Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/135 E. 2022/424 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/135 Esas
KARAR NO : 2022/424

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/03/2019
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirket tarafından davalı şirkete usulüne uygun olarak verilen taşıma hizmeti karşılığında müvekkili şirket tarafından——–faturalar karşılığı toplam 10.459,16 TL fatura alacağının davalı tarafından ödenmediğini, müvekkili tarafından söz konusu alacağın davalıdan defalarca talep edilmişse de ödenmemesi üzerine—- ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, taraflarınca —– yoluna başvurulduğunu, ancak herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, davalının borca ve ferilerine itirazının haksız, mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, bu nedenle eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle —- esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak itiraz eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından müvekkili şirkete kesilen takip konusu faturalara dair mal ve hizmetin alınmadığını, dava konusu faturaların tamamının müvekkili tarafından davacı şirkete iade edildiğini, davacının iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının faturası kesilen mal veya hizmetin müvekkili şirkete teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığını, fatura kesilmiş olmasına rağmen gerçekte mal teslimi yapılmamış ve hizmet tamamlanmamış ise faturanın delil olabilme niteliğinden yararlanmanın mümkün olmadığı gibi KDV hariç fatura bedeli kadar borçlandığını söyleminin de mümkün olmadığını, zira sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtı olmadığı gibi malın teslimi veya hizmetin görüldüğünün de kanıtı olmadığını, bu nedenle sözleşmesel ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kişinin ilişkinin varlığını ve malın teslimi veya hizmetin tamamlandığını kanıtlaması gerektiğini, faturanın ancak teslimden sonra ya da hizmetin tam olarak ifasından sonra düzenlenebileceğini, davacının dava dilekçesinde sunmuş olduğu faturaların müvekkili şirketçe iade edildiğini, davacının bu durumda malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyetli davacının dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri ——- mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—–esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —– asıl alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 07/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 13/12/2018 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmak üzere rapor alınmasına karar verilmiştir.
12/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın —- tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı,—– yazdırıldığı, defterler üzerinde herhangi—- edilmediği, bu bilgilere göre davacı şirketin —- —- sahibi lehine kesin delil olma vasfına sahip olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davalı —— tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, ———-defterlerin yazdırıldığı,—– herhangi bir kazıntı, karalama tespit edilmediği, bu bilgilere göre davacı şirketin—- defterlerinin sahibi lehine kesin delil olma vasfına sahip olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı kayıtlarına göre davacı tarafın davalı taraftan 31/12/2018 tarihi itibariyle 10.459,16 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın söz konusu bakiyeyi, yasal takip sürecini başlatmasının ardından —-söz konusu hesabın hala açık olduğu, davalı kayıtlarına —- olmadığı, davacı taraf ile davalı taraf arasındaki kayıtların 18/10/2018 tarihi itibariyle mutabık olduğu, bu tarih itibariyle davalının davacıya 10.459,16 TL borçlu olduğu, durum böyleyken davalı tarafın aşağıdaki iade kayıtlarını düzenlemiş ve davacıya olan borcunun kapanmış olduğu,
——
5195,40
—– iade faturalarını düzenleyerek davacı tarafa olan borcunu kapadığı, bu faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, akabinde davacı vekilinin rapora karşı itirazı nedeniyle itirazın değerlendirilmesi için dosya taşıma alanında uzman ekonomist bilirkişi ——edilmiştir.
24/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfetinin faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düştüğü, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden tarafın bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiği, ispatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğunun HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtildiği, alacaklının düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerektiği, faturanın tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin —–sayılamayacağı, fatura sözleşmenin —- ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiği, normal şartlarda alacaklının faturaya konu mal ve hizmeti borçluya teslimine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebileceği, davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlamasının mümkün olmadığı, akdi ilişkinin ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir —– ispat edilebileceği, satışın yapılıp malin/hizmetin teslim edildiğini ve satışın/hizmetin – veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerektiği, bir alacak davasında mal/hizmet sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfetinin öncelikle bu iddiayı öne sürende olduğu, ispatın konusunun ise malın teslimi veya hizmetin ifası olduğu, malın teslimi, hizmetin ifa edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğunun söylenemeyeceği, alacaklı davacı malın teslimini, hizmetin ifasını sevk irsaliyesi/—— belgesi ya da başkaca borçlunun imzasını içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfetinin davalı borçluya geçeceği, davaya konu davalı tarafından itirazla duran takibin dayandığı 3 adet fatura muhtevasından ikisinin ——-” açıklaması olduğunun görüldüğü, dayanak olan sunulan belgelerden, davacı tarafından — sevk edildiği, davacının gönderen olan davalıdan emtiayı teslim alan akdi taşıyıcı olduğu fiili taşımayı ise dava dışı—-firmasının üstlendiği ——- —– tarihinde teslim edildiğinin anlaşıldığı, —-işleminin ise daha önce yapıldığı,—- gönderenden teslim alınmasında veya tesliminde beklediğine dair bir şerh bulunmadığı, bekleme ile ilgili tutulmuş bir tutanak olmadığı, söz konusu emtia ile ilgili olarak takip konusu yapılan 3 faturada da——. hiçbir bilgi bulunmadığı, davacıdan bu konuda dayanak belgeler talep edilmişse de dosyada olanlardan farklı bir şey sunulmadığı, söz konusu CMR belgelerine göre taşımanın, aynı araçla — tarihinde sonlandığı, taraflar arasında birbirini teyit eden hesap hareketlerine göre davacı tarafından davalı firmaya —- açıklamalı fatura düzenlendiği, daha sonra——teslim edildikten sonra ———- “diğer hizmetler’ açıklamalı, —- ——- açıklamalı olmak üzere 3 fatura daha düzenlendiği, bunların dayanakları sunulmasa da bu faturaların muhtemelen sunulan 3 adet CMR muhtevasının taşımaya ait olduğu kanaati oluştuğu, bu 6 adet fatura karşılığı toplam —-arihinde davacıya —– ödendiğinin tespit edildiği,—-düzenlenmesi akabinde veya en geç teslimden hemen sonra navlun faturasının düzenlenmesinin esas olduğu, dolayısı ile taraflar arasında karşılıklı iade olunan davacının düzenlediği ve takip konusu yapılan faturalarla ilişkilendirilebilecek dayanak belgelerin dosyada mevcut olmadığı, sunulan dayanak belgelerin, ödenen diğer faturalara ait olacağı, takip konusu fatura içeriği hizmetin neyi ifade ettiğinin tespit edilmemesi nedeniyle davalının takibe vaki itirazının yerinde olacağı, davacının —–Esas sayılı dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin dayanağı olan üç adet fatura muhtevası hizmetin dayanak belgelerinin söz konusu faturalarla irtibatı tespit edilemediğinden davalının takibe vaki itirazının yerinde olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, açılan davanın taşıma hizmeti veren davacının vermiş olduğu hizmete karşılık davalı adına düzenlediği faturalar sebebiyle ödenmeyen alacağının tahsili amacıyla açılan itirazın iptali davası olduğu, davacının takibe konu ettiği üç adet fatura için alacaklı olduğu iddiasıyla yaptığı takibin itiraz ile durması neticesinde takibin devamı için itirazın iptali davası açıp eldeki davayı ikame ettiği, mahkememizce aldırılan 12/04/2021 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda davalı tarafın davacı tarafa —–faturalarını düzenleyerek davacı tarafa olan borcunu kapadığı, bu faturaların ise davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının bildirildiği, mahkememizce uyuşmazlığa konu faturalar taşıma işinden kaynaklanmakla işin hususiyeti sebebiyle taşıma alanında uzman bir bilirkişiden ilk rapora yapılan itirazların da değerlendirilmesi suretiyle yeni bir bilirkişi raporu alındığı, 24/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda değinildiği üzre, muhasebesel olarak incelenen taraf defterlerindeki hesap hareketlerinin birbirini teyit ettiği, davacının davalıya—– açıklamalı fatura düzenlendiği, daha sonra —- teslim edildikten sonra —- tutarlı “diğer hizmetler’ açıklamalı,—— açıklamalı olmak üzere 3 fatura daha düzenlendiği, dosya kapsamında ihtilafa konu olan son üç faturanın dayanaklarının sunulmadığı, —- bilirkişisi tarafından tesbiti yapıldığı üzre faturaların dosyaya sunulu—-sebebiyle düzenlendiğinin kabul edilmesi gerekeceği, 6 adet fatura karşılığı toplam 62.326,54-TL’nin davalı tarafından 11.10.2018 tarihinde davacıya —- aracılığıyla ödendiğinin dosya kapsamında sabit olduğu, taşıma için —- düzenlenmesi akabinde veya en geç teslimden hemen sonra navlun faturasının düzenlenmesinin—– olduğu, taraflar arasında karşılıklı iade olunan ve davacının düzenleyip takip konusu yaptığı faturalarla ilişkilendirilebilecek dayanak belgelerin dosya kapsamında sunulu olmadığı, söz gelimi taraflar arasında—-hizmetlerin ne tutarda ve ne şekilde birim fiyatlandırılarak faturalandırılacağına dair taraflar arasında her hangi bir sözleşmenin veya icabın-kabulün de bulunmadığı, takibe konu faturalardaki açıklamalar —- anlaşıldığı üzre taşımaya konu emtianın alıcı kaşesine göre 28/09/2018 tarihinde teslim edildiği, —- işleminin ise tabiatı itibari ile daha önce yapıldığı, yine incelenen—– belgelerinden taşıyıcının emtianın gönderenden teslim alınmasında veya alıcıya teslim edilmesinde beklendiğine dair her hangi bir şerhin de mevcut olmadığı, takibe konu edilen faturalarda taşıma işini yapan araçların plakasının , sefer tarihinin, taşınan yükün miktarının, alıcının ve benzeri bilgilerin mevcut olmadığı, haricen tutulmuş herhangi bir bekleme tutanağının da bulunmadığı bu kapsamda beklemenin ne kadar süre olduğu, ne kadar yükle hangi araçların beklediği ve benzeri veriler mevcut olmadan davacının düzenlemiş olduğu salt faturalarla davalıyı borçlandıramayacağı dosya kapsamından anlaşılmakla—- takibin dayanağı olan üç adet faturaya konu hizmetin dayanak belgelerinin söz konusu faturalarla irtibatı tespit edilemediğinden davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olduğu mahkememizce değerlendirilmiş ve 02/12/2021 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli,—- alınmış ve açılan davanın reddine karar verilmiş, davacının takipte kötüniyeti dosya kapsamında ispat edilememekle kötüniyet tazminatına hükmedilmemiş ve açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE
2-Davacının takibinde kötü niyeti ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 126,32-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 45,62‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
ç-Arabuluculuk aşamasında yapılan —tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; — toplantısına katıldığı ancak anlaşma sağlanamadığından ve dava reddedildiğinden — davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.