Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/860 E. 2018/837 K. 20.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/500 Esas
KARAR NO : 2018/779
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2018 (Tefhim Tarihi)
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesine özetle; taraflar arasında imzalanan, 23/12/2016 tarihli Tedarikçi Sözleşmesi başlıklı sözleşme ile sözleşme içeriğinde akdedilen ve sözleşme konusunu teşkil eden hususlarda davalı ile anlaşmaya vardıklarını, iş bu sözleşme gereğince , davalı tedarikçi şirket müvekkil şirket tarafından kendisine bildirilen yerlere, sipariş edilen malları süresinde ve eksiksiz olarak teslim etmek yükümlülüğü altında olmasına rağmen davalı taraf sözleşmeden doğan bu ve diğer yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri nedeniyle davalı lehine çek keşide ettiğini ve ödemelerinin yapıldığını, çeklerin teminat ve peşinat olması nedeniyle ödendiğini, ancak bugüne kadar davalının tedarikçi sözleşmesi çerçevesinde yapmayı ve sevk etmeyi taahhüt etmiş olduğu ürünleri müvekkil şirkete teslim edemediğinden bahisle sözleşme konusu ürünlerin teminatı olması amacıyla davalıya keşide ve teslim edilen ……….Bankası A.ş. ….. seri nolu, …..vade tarihli…..TL dava konusu 1 adet çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen ve davacının dayandığı tedarikçi sözleşmesinin 3.16.maddesinde İstanbul Merkez Adliye Mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiğinden bahisle yetki itirazında bulunduklarını, öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, kabul görmediği takdirde esasa ilişkin savunmaları dikkate alınarak esastan reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verildiği iddia edilen çek nedeniyle menfi tespit talebi olduğu, davacı tarafça çeklerin taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı ve peşinatı olarak verildiği ancak davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden bahisle çek nedeniyle borçlu olmadığına karar verilmesinin talep edildiği, davalı tarafça öncelikle sözleşmede yer alan yetki şartı nedeniyle davanın usulden, mümkün olmadığı takdirde de esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalının yetki itirazı bakımından yapılan incelemede; taraflar arasında düzenlenen dava dilekçesine ekli tedarikçi sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 3.16.maddesinde “Uyuşmazlıkların çözümü için İstanbul Merkez Adliye Mahkeme ve Dairelerinin yetkisi kabul edilir” düzenlemesine yer verildiği görülmüştür. Mahkemenin kesin yetkili olmadığı hallerde yetki itirazı ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. HMK’nın 17.maddesinde “tacirler veye kamu tüzel kişilikleri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır.” hükmüne yer verilmiş ve sözleşme ile belirlenen Mahkeme münhasır yetkili hale getirilmiştir. Eldeki dava bakımından da davalı tarafça cevap süresi içerisinde cevaba cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazının usulüne göre ileri sürüldüğü, taraflar arasındaki sözleşme ile İstanbul Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği, bu hali ile Mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça davanın konusunun çek nedeniyle menfi tespit olduğu ve davanın yetkili Mahkemede açıldığı ileri sürülmüş ise de, davacı tarafın kendi beyanında da bahsedildiği üzere dava konusu çekin tedarik sözleşmesinin teminatı olarak verildiği ve davalı tarafın sözleşmedeki yükümlülüklerine uymaması nedeniyle bedelsiz kaldığının iddia edildiği dolayısıyla uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümleneceği dikkate alınarak yetki yönündeki savunmasına itibar edilmeyerek davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 10/07/2018