Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/171 E. 2023/448 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/171 Esas
KARAR NO: 2023/448 Karar
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 18/03/2016
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının——Maddesi gereğince — adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ——- Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların sürücüsü, maliki ve sigortacısı olduğu aracın 17/09/2006 tarihinde yaya olarak yolun karşısına geçmeye çalışan müvekkili davacıya çarptığını, meydana gelen kazada müvekkiline yüklenecek herhangi bir kusur olmadığını, araç sürücüsünün hakkında açılan ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet ile cezalandırıldığını, davacı hakkında ——– düzenlenen raporda %42 oranında özürlü olduğunun belirtildiğinden bahisle davacının iş gücü kaybı nedeniyle doğan maddi zararının ve manevi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan yargılama sırasında dava dilekçesini tekrarla, davalıların zamanaşımı itirazına ilişkin olarak davalı sigortacının 15/10/2015 tarihinde yaptığı ödeme ile zamanaşımının kesildiğinden bahisle zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın üzerinden geçen zaman nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazadaki kusur durumunun ——- raporu ile belirlenmesi gerektiğini, davacının daha önce yaptığı başvuru neticesinde 15/10/2015 tarihinde 33.921,00 TL ödendiğini ve sorumluluklarının kalmadığını, davacının maluliyete ilişkin iddialarının rapor ile belirlenmesi ve gelirini de belgelerle kanıtlaması gerektiğinden bahisle davanın öncelikle zamanaşımı kabul görmediği takdirde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar— vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin olarak kaza tarihine göre belirlenen zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu ve söz konusu sürenin de dolduğundan bahisle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, kazadaki asli kusurun davacıya ait olduğunu, ayrıca kazaya karışan sürücünün davacının asli kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde kendisini toparlayamadığını ve çalışamadığını davacının aksine kendisinin zararının doğduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen maddi ve manevi zararının tazmini talebidir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, sigorta poliçeleri, hasar dosyaları, maluliyet raporları ile dosya içerisindeki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İLK KARAR;
Mahkememizce——— sayılı kararı ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA İLAMI;
—— karar sayılı ilamında;
“….Bu durumda, kaza nedeniyle davacının gördüğü tüm tedavilere ilişkin belgelerin ilgili kurum ve kuruluşlardan temin edilerek, ——— veya bir üniversite hastanesinin —– dalı bölümünden, davacıda bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavisinin ne zaman sona ereceği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor alındıktan sonra, gelişen durumun olup olmadığı da dikkate alınarak, zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının değerlendirilmesi ve zamanaşımı defi hakkında karar verilmesi gerekirken bu araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,….” şeklinde karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.
İstinaf kaldırma ilamı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vefat etmekle mirasçıları usulüne uygun olarak davaya dahil edilmiştir.
İstinaf ilamı doğrultusunda dosya ——– sevk edilmiş davacı müteveffanın şikayetleri de dikkate alınarak davaya konu yaralanması sebebiyle tedavilerinin tamamlanarak hangi tarihte normal şartlar altında sağlığına kavuşmuş sayılabileceği, kaza sonrasında tedavi sürecinde gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, normal şartlarda tedavisinin ne zaman sona ereceği, çalışma gücünün kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği hususunda rapor düzenlenilmesi istenmiştir.
—-tarafından —- göre düzenlenen —- tarihli raporda özetle; Dosyadaki mevcut tıbbi belgelere göre; ——— tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının; 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII ( 22Hb……………….20)A%24 , Gr1 XII ( 32a….1)A%5 , Balthazard formülüne göre; %27.8 olup; E cetveline göre: %28.0 (yüzdeyirmisekiznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce—– raporunun taraflara tebliğ edildiği, raporun —-kaldırma ilamını karşılamadığı anlaşılmakla; Dosyanın tekrar ——– sevki ile tüm tedavi belgeleri temin edilmiş olmakla müteveffa davacıda bulunan şikayetlerde dikkate alınarak davacının yaralanması sebebiyle tedavilerin tamamlanarak hangi tarihte normal şartlar altında sağlığına kavuşmuş sayılabileceği, kaza sonrasında tedavi sürecinde gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, normal şartlar altında tedavisinin ne zaman sona ereceği, çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği hususlarında açık şekilde tarih de belirtilerek yeniden rapor düzenlenmesi için dosya tekrar kül halinde —– sevk edilmiş—— hükümleri yönetmeliğine göre düzenlenen —— tarihli raporda özetle; İyileşme süresinin travma sonucu kişide meydana gelen lezyonlarda anatomik, fizyolojik ve rehabilitasyon sonucu, kişinin durumunda artık bir değişiklik beklenmediği zamana kadar geçmesi gereken süreyi ifade ettiği, bu sürenin kişinin yaşı, sağlığı, organ ve kemik yapısı, komplikasyonların oluşup oluşmaması ile kişiden kişiye değişebileceği, verilen iyileşme süresinin normal şartlarda bu tür lezyonlardaki ortalama iyileşme süresi olduğu,——-kişinin son durum muayenesinin bu süre sonunda yapılarak kişide vücut çalışma gücü kaybı hususunda görüş bildirildiği, kişinin dava konusu 17/09/2006 tarihli kaza nedeniyle İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, kesin iyileşme (iş göremezlik) süresinin kişinin tedavi ve takibini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği, normal şartlarda vücut çalışma gücü kaybının bu geçici iyileşme (iş göremezlik) süresi sonundan itibaren kesin olarak belirlenebileceği, Kişinin dosyada mevcut son durum muayenesi olan ——- Hastanesinde yapılan muayenesinde saptanan bulguların normal şartlar altında olaydan 9(dokuz) ay sonra sekel haline gelmiş olduğunun kabul edilebileceği, mevcut belgelere göre gelişen bir durum olmadığı, dosyadaki mevcut tıbbi belgelere göre;——- oğlu — tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının; 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII ( 22Hb……………….20)A%24
Gr1 XII ( 32a….1)A%5
Balthazard formülüne göre; %27.8 olup; E cetveline göre: %28.0 (yüzdeyirmisekiznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazmini olduğu, mahkememizce ilk olarak davanın zamanaşımı sebebiyle reddedildiği, akabinde istinaf mahkemesinde yukarıda belirtilen sebepler ile mahkememiz kararının kaldırıldığı, kaldırma kararı doğrultusunda inceleme yapılası için dosyanın —— sevk edildiği, bu doğrultuda aldırılan 31/03/2023 tarihli raporda 17/09/2016 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, kesin iyileşme (iş göremezlik) süresinin kişinin tedavi ve takibini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği, normal şartlarda vücut çalışma gücü kaybının bu geçici iyileşme (iş göremezlik) süresi sonundan itibaren kesin olarak belirlenebileceği, kişinin dosyada mevcut son durum muayenesi olan ——– yapılan muayenesinde saptanan bulguların normal şartlar altında olaydan 9(dokuz) ay sonra sekel haline gelmiş olduğunun kabul edilebileceği, mevcut belgelere göre gelişen bir durum olmadığının rapor edildiği, bu doğrultuda kaza tarihi olan 17/09/2006 tarihinden itibaren 9 ay sonra yani —- tarihinde ——- tesbit edilen bulguların yani maluliyetin sekel haline gelmiş olacağı, davacının maluliyetinin 17/06/2007 tarihinde kesin olarak belirlenebilir olduğu, ayrıca maluliyetinin gelişiminde değişen bir durum da olmadığının ——– raporuyla tespit edildiği, KTK’nın 109.maddesinin 1.ve 2. Fıkralarında motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağının belirtildiği, dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1.madde ve fıkrasında zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz düzenlemesine yer verildiği, 2918 sayılı KTK’nun 109.maddesinde ise söz konusu sürenin iki yıla çıkarıldığı, zarar doğuran eylem aynı zamanda cezayı gerektirir nitelikte ise; eğer ceza kanunundaki ya da ceza hükümlerini taşıyan özel kanunlardaki bu eylem için kabul edilen zamanaşımı süresi, BK’ndaki 1 yıllık süreden daha kısa ise, o zaman yine BK. m. 60/I (TBK m. 72) maddesinin somut olaya uygulanması gerekeceği, ceza kanunundaki zamanaşımı süresi BK. m. 60/I’deki süreden daha uzun ise, o zaman bu uzun sürenin tazminat davaları için de uygulama yeri bulacağı, uygulanması söz konusu olan ceza davası zamanaşımı süresi ise, fiilin gerçekleştiği tarihte ve halen halen yürürlükteki 5237 sayılı TCK’nun 66. maddesine göre belirleneceği, somut olay bakımından müteveffa davacının yaya olduğu, eylemin TCK’nın 89.maddesinde yer alan taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, suçun türüne göre TCK’nın 66.maddesinde belirlenen zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, kazanın 17/09/2006 tarihinde meydana geldiği, alınan———- raporu doğrultusunda davacının maluliyetinde değişen bir durum olmadığı ve maluliyetinin kaza tarihinden 9 ay sonra belirlenebilir olduğunun belirtildiği, bu durumda 17/06/2007 tarihinden itibaren 8 yıllık zamanaşımı süresinin 17/06/2015 tarihinde dolmasına rağmen eldeki davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, her ne kadar davacı vekilince davalı sigortanın 15/10/2015 tarihinde yaptığı ödeme ile zamanaşımının kesildiği iddia edilmiş ise de zamanaşımı süresinin yapılan ödeme tarihinden önce 17/06/2015 tarihinde dolduğu, dolayısıyla dolan zamanaşımının kesilemeyeceği mahkememizce anlaşılmış ve açılan davanın zamanaşımı sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın zamanışımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 179,90-TL olduğundan peşin alınan 174,20-TL’den mahsubu ile eksik bakiye 5,70-TL’nin davacı müteveffanın mirasçılarından tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden maddi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. Maddesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı müteveffanın mirasçılarından tahsili ile davalılara ödenmesine,
4-Davalılar ———- kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden manevi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3.maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı müteveffanın mirasçılarından tahsili ile davalılar ———– ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı müteveffanın mirasçıları üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacı müteveffanın mirasçılarına miras payları oranında iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ——-vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde———— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/06/2023