Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/905 E. 2021/213 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/905 Esas
KARAR NO : 2021/213

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili İstanbul Anadolu ———. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı———- kadar devam edip ancak taraflar arasındaki —————– davalı şirket tarafından ———– yevmiye numaralı fesih ihtarnamesiyle TTk md. 121’e dayanılarak tek taraflı olarak fesh edilmiş olup, huzurdaki davanın konusu da, bu gibi durumlar için TTK 122. Maddesinde öngörülmüş olan ——- ibaret olduğunu belirtmiş, davacı ————- köklü—- ——————– olan———– her bir müşteri için ————————- teşkil eden—– —— davacı şirket çok—————— kapsamında sözleşmenin başından itibaren davalı şirketin ———- tanzim ettiğini, poliçe üretimi neticesinde elde edilen———- görüldüğü davacı şirketin davalı ———- bulunduğunu ve ———— bitiş tarihi taraflar arsındaki ——— tarihinin sonrasına tekabül ettiğini bu nedenle TTK. 122. Maddesi uyarında denkleştirme yapılması gerektiği beyan edilerek, yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı şirketin davacıya yarattığı müşteri porföyünden gelecekte de yararlanacak olması nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL acente denkleştirme tazminatının sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren işleyecek artan oranlardaki——- birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket mevzuata ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları nedeniyle sözleşmesi haklı nedenle sözleşme kanuna ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeye hükümlerine uygun olarak fesh edilmiş olup, acentelik sözleşmesi çerçevesinde talep edilen tazminatın yersiz olduğu, yasa önceden ihbarla sözleşmeyi fesih hakkı vermiş olup ortada haksız fesih bulunmadığı, diğer yandan acentelik sözleşmesinin süresi, sınırlandırma, fesih sona erme ve sonuçlan başlığı altında düzenlenen 10. Maddenin a- sözleşmenin süresi ve fesih başlıklı bendinde —— bir süre için akdedilmiştir. Taraflardan herhangi bir dileği takdirde en geç bir ay önce diğer tarafa—– ihbarında bulunmak suretiyle bu sözleşmeyi feshedebilir,” ibaresi olduğu, ve 10. Maddenin b- Bildirimsiz fesih başlıklı bendinde “acentenin ilgili kanun, khk, tüzük, yönetmelik, —— —– protokol, belge ve sözleşmelerin herhangi bir hükmüne veya sözleşmedeki herhangi bir yükümlülüğe uymaması halinde şirket 10/a maddesindeki süre ile bağlı olmaksızın kendiliğinden ve herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın” ibaresinin yer aldığı, davacı yasaya ve sözleşmeye uygun olarak sonlandırılan sözleşme nedeniyle tazminata hak kazanamayacağını bildiği, hem sözleşmeye hemde yasal düzenlemeye uygun olarak yapılan fesih işlemi hukuka uygun olduğu, davalı şirket davacı şirketin ticari itibarına zarar verecek bir davranışta bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirket————- şirketlerininde ————–yapan poliçelerini yenileme imkanını o şirketlerden yapma imkanı olan ticari ilişkisi devam deden bir şirket olduğu ve bu nedenle zarara uğraması söz konusu olmayacağı beyan edilerek, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ——- kaynaklanan alacak davasıdır.
Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından——— tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerini TTK. ve HMK. çerçevesinde usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırdığı, dolayısıyla ticari defterlerinin kendi lehine delil olabilme niteliğini taşıdığı, davalı tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerini TTK. ve HMK. çerçevesinde usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırdığı, dolayısıyla ticari defterlerinin kendi lehine delil olabilme niteliğini taşıdığı, davalı .—– tarafından ———- tarihinde gerçekleştirilen feshin TTK.’nun 121/1 maddesi ve Acentelik Sözleşmesinin 22. Maddesi hükmüne uygun olarak, “3 ay önceden ihbarda bulunmak” suretiyle yapıldığı, ancak sözleşmede (TTK. Md./122/1 -4. Fıkra hükmüne göre) denkleştirme talebinden önceden vazgeçilip geçilemeyeceğine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, yapılan tespitler ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile sistem üzerinden elde edilen sonuçları çerçevesinde mahkemece davacının denkleştirme talebinde bulunabileceğine kanaat getirilmesi halinde: davacı acentenin, denkleştirme talebi/portföy tazminatı istemine ilişkin TTK 122/1 maddesinin (a) fıkrasına göre ——sona ermesinden sonra yenilenen poliçeler üzerinden davalı … şirketinin (% 53,76) oranında kayda değer bir menfaat elde ettiğinin söylenebileceği ve TTK. 122/1 (c) fıkrasında yer alan “Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun ——– uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü de dikkate alınarak bu kapsamda davacının ———-olarak hesaplandığı, bu konudaki nihai kararın Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, yapılan itirazların karşılanması amacıyla ek rapor tanzim ettirilmesi için dosya daha önce rapor sunan bilirkişi ile heyete —– bir bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 28/08/2020 tarihli ek raporda özetle; ———– talebinde bulunabilmek için gerekli şartlardan olan “———– dayanıp dayanmadığı” hususlarındaki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, kök raporda ulaşılan sonuçlan farklı olarak, —– sonra yenilenen poliçelerin prim tutarının acentenin toplam 5 yıllık ortalama prim tutarına oranının 39.952,00 TL / 148.633,36 TL = % 26,88 olduğu, davacı acentenin talep edebileceği denkleştirme (portföy) tazminatı üst sınırının 21.130,08 TL olduğu, davalı … şirketinin fesih sonrasında davacı————– ettiği, bu brüt gelirin elde edilmesi için yapılan giderlere ilişkin dava dosyasında veri olmadığından gider indirimi yapılamadığı, davacı … ————— fesih sonrasında asgari 5,056 TL acente komisyonundan mahrum kaldığı, bu tutarın ortalama bir ——- açısından ———olarak kabul edilebileceği, dava tarihi sonrası döneme ilişkin olup tahakkuk etmemiş davacı taraf talepleri yönünden bir değerlendirme yapılmasının olanaklı olmadığı, davacı ..———- başka sigorta şirketlerinin de ——-yapması nedeniyle herhangi bir zarara maruz kalmayacağı yönündeki davalı taraf beyanlarının sigortacılık uygulamalarına uygun düşmeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın tazminat davası olduğu, yargılama sırasında davacı vekilinin 05/01/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, dava dilekçesine ekli vekaletnamede feragat yetkisinin bulunduğu, HMK’nın 307 ve devamı maddelerinde davaya son veren taraf işlemlerinin düzenlendiği, 311. maddede “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemesine yer verildiği, feragatin ifade edildiği anda sonuç doğurduğu ve karşı taraf ile mahkememizin kabulüne bağlı olmadığı anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 85,39 TL’nin mahsubu ile arta kalan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Her ne kadar davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de vekalet ücreti talebi bulunmadığı bildirildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK ‘nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.