Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/146 E. 2022/438 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/146 Esas
KARAR NO: 2022/438
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/03/2019
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —— doğan borcu nedeniyle —– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini, taraflar arasında —- tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin ödemenin bir kısmını çekle bir kısmını da nakit olarak yaptığını, ancak davalının kendi üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, itirazın kötü niyetli olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana dava dilekçesi —— tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md 128 uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Yargılama sırasında davalı şirket hakkında —- Sayılı kararı ile davalı şirketin—karar verilmiş, bu sebeple—–tebligat çıkarılarak taraf teşkilinin sağlanmıştır. Ancak—- istinaf edilmesi üzerine —— ilamı ile mahkeme kararının kaldırılması nedeniyle yeniden davalı asil şirkete tebligat çıkarılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, sözleşme, —— dosyası, alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– Sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde; davacı tarafça davalı aleyhine —- alacağın takip tarihinden itibaren —- oranında işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—- tarihinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, davanın yasal — yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı yanın ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere —- talimat yazılmasına karar verilmiş, düzenlenen—-tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı yanın — yılı ticari defter kayıtlarının elektronik defter tutma şartları yerine getirilmediğinden sahibi lehine delil olma vasfına haiz olmadığı, davacı hesap hareketlerini gösteren cari hesap ekstresinde davaya konu—– tutarında davalının davacıya borçlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı yanın ticari defter kayıtları ile dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; davacının — yılına ait ticari defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacının davalıdan —cari hesap alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilince dosyaya sunulan —– tarihli belge altında davalı adına atılı imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda davalı asile isticvap davetiyesi çıkarılmış, isticvap davetiyesi usulüne uygun olarak elektronik tebligat yolu ile davalı asile — tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı asilin belirlenen —- tarihli duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, yapılan sözleşme gereği davacı tarafça yapılan ödemeler karşılığında davalı yanın mal tesliminde bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan — tarihli sözleşmeye göre taraflar arasında hazır beton alımına ilişkin anlaşma yapıldığı, sözleşme ile davalı yanın miktarı, türü ve birim fiyatı sözleşmede belirtilen tutarda hazır betonu davacı yana teslim etmeyi, davacının ise karşılığında bedel ödemeyi üstlendiği görülmektedir. Sözleşmenin ödeme başlıklı kısmında bedelin —- bedelli çek ile ve kalan—- ise nakit olarak tahsil edildiği belirtilmiştir. Sözleşme altındaki imza bakımından davalı yana isticvap davetiyesi çıkarılmış ve davalı tarafça imza inkarında bulunulmamıştır. Kaldı ki, davalı vekilince sunulan—- tarihli bilirkişi raporunda karşı itirazlarını içerir dilekçenin — sözleşme ilişkisi inkar edilmemiş, aksine mal tesliminin yapıldığı savunulmuştur. Alınan bilirkişi raporlarında da toplamda —tutarlı ödemenin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu hali ile taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve davacı tarafından —- tutarında avans ödemesi yapıldığının kabulü gerekmektedir. Ancak davalı tarafça, sözleşme gereği ödenen bedel karşılığında hazır beton tesliminin yapıldığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Tarafların incelenen ticari defterlerinde de buna ilişkin olarak herhangi bir fatura tespit edilememiştir. Bu hali ile, davalı yan mal tesliminde bulunulduğu iddiasını ispat edemediğinden, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —- taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —– avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça, müvekkili hakkında yapılan konkordato yargılaması neticesinde kesin mühlet kararı verildiği belirtilmiş ise de, bu kararın davacı alacağını ortadan kaldırmayacağı, davacı alacağının kesin mühlet kararı dahilinde belirlenen ödeme koşulları ile konkordato komiserlerince ödeme planına dahil edilerek tahsil edileceği, bu hususta Mahkememizce bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere———-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan —- alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %19,50 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının —— dosyasına yapılan itirazın iptaline,
Takibin belirtilen şekilde devamına,
Alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 4.705,59.-TL’den dava açılırken yatırılan 1.176,40.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.529,19.-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan 1.176,40.-TL peşin harç, 44,40.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.220,80.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 188,20.-TL posta gideri, 800,00.-TL bilirkişi ücreti, 700,00.-TL talimat bilirkişi ücreti ve 24,50.-TL talimat masrafı olmak üzere toplam 1.712,70.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.755,15.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00.-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.17/05/2022