yararın mevcut olmadığını, şirketin % 50 payına sahip olan davacının en az müvekkili kadar şirket işleri ile iştigal etmek, işlerin yürüyüşünü yönetmek ve denetlemekle yükümlü olduğunu, davaya konu ettiği zarar kalemleri hakkında en azından bilgi sahibi olması gereken davacı tarafın ikame ettiği iş bu belirsiz alacak davasında hukuki yararının mevcut olmadığını, müvekkili ——— iddiasının yerinde olmadığını, davacının sıklıkla yurt dışında gittiğini, uzun süre yurt dışında kaldığını, bu nedenle şirketin işlerinin ——– yürütülmesi için imza yetkisini müvekkiline aktarmak istediğini, bununla ilgili gerekli işlemleri yaptığını, kendisinin imzasını taklit ettiğini söylediği tutanağın tanzimi, tamamen kendisi tarafından organize edildiğini, müvekkilinin şirketi zarara uğrattığı iddiasının yerinde olmadığını, TTK 553. Maddesi uyarınca ispat yükünün davacıda olduğunu, şirketin zarar ettirildiği döneme ilişkin olarak müvekkili yönetiminde daha çok kar elde ettiğini, dava dilekçesinin HMK 119/1 maddesi hükmünde aranan şartları ihtiava etmemesi, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaati bulunmadığından davanın hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan reddini, şirketin müvekkili tarafından müspet veya menfi herhangi bir davranışından dolayı herhangi bir zarara uğramamış olmasından ve davada bu zararın ispat edilemediğinden, davanın esastan reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK KARAR;
Mahkememizce————- sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI;
Yargıtay ——–.Hukuk Dairesinin ——————— karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, dava konusu bakiye sözleşme bedeli için fatura kesildiği, kesilen faturanın tahsil edilemediği gerekçeli kararda vurgulanmış olmasına rağmen, bu zararın nasıl ortadan kalktığı açıklanmadan, bu zarar kalemi ile ilgili herhangi bir tahsilat yapılıp yapılmadığı, zararın gerçekleşip gerçekleşmediği, eğer ki tahsilat yapılmamış ise anılan zarar kaleminin oluşmasında davalının sorumluluğunun doğup doğmadığı konusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, davacı vekilinin anılan zarar kalemine ilişkin olarak bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü itirazlar da karşılanmadan eksik inceleme ve olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” şeklinde karar vererek istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozularak kaldırılmasına karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.
Usulüne uygun yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bilirkişilerden bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Düzenlenen ek bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Zarara uğratıldığı iddia edilen ————– sermaye ile——————sayısında tescil edilerek —— kişilik kazanmıştır. Şirketin davacı (…) ve davalıdan (…) oluşan ve sermayenin %50’şer payına sahip (500.000,00 TL sermayesine sahip) iki ortağı bulunmaktadır.
Şirketin —————– ilan olunan ana sözleşmesinin 9. Maddesine göre, davacı … ve diğer Ortak davalı … —- olarak şirketi müşterek imzaları ile temsil ve ilzama yetkili kılınmışlardır.——- ———- arasında, ————- yapımı için anlaşma imzalamışlardır.———adına anlaşmaya müdürler, davacı … ve diğer müdür davalı … imza atmıştır.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra, ———— tarihli ortaklar kurulu kararında, şirketin temsil yapısı değişmiş, şirketin münferit temsil yetkisine sahip tek yetkilisi davalı … olmuştur.
Davalı müdür sıfatına sahip iken sözleşme gereği gerekli faturaları kesmiş ve ödemeleri almıştır.
Davacı ortağın, müdür değişikliğine ilişkin genel kurul kararının hükümsüzlüğünü —- tarihinde dava etmesi sonucunda, önce Kadıköy —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası kapsamında —- tarihinde, sonrasında ise Kadıköy — Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ——- Esas sayılı dosya kapsamında ——– kayyım atanmıştır.
Dava sonucunda, Kadıköy —— Asliye Ticaret Mahkemesince —– sayılı kararı ile davalıyı müdür seçen 31.01.2012 tarihli genel kurul kararının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Dava dışı ——– tarihinde kayyım atandıktan sonra, —– tamamlanmadığı tespit edilememiştir. Ancak, tamamlandığı varsayımında, sözleşmeye göre, kesilmesi gereken —— tutarındaki faturanın, şirketin kayyım yönetimine geçtikten sonraki 02.09.2013 tarihinde kesildiği görülmektedir.
Bu nedenle, şirkete —— tarihinde kayyım atandığı dikkate alındığında, anılan faturanın önceden kesilmemesinden ve tahsil edilememesinden dolayı dava dışı şirketin zarara uğradığı hususunun kanıtlanamadığı, işin tamamlanmış olduğu varsayımında, faturası kesilmiş olduğu için —— hem —– şirketinden, hem de —- olan —— şirketinden sözleşmeye göre, 401.961,36 Euro alacaklı olduğu, bu alacağı sözleşme hükümlerine göre takip ve dava etmesi gerektiği, alacağı tahsil edememesi durumunda belki şirket zararından söz edilebileceği belirlenmiştir.
————————–borçlu olmasına rağmen borçlu firmaya —-tarihinde serbest bırakılması nedeniyle —– sonrasında sözleşmeye göre —— yapılan işlere devam edilmesi amacıyla ———– ödeme almaya devam ettiği, bu sebeple teknenin ————– bir zarara uğramadığı zaten sözleşmenin ————– olduğu, en son faturanın, şirkete kayyım atandığı tarih olan ————— tarihinde kesildiği ve ödemenin alındığı, ————— tarihinde kayyum tarafından kesilen fatura bedelinin tahsili için yasal yollara başvurulmadığı, dava dışı şirketin zarara uğradığı hususunun kanıtlanamadığı belirlenmekle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM;Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açkılandığı üzere,
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-KARAR HARCI
Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 14.515,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.432,30 TL nin karar kesinleştikten sonra istem halinde davacıya iadesine,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Tümü reddedilen davanın değeri olan————— üzerinden davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen olunan 59.550,00 TLTL. TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 3,80 TL vekalet harcı ile yapılan 26,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.