Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/935 E. 2018/1119 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/935 Esas
KARAR NO : 2018/1119

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/07/2013
KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;davacı …’un,… adresinde faaliyette bulunan İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında …. sicil no’lu ….’nin %24 oranında hissedarı olduğunu, davacının ortağı olduğu davalı şirketin 19-04-2013 tarihinde 2010-2011-2012 yıllarına ait genel kurulunun yapıldığını, söz konusu genel kurulda bazı kararlar alındığını, bu kararlardan 3,4,5,15,16 no’lu kararların genel kurul tutanağmdaki muhalefet şerhlerinde belirttikleri gibi kanuna, ahlaka ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptalinin gerekeceğini, yasanın genel kurul kararlarının iptaline yönelik dava açmak için aranılan usulü şartların mevcut olduğunu, söz konusu 19-04-2013 tarihli Genel Kurulun 3 no’lu gündem maddesinde; yönetim kurulu faaliyet raporu ile murakıp raporunun okunması ve müzakeresi görüşüldüğünü, söz konusu maddenin davacının muhalefetine rağmen onaylanarak kabul edildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ortağı olduğu davalı şirketin yönetiminin 2010-2011-2012 yıllarında bir çok usulsüz eylem ve işlemlere imza attığını, şirket yönetiminin genel kurulun ait olduğu 2009 yılında başlayarak 2010 ve 2011 yıllarını da kapsayan bir dönemde kimseye sormadan, genel kurulun iznini almadan apar topar şirketin yaklaşık 20.000.000.- TL dolayındaki tüm malvarlığını kendi şirket ve yakın akrabalarına devir ettiğini, bu konuda yapılan işlemlerin kanunen hükümsüz olduğunun tespiti amacı ile İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 Esas sayılı dava dosyası ile açılan davada mahkemenin bilirkişi incelemesine karar verdiğini, yapılan genel kurulun 4 no’lu gündem maddesinde bilânço ve gelir tablosunun okunması, müzakeresi ve tasdiki ile kâr dağıtımı ile ilgili teklifin görüşüldüğü, söz konusu maddenin davacının muhalefeti ve olumsuz oyuna rağmen, bilânço ve gelir tablosunun tasdik edildiği, kârın dağıtılmamasına karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı şirkete ait bilânçoların gerçeği yansıtmadığını, ayrıca 2009 yılına kadar ciddi oranlarda ticaret yapan ve başka şirketler üzerinden bu işlemler yapıldığı için belirlenen kâr miktarının da gerçeği yansıtmadığını, şuan itibariyle şirketin tüm malvarlığının şirket yönetim kurulu başkanı …’m ortağı ve sahibi olduğu ……. ile yakın akraba ve arkadaşlarına devir edildiğini ve şirketin tüm kârlılığının ….. ve diğer bağlı şirketler üzerinden artarak devam ettirildiğini, dolayısı ile olmayan bir kârın dağıtılmamasına yönelik karara itiraz ettiklerini, ortada ciddi oranda kâr bulunmadığını, ancak bu kâr miktarları şirketin kayıtlarında değil, şirketin diğer ortaklarının sahibi olduğu …… Şti. ve diğer bağlı şirketlerin üzerinden devam ettirildiğini, bilânço ve gelir tablolarının hiçbir şeklide gerçeği yansıtmadığını, zira şirket bilânçolarında şirket kasasında olması gereken ve milyon TL’lerle ifade edilen meblağların şirketin değil şirket ortaklarının kasasında olduğunu, bu nedenle bilânço ve eelir tablolarının oylanması ve hiçbir kârın olmaması nedeni ile karın dağıtılmasına yönelik bir oylamaya gerek olmadığına ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, iptalini istedikleri genel kurul kararının 5. maddesinde şirketin yönetimin ibrasının talep edildiğini, söz konusu talebin hukuken kabul görmesinin mümkün olmadığını, zira yönetim kurulu üyelerinden …’ın ibra edilmediğini, bu durumun dahi şirketin yönetiminin ibra edilmediğinin göstergesi olduğunu, bu nedenle 19-04-2013 tarihli genel kurulun 5.maddesinin, gerek genel kurul tutanağında mevcut itirazları, gerekse diğer beyanları çerçevesinde iptali gerektiğini, 19-04-2013 tarihli genel kurulun 15. maddesi ile alınan şirketin 3 yıla yakındır gayri faal olması nedeni ile 2012 yılında resen kapanışı yapılan şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi ve tasfiye kurulunun oluşturulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, şirketi gayri faal hale getirenin yönetim kurulu üyelerinin kendileri olduğunu, davacıya ait %25’lik hissenin protokol çerçevesinde dava dışı …’a verildiğini, verilen hissenin iptaline yönetim İstanbul Anadolu ………. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/405 Esas sayılı dava dosyası ile açılan davanın reddedildiğini ve Yargıtay incelemesinin devam ettiğini, şirkete ait tüm malvarlığının hiçbir genel kurul kararı alınmadan yapılan devir işlemlerinin iptaline yönelik İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 Esas sayılı dava dosyasında açılan davanın yargılamasının devam ettiğini, yine şirkette hak ettikleri 2005-2006-2007 yıllarına ait kâr miktarının ödenmemesine yönelik genel kurul kararının iptaline dair davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas ve yine şirket yönetim kurulu üyelerinin şahsı ile bağlı şirketleri aleyhine şirketin tüm ticari faaliyetlerinin yönetim kurulu üyelerinin kendilerine ait şirketleri üzerinden devam ettirmeleri nedeni ile açtıkları haksız rekabet ve tazminat davalarının İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/840 Esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, yapılan genel kurulun 16. maddesinde TTK 395 ve 396. maddeleri çerçevesinde davalı şirket yetkililerinin anılan genel kurulun 9. maddesi ile yasal olmayan devir ve satış işlemlerine TTK 395 ve 396. maddesi gereğince icazet istendiğini, şirketin zaten fiilen tasfiye edildiğini, artık şirketin başka şirketlerle yapacağı işlem bulunmadığını, söz konusu yönetim kurulu üyelerinin birden çok usulsüz eylem ve işlemleri bulunduğunu, bu nedenle 2007 yılında genel kurulda talep ettikleri özel denetçi tayini taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine Kadıköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/204 Esas sayılı dosyası ile özel denetçi atanmasına karar verildiğini, karar çerçevesinde özel denetçinin raporunu hazırlamak üzere çalışmalarını devam ettirdiğini, bu raporda da yönetim kurulu üyelerinin yani şimdiki tasfiye memurlarının çok sayıda usulsüz işlemlerinin tespit edileceğini, belirtilen bu nedenlerle ve yargılama aşamasında ortaya çıkacak gerekçeler ile tasfiye memurlarının azli ve Mahkemece yeniden tasfiye memuru atanmasına veya tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasına, kararın İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna gönderilmesine, 19/04/2013 tarihli tasfiye halindeki davalı şirkete ait genel kurulun, yönetim kurulu üyelerinin faaliyet raporu ile murakıp raporunun okunması ve müzakeresine ilişkin 3 no’lu gündem maddesi, bilanço ve genel tablosunun okunması ve 2010-2011-2012 yıllarına ait karın dağıtılmamasına ilişkin 4 no’lu gündem maddesi, 2010-2011-2012 yılları çalışmalarından dolayı yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 5 no’lu gündem maddesi, şirketin resmi olarak tasfiyesine ilişkin 15 nolu gündem maddesinin uygulanmasının öncelikle tedbiren .durdurul masına. tasfiye memurlarının azli ile yeni tasfiye memurlarının göjevlendirilmesine, bu durumun İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna gönderilmesi ve sonrasında adı geçen kararın iptaline, yine hiçbir şekilde fiilen ticaret hayatında yer almayan şirketin yönetim kurulu üyelerinin talebi ile verilen TTK. 395 ve 396. maddeleri kapsamında gündemin 16. maddesi ile alınan yetkilerin iptaline, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekilli cevap dilekçesinde özetle;davacı yanca açılan haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle hak düşürücü süre, zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini, davacının dava dilekçesinde 19-04-2013 tarihli genel kurul toplantısının 3, 4, 5, 15, 16 nolu gündem maddelerinin iptali talebinin haklı ve hukuki hiçbir dayanağı bulunmadığından davacının davasının reddine karar verilmesini, kanunu ihlâl ederek şirketi zarara uğratan, sahte senet düzenleyerek şirketi milyonlarca dolar borçlandıran ve bu nedenle halen İstanbul ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/38 Esas sayılı dosyası ile sanık olarak yargılanan davacının bütün bu eylemlerini yok sayarak yönetim kurulunun şirketin yararına yaptığı tasarruflardan dolayı suçlamasının ve kâr dağıtımı talebinin kötü niyetli olduğunu, şirketi geriye yönelik sahte senetler ile milyonlarca dolar borçlandıran davacının bu hali ile şirketi çalışmaz duruma getirdiği ve şirketin davacının bu suç teşkil eden eylemi nedeni ile çalışamadığını ve 2010-2011 ve 2012 yıllarında gayri faal olduğunu, bizzat davacı tarafından borçlandırılan şirketin halen devam eden davalarının söz konusu iken kâr dağıtmasının söz konusu olamayacağını, bu nedenle yönetim kurulunun tüm işlemlerinin usule uygun, şirketin yararına verilen kâr dağıtmama kararının devam eden davalar nedeni ile usul ve yasaya uygun olduğunu, ………. ‘nin ortağı … ile davacı … arasında imzalanan protokol başlıklı 13 Haziran 2000 tarihli sözleşme ile davacı …’nun, …..’de bulunan %50 hissesini …’a devri hususunda anlaşma sağladıklarını, söz konusu protokolde şirketin bedelinin 4.000.000.- USD olduğunun belirtildiğini, söz konusu protokolün imzasından sonra ve hisse devrinin gerçekleşmesinden sonra, şirket ortağı …’a hisse devrinde bulunan davacı …’un ortağı olduğu şirketin borca batık olduğunu gizlediği, şirketin yüksek miktarlara varan borçları olduğunun ortaya çıkması üzerine şirket ortağı …’ın içerisine girdiği mali külfet karşısında geriye dönemeyeceği bir noktada olması nedeni ile davacının tekrar bir araya gelerek bu kere yine protokol başlıklı 17-02-2001 tarihli sözleşme ile … ve kardeşi ………..’deki %25 hisselerini …’a devri konusunda anlaştıklarını, taraflarca imzalanan 17-01-2001 tarihli protokole, şirketin ve …’un tüm borçlarının tek tek liste halinde belirtildiğini, davacının sırası ile, şirketin organsız kaldığının tespiti ile şirkete kayyım tayini talebi ile dava ikame ettiği ve şirketin talebi ve yargı kararı ile denetçi atanmış olması ve genel kurulun yapılmış olması nedeni ile bu davayı takip etmediğini, daha sonra yapılan genel kurulun iptali istemi ile Kadıköy ………. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/568 Esas sayılı dosyası ile dava ikâme edildiği ve halen devam ettiğini, Kadıköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/596 Esas sayılı dosyası ile denetçi tayini talebinde bulunduğunu, bu davada özel denetçi tayin edilerek şirketin 2007 ve öncesi kayıtları incelenmesine başlanıldığını, asıl amacı olarak artık düze çıkan ve kâr etmeye başlayan şirketi tekrar elde edebilmek amacı ile Kadıköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/405 Esas sayılı dosyası ile yapılan protokoller gereği verdiği hisse devirlerinin iptali istemi ile dava ikâme ettiğini ve bu davada davacının protokol hükümlerine uymadığı ve davasının haklı olmadığı gerekçesi ile davacının davasının ret edildiği ve kararın Yargıtay tarafından onandığını, …’un tüm bu davalardan sonuç alamayınca bu kere ……. isimli şahsa şahsen 60.000.- TL borçlanarak, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün 2008/5543 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ve alacaklısı ……, borçlusu … olan icra takibinde …’un icra dosyasına ….. alacağı olduğunu, buna dair 1998-1999 yıllarına ait şirket bilançoları ibraz ederek şirkete İİK:89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilerek şirketin …’a olan borcunu bize ödeyin denilmek sureti ile yapılan tebligata itirazları üzerine Bakırköy ……. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/461 Esas sayılı dosyası ile şirket ortağı … hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu suçlaması ile şikayette bulunulduğunu ve bu şikayetin ret edildiğini, yine davacı tarafından ……. isimli şahsa 400.921,66 TL borçlanarak Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün 2008/13784 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve bu takipte de şirkete İİK:89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilerek, “şirketin …’a olan borcunu bize ödeyin” denilmek sureti ile yapılan tebligata itiraz edildiğini ve tekrar … hakkında Bakırköy …… İcra Ceza Mahkemesi’nin 2008/546 Esas sayılı dosyası ile hakikate aykırı beyanda bulunmak iddiası ile şikayette bulunulduğunu, davacı ve birlikte hareket eden … bu kere alacalı ………İ’nin borçlusu ……. olarak yazılı 30-03-2000 tanzim tarihli olan vadeleri 29/12/2006 – 29/12/2007 ve 29/12/2008 olan her biri 750.000 USD tutarlı bonolar tanzim edilerek … tarafından şirket kaşesi üzerine atılan imzalar ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün 2009/28065 Esas, 2009/28066 Esas ve 2009/28067 Esas sayılı dosyaları ile toplam 2.250.000.-USD tutarlı bonolar icra takibine konularak şirkete ödeme emirlerinin tebliğ edildiğini, bu bonoların tanzim tarihinden 6-7 ve 9 sene sonraya vade konulduğu ve tanzim tarihinden 9,5 sene sonra vadelerden 3 yıl sonra icra takibi başlatıldığını, bu senetlerin davacı tarafından tamamen sahte olarak eski tanzim tarihi atılarak işleme konulduğunu, olayın şirketi dolandırmak kastı ile, eski tanzim tarihi atılmak suretiyle evrakta sahtecilik suçu işlendiğini, senetlerin tanzim edildiği tarihin 2000 yılı Mart ayı olarak gösterilmesine rağmen o tarihte damga vergisi kanunu gereği damga pulu veya harcı yatırılması gereken senetlerde böyle bir işlem yapılmadığını, davacının amacının sahte senetler düzenleyerek şirketi borca batık hale getirmek ve şirketin tüm mal varlığını ele geçirmek olduğunu, amacına ulaşamayan davacı şirketi borçlandırarak gayri faal hale getirdiği ve sırf davacının eylemi nedeni ile şirketin 2010 yılından itibaren gayri faal kaldığı ve 2012 yılında bağlı bulunan vergi dairesinin gayri faal şirketin re’sen kapanış işlemini yaptığını, bunun da şirketi tasfiye kararı almaya götürdüğünü, bu sonucun tek sorumlusunun davacı olduğunu, yönetim kurulunun yaptığı işlemlerden dolayı şirketin zarar görmediğini aksine yarar sağladığını, 26-11-2010 tarihli olağan genel kurul toplantısı sonucu şirket genel kurulu tarafından dava konusu olan işlemlere onay verildiğini, şirketin ortaklarının hiçbir haksız rekabet teşkil eden eyleminin olmadığının ortada olduğunu, bu hususun yargı kararı ile de sabit olacağını savunarak, tüm bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden ve neticede esastan reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK KARAR;
Mahkememizce … tarihinde davanın kısmen kabulü ile, 19.04.2013 tarihli genel kurul toplantısının 5. Maddesinde alınan yönetim kurulu üyelerinden … ve …’ın ibralarına ilişkin kararın ve 16. Maddesinde alınan yönetim kurulu üyelerine TTK’nun 395 ve 396 maddelerinde yazılı yetki ve izinlerin verilmesine ilişkin kararın iptaline, aşan istemin reddine karar verilmiştir.
YARITAY BOZMA İLAMI;
Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin 11/07/2018 tarihli 2018/2919 esas, 2018/5048 karar sayılı ilamında;
“Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı yan vekilinin davadan feragate ilişkin beyanının, elektronik imza ile tevsik olunduğu gözetilerek HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nun 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen Dairemizin yerel mahkeme kararının bozulmasına yönelik 14.3.2018 tarihli ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile bozulmasına” karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekilinin karar düzeltme aşamasında davadan feragat ettiğini bildirdiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin davadan feragate ilişkin hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin ilamın kaldırılmasına karar verildiği belirlendiğinden,
Feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl ettiğinden, feragat nedeniyle davanın reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 24,30 TL harçtan mahsubu ile, eksik bakiye 11,60 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye irad kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar vekili için takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 114,40 TL posta ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Tarafların yokluğunda yargıtay yolu açık olmak üzer oy birliğiyle karar verildi