Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/149 E. 2023/122 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/149 Esas
KARAR NO: 2023/122
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/05/2015
KARAR TARİHİ: 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- tarafından diğer davalı—— karşı icra takibi başlatıldığını, davalı —- müvekkiline birinci haciz ihbarnamesi gönderdiğini, söz konusu haciz ihbarnamesine müvekkilinin —— muharebe numaralı belgesi ile itirazda bulunduğunu, müvekkili tarafından birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmesine rağmen kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, anılan ihbarnameye de müvekkili tarafından —— numaralı dosyası ile itiraz edildiğini, ilgili icra dosyasının kayıp olduğunu, müvekkiline gönderilen tüm haciz ihbarnamelerine itiraz edilmesine rağmen kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bahse konu ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olduğunu, müvekkiline ait taşınmazlara haciz konulduğunu, müvekkiline ait taşınmazların —- tarihinde ihale edildiğini, müvekkilinin aracı olduğunu, müvekkilinin —- tarihine kadar —– gerçekleştirdiğini, müvekkilinin satıştan komşusu aracılığıyla haberdar olduğunu, müvekkiline gönderilen tebligatlarda usulsüzlükler yapıldığını, müvekkili tarafından teslim alınmayan tebligatların bizzat muhataba teslim olarak kayıtlara geçtiğini, davalılar arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, müvekkili ile davalı ——- arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme ilişkisi içerisinde müvekkilinin toprak sahibi davalı — yüklenici olduğunu, davalı —- kaynaklanan tüm alacaklarına kavuştuğunu, müvekkilinin davalı — herhangi bir borcu kalmadığını belirterek müvekkilinin——— dosyasında borçlu olmadığının tespitini, müvekkili tarafından açılan ihalenin feshi davasının reddedilmesi halinde müvekkilinin uğrayacağı zararın tespit edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —-cevap dilekçesinde özetle: davalı —alacaklı olduğunu, davalı — davacı —- alacaklı olduğunu, davalı —-arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, davalı — anılan sözleşmeden kaynaklanan 7 adet daire alacağı olduğunu, davacı —— danışıklı işlemler gerçekleştirdiğini, davacı ——- devretmesi gereken daireleri devretmeyerek üçüncü kişilere sattığını, davacının kendisini zarara uğrattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte imzaya itiraz dışındaki bütün itirazlara borca itiraz denir; borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, faiz oranına itiraz, yetki itirazı gibi ——–
Hem 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6762 sayılı TTK), hem de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı TTK) kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri, poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir ———
6102 sayılı TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır.
Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. —— ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi “şart kabul etmeyen” bir işlemdir ———-
——– kararında da benimsendiği üzere, 6762 sayılı TTK’nın 688. Maddesinde belirtilen şekli koşulların yanında taraflar bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez ———
—– karar sayılı görevsizlik kararı ile—- görevsizlik kararı ile gönderilmiş;——– tarihli kararı ile yukarıdaki esası alarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tarafça—– haciz ihtarnamesine usulüne uygun itiraz edilmesine rağmen itiraz edilmemiş gibi değerlendirme yapılarak dosyaya borçlu olarak eklendikleri iddiasıyla gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihtarnamelerinin iptali ile takipte borçlu sıfatının kaldırılmasına dair dava (şikayet) açıldığı, davanın kabulü ile işbu yargılama konusu menfi tespit davasına konu —– takip bakımından, 2004 sayılı Yasanın 89 uncu maddelerine istinaden gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilerek şikayet eden (işbu dava davacısının) in borçlu sıfatının kaldırılmasına karar verildiği, kararın davalı/alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine,—– ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, temyiz incelemesinde de kararın onandığı ve —–tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılı uyuşmazlık sonucu, iş bu menfi tespit davası sonucunu doğrudan etkileyeceğinden bekletici mesele yapılmıştır. Zira takibe bağlı olarak borçlu olunmadığının tespiti davasında davacı tarafın takibin borçlusu olması ve bir borunun bulunduğu iddiasının var olması gerekir. Kesinleşen ilam ile davacının borçlu sıfatının kaldırıldığı, bu nedenle davacı bakımından borcun bulunmadığı anlaşıldığından menfi tespit davası konusuz kalmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 25,20.-TL ve 3.732,00.-TL peşin harcın toplamı 3.757,20.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.577,30.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 179,90.-TL peşin harç ve 25,20.-TL başvuru harcı toplamı 205,10.-TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00.-TL bilirkişi ücreti ve 528,85‬.-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.528,85.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5.-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 6/1 madde hükmü gereğince davacı yararına belirlenen 33.800,00 .-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde——— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.09/02/2023