Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/881 E. 2019/525 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇLİ KARAR
ESAS NO : 2017/1178
KARAR NO : 2019/468

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette ——— nolu müşterek sigorta ile özel sağlık sigortası kapsamında bulunan —— —- Hastanesindeki yatarak tedavisine ilişkin 20.372,36 TL—– tarihinde hastaneye provizyon onayı verilerek ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen 20.372,36 TL’nin Sağlık Sigortası Genel Şartları Müşterek Sigorta Madde 12 uyarınca davalı yandan ödenen tutarın % 50’lik kısmı sulhen yazışma ile talep edildiğini, davalı yana yapılan müracaat sonuçsuz kaldığından İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün 2017/21199 sayılı dosyası ile sigortalıya yapılan ödemenin iadesi talepli ilamsız icra takibi başlatıldığını, belirterek İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; müvekkili tarafından dava dışı ilgililer lehine tanzim olunan poliçe tehlikeli hastalık sigortasına ilişkin meblağ sigortası olduğunu, davacının talebine konu giderin teminat dahilinde olmadığını, müşterek sigorta koşullarının meydana gelmediğini, tedavi giderlerine ilişkin rücu hakkının yalnızca zarar sorumlularına yöneltilebileceğini, müvekkiline rücu imkanı bulunmadığını savunarak davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin, taraflar nezdinde sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı olan dava dışı ——– tedavileri için hastaneler ödenen bir kısım bedelin rücuen tahsili olduğu, davacı tarafça davalı nezdinde sigortalı olan dava dışı sigortalı için yapılan masrafların yarısının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça verilen sağlık hizmeti bedellerinin teminat kapsamı dışında olduğundan bahisle reddinin talep edilidği görülmüştür. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartı olarak belirlenmiştir. Dava rücuan tazminat davası olması nedeniyle halefiyet esasına dayalı olarak açılmıştır. Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin 28/12/2016 tarihli 2016/18769 Esas ve 2016/12023 Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. …” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından değerlendirildiğinde; dava halefiyet ilkesi ile açıldığından görev belirlenirken dava dışı halef olunan sigortalının, dosyamız davalısına dava konusu tedavi giderleri nedeniyle dava açması halinde davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir. Dosyaya sunulan sigorta poliçelerinin incelenmesinde; dava dışı ————–‘nun davacı nezdinde sağlık sigortası poliçesi ile sigortalı olduğu ve yine davalı nezdinde de sağlık sigortası poliçesi ile sigortalı olduğu, dava dışı sigortalı ——— davalı ve davacı karşısında tüketici olduğu anlaşılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1.madde ve fıkrasında tanımlara yer verilmiştir. Yasa maddesine göre satıcı; ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Dosyamız bakımından dava dışı sigortalılar ile davalı şirket arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.madde ve fıkrasında yer alan “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verildiği, dava dışı sigortalılar tarafından davalı aleyhine açılacak dava bakımından Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davacı sigortacı tarafından halefiyet esasına göre açılan eldeki dava bakımından da Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu dolayısıyla HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’ nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.