Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/184 E. 2021/638 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/184 Esas
KARAR NO: 2021/638
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2019
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı taraftan cari hesap alacağının bulunduğunu, alacağı tahsil etmek amacıyla ——— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olduğunu belirterek; asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında kötü niyet tazminatına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete ——— tarihinde TK Md. 35 göre, dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK 128 madde hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, vergi dairesi kayıtları, —– sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından cari hesap alacağına ilişkin olarak davalı aleyhine — asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam —-alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık —- oranında avans faiziyle birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından ——— tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan— tarihli raporda özetle; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, — yılından devreden alacağın —- yılında davalı yana —tutarında fatura düzenlendiği, davalı tarafından — parça halinde toplam — ödeme yapıldığı, davacının takip tarihi itibariyle —– alacaklı olarak göründüğü, davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmediğinden inceleme yapılamadığı, fatura konusu ürünün —imzasına teslim edildiği, davacı yanın davalıdan —- alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilince sunulan — tarihli dilekçe ile; dava dilekçesinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davacının müvekkiline kestiği —tutarlı faturadan başka fatura kesmediğini, davacı yana toplam —— tutarında ödeme yapıldığı belirtilerek; davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça mal teslimine ilişkin olarak sunulan sevk irsaliyesi altındaki imza yönünden davalı asile isticvap davetiyesi çıkarılmış ve tebliğ edilmiş, Mahkememizin —— tarihli celsesinde “söz konusu sevk irsaliyesi altında imzası bulunan kişi benim kardeşimdir, o dönemde benim yanımda çalışmaktaydı, davacı tarafça düzenlenen ——— faturalık malın teslimine ilişkin belgedir, söz konusu mal tarafımızca teslim alınmıştır.” beyanında bulunmuş ve işbu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce davalı yanın ödeme savunması dikkate alınarak önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin — yılında başladığı, davacı tarafından davalı yana toplam —-adet fatura düzenlendiği, faturaların her iki taraf defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacı kayıtlarında toplam —- bedelli davalı ödemesinin bulunduğu ve —– alacak bakiyesi verdiği, davalı kayıtlarında ise bakiyenin sıfır olduğu, davalı tarafından yapıldığı belirtilen toplam— bedelli ödemenin davacı kayıtlarında yer almadığı, davacı alacağının —– olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça cari hesap alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça, süresinden sonra sunulan dilekçe ile ——– bedelli fatura yönünden ödeme savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın usulsüz tebligata ilişkin itirazı bakımından; davalı yana dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, aksinin kabulü halinde dahi, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafından sunulan — tarihli dilekçede davadan ——— tarihinde haberdar olunduğunun bildirildiği, bu halde dahi sunulan cevap dilekçesinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu —– adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun ——– kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ———— alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. —-
Somut olay bakımından ise; her ne kadar bilirkişiye ——- yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilmemiş ise de, taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- başladığı, takibe konu alacağın cari hesap alacağına ilişkin olduğu, bu hali ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin tamamının incelenmesi gerektiği, inceleme gününde de taraflarca —- yılına ait ticari defter ve kayıtların ibraz edildiği, bu hali ile yapılan incelemenin yargılamanın devamı için gerekli olduğu, davacı tarafından düzenlenen —– bedelli faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı, anılan faturalara itiraz edildiğine dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, yukarıda anılan —- belirtildiği üzere, fatura konusu malların davalı yana teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, ———- bedelli faturanın davalı yanın kayıtlarında yer aldığı ve davalının da kabulünde olduğu, davalı tarafça anılan fatura bedelinin ödendiğinin savunulduğu, davalı tarafça her ne kadar süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamış ise de ödeme savunmasının her zaman yapılabileceği, davalı tarafça yapılan toplam —– bedelli ödemenin davacı kayıtlarında yer aldığı, toplam ——– bedelli ödeme yönünden davacı yan tarafından düzenlenen cari hesaba ait olduğu savunulan ekran görüntüsüne dayanıldığı, ancak anılan ekran görüntüsünün davacı yana ait olup olmadığının anlaşılmadığı, bunun davacı tarafça açıkça kabul edilmediği, incelenen ticari defter ve kayıtlarda da anılan ödemelere rastlanılmadığı, başkaca bir delilin dosyada mevcut olmadığı, yapılan kesin süreye rağmen başkaca bir delilin de sunulmadığı, bu hali ile davacının takip tarihi itibariyle davalıdan ——alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —— taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —– avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —- ve —- gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile,
—- alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —- aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının ——–sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 483,32 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 120,83 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 362,49 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 120,83 TL peşin harç ve 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 165,23 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi ücreti ve 168,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 818,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———–nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 03/06/2021