Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/858 E. 2020/728 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/858 Esas
KARAR NO : 2020/728
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2018
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı—— tarihinde akdedilen ——– istinaden müvekkili banka tarafından dava dışı borçlu şirket lehine kredilerin açıldığını, kullandırıldığını ve kredi kartı ile çek karnelerinin verildiğini, müvekkili bankanın dava dışı borçluya krediler kullandırmak sureti ile sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirdiğini, ancak ne dava dışı asıl borçlu ne de davalı müvekkili banka tarafından asıl borçlu —– ait kredi hesaplarının —- tarihi itibariyle kat edilerek tüm borç muaccel hale geldiğinden ——–yevmiye numaralı hesap kat ihtarının gerek dava dışı asıl borçluya gerekse davalı müteselsil kefile keşide edildiğini, gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine dava dışı asıl borçlu hakkında—— sayılı icra dosyasından taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi, dava dışı asıl borçlu şirket ve müteselsil kefilleri aleyhine ——– esas sayılı dosyasından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin başlatıldığını, davalı —– tarihinde icra takibinin tamamına itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davalı borçlunun borca itiraz etmiş olmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili bankanın alacağının likit olduğunu, dava dışı asıl borçlunun kullandığını kredilerin gerekli detaylı ödeme planları gerekse hesap hareketleri ile sabit olduğunu, kredi sözleşmesinin kredi limitinin, vadesi ve faiz oranı maddesinde ticari kredi uygulamasında geçerli faiz oranlarının açık olarak belirtildiğini ve dava dışı asıl borçlunun bunları peşinen kabul ettiğini, davalı borçlunun ——–esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalini, takibin takip talebindeki şartlar ile devamına hükmedilmesine, söz konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde davacı vekilince —– sayılı dosyası ile taşınır rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiğinin beyan edildiğini, müvekkili hakkında———–sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin bu dosya ile bağlantılı olduğunu ve davacı bankanın her iki dosyadan kaynaklı iddia olunan alacağının tek bir alacak olduğunu, buna nedenle yapılan icra takiplerinin mükerrer olduğunu, bu yönü ile müvekkilinin hakkındaki takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca alacağın likit olmadığını, miktar müvekkili tarafından bilinmesi mümkün olmayan ancak iddiası ile birlikte icra inkar tazminatı istenmesinin haksız ve yerinde olmadığını, aynı şekilde istenen faizin fahiş ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine,%20’den az olmamak üzere lehlerine tazminata hükmolunmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- tarihli tarihli—-limitli —-incelenmesinde; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu —– imzalandığı, davalı——– aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, davalının krediyi kendi el yazısıyla imzaladığı görülmüştür.
Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması zorunludur. Bu kapsamda davalının imzaladığı kefalet sözleşmesinin yasanın aradığı tüm şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli olduğu sabittir. Dolayısıyla müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalı, asıl borçlunun borcundan kefalet limiti ile ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur.
—- yevmiye no’lu kat ihtarnamesinin incelenmesinde, ihtar edenin davacı ——muhataplarının asıl borçlu ve müteselsil kefiller olduğu, ticari kredilerden doğan ödenmesinin istenildiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği görülmüştür.
—— sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının —- borçlularının asıl borçlu ve müteselsil kefiller olduğu, toplam — nakdi alacak ve —— gayri nakdi alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı sonucu takibin durduğu görülmüştür.
——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının —- borçlunun asıl borçlu —- olduğu, toplam —- nakdi alacak ve ——–gayri nakdi alacak üzerinden taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Davalının kefalet sorumluluğunun kefalet limitini aşmamak kaydıyla asıl borç tutarı kadar olduğu ve dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi neticesinde tahsil edilen tutarın toplam borç tutarından düşülerek kefalet limitini aşmayacak şekilde davacının kefalet sorumluluğunun devam ettiğinin kabul edilerek, bakiye borç olup olmadığının hesaplanması gerekli olup ipotek bedelinin doğrudan kefalet limitinden düşülmesi doğru olmayacaktır. ———-
Bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan raporda özetle; Davacı ———–takip tarihi itibariyle, davalı – müteselsil kefil —–
a) Dava dışı —- kullandırılan, ——- no.lu taksitli —— kredilerden ve (diğer) bankacılık hizmetleri alacaklardan kaynaklanan,
—- asıl alacak, —–işlemiş faiz ve temerrüt faizi ve —- işlemiş faiz ve temerrüt faizinin —– gider vergisi olmak üzere; toplam —– alacağının olduğu,
– Davacının icra ödeme emrinde yazılı talebinin ise, — asıl alacak, — temerrüt faizi, —– olmak üzere; toplam —– olduğu,
-Davacının, icra ödeme emrinde yazılı toplam talebi ile tarafımca hesaplanan toplam alacağı arasındaki —– aleyhte farkın; davalı —- târihinde temerrüde düşmesine rağmen; davacının —– kat tarihinden itibaren yıllık —– oranından temerrüt faizi hesaplamasından ve talep etmesinden kaynaklandığı,
b) Dava dışı —–no.îu kredili ticari mevduat hesabı ve ——— no.lu ticari kredi kartlarından kaynaklanan,
—— asıl alacak, — işlemiş faiz ve temerrüt faizi, —- işlemiş faiz ve temerrüt faizinin —- vergisi ve—– no.lu noterlik makbuzu göre; —- ihtarname masrafı olmak üzere; toplam —- alacağının olduğu,
– Davacının icra ödeme emrinde yazılı talebinin ise, —– asıl alacak, —–temerrüt faizi, —- ihtar masrafı olmak üzere; toplam —— olduğu, davacının temerrüt faizi ve —– ilgili olarak; talebi ile bağlı olacağı,
c) Davacının, rapor tarihi itibariyle, dava dışı ——- verilen ve alacaklı bankaya dönmemiş 2 adet çek yaprağı sebebiyle, 5941 sayılı Çek Yasası gereğince çek hamilerine ödenmesi garanti «edilen miktarlardan kaynaklanan, —– gayri nakdi riskinin olduğu, bu riskine karşılık —- bedelin davalıdan tahsil edilerek —- tarihinde depo edildiğinden; takipteki depo talebinin yerinde olmadığı,
– Davacı tarafından, aynı borçlar sebebiyle, ——–sayılı dosyası ile — tarihinde asıl borçlu – dava dışı —-aleyhinde, toplam —- alacak için, ———- plakalı —- araç ile ilgili taşıt rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığından,- Tahsilde tekerrür oluşturmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca; takip tarihinden sonra yapılan, aşağıda dökümü yazılı toplam —-kısmi tahsilatın öncelikle faiz ve ferilerine mahsubu sağlanmak kaydıyla,
a) —– no.lu taksitli — krediler ve diğer alacak için; — asıl alacağa yıllık —
b) — no.lu kredili ticari mevduat hesabı ve —–no.lu ticari kredi kartları için; —– asıl alacağa yıllık —
-Gecikme faiz oranlan üzerinden, takip tarihinden itibaren – asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında özetle; ———– dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiği bu dosyada ve dava konusu yargılamanın kaynağı kredi sözleşmelerinin konulduğu icra takiplerinde yapılan tahsilatların borcu karşıladığını, bilirkişi yapılan bir kısım tahsilatları kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlardan mahsup etmişse de, halen müvekkile kalan bakiye borç çıkartılmasının maddi hata olduğunu, mahsupta maddi hataya düşüldüğünü, tahsilatlar düşüldükten sonra borcun kalmadığını, raporun maddi denetime elverişli olmadığını, başlangıçtan bu yana her aşamada itiraz ettiğimiz haksız ve fahiş faiz hakkında hiç bir görüş sunulmadığını, Uygulanması istenen faizin fahiş olduğunu beyan ederek rapora itiraz etmiştir.
Genel kredi sözleşmesinin”Temerrüt Faizi ve Oranı” başlıklı 11. maddesinde; “Müşteri, temerrüdü halinde; belli vadeli borçlarda bu vade tarihinden, hesap kapatma, hesap kesme, kat etme ihbarı ile muaccel hale gelen hesaplarda hesap kapatma tarihinden itibaren, bunları Banka’ya, bu sözleşme koşullarında tamamen geri Ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, kredilerin cins ve niteliğine bakılmaksızın kullanmış olduğu tüm kredilere, mevzuatta farklı bir faiz oranının uygulanması zorunlu kılınmadıkça; Banka’nın mevzuat gereği ——— bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın % 30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder.” hükmü yer almaktadır. Bilirkişi raporunda davacı ————— no.lu yazısı eki, —– krediler için en yüksek kredi faiz oranı yıllık —- olup, bu orana —–ilavesi ile bulunan ve muaccel hale gelmiş işbu dava konusu taksitli ticari kredilere ve diğer borçlara uygulanacak temerrüt faiz oranının yıllık —- olduğu tespit edildiği, yine ——- sayılı —— —- tarihinden geçerli olmak üzere kurumsal kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlan hakkında, bireysel kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarının uygulanması hüküm altına alınmıştır. Yine, —-tarafından, —– tebliğinde bir değişiklik yapılarak, kredili mevduat hesaplarına uygulanacak akdi ve gecikme faiz oranlarının kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi ve gecikme faiz oranlarım geçemeyeceği şeklinde bir düzenleme yapılmış ve söz konusu düzenleme —– tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Bilirkişi raporunda, kurumsal kredi kartı ve kredili ticari mevduat hesaplarına, 5464 sayılı Kanun’un 26/3 maddesi gereğince uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranları,——tarafından belirlenen azami faiz oranlarını geçmediği belirlenmiştir.
İcra takibindeki faiz oranlarının taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde belirlenen faiz oranlarına uygun olduğu, ——-dosyasında yapılan tahsilatların davadan sonra olduğu, infazda dikkate alınacağı, bilirkişi raporunun davalının itirazlarını karşılar mahiyette olduğu dikkate alınarak davalı itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınmamıştır.
Davacı taraf bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmamıştır.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı ——–limitli —– imzalandığı, davalının aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, sözleşmeyi kendi el yazısıyla tarih ve kefalet tutarı yazarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı şirketin kullanmış olduğu kredinin ödenmemesi üzerine———-yevmiye numaralı kât ihtarıyla hesabın kât edildiği, kât ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için yapılan ilamsız takibe davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin davacı bankadan krediler kullandığı, kullanılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesabın — tarihinde kât edildiği, davalıya çıkarılan tebligatın —- tarihinde tebliğ edildiği, ihtanamenin tebliğ tarihinden itibaren — saat mehil verildiği, — tarihinde temerrüdün oluştuğu tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle, taksitli—– kredilerden ve bankacılık hizmetleri alacağından— asıl alacak,— işlemiş faiz ve temerrüt faizi, — olmak üzere toplam —olduğu, kredi kartlarından kaynaklanan borcu için — asıl alacak, — işlemiş faiz ve temerrüt faizi, — noter masrafı olmak üzere toplam —– olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda —- dosyasında —— tahsil edildiği, tahsilat tarihlerinin dava tarihinden sonra olduğu görülmüştür.
Dava tarihinden sonra yapılan tahsilatlar yönünden; —– dosyasında dava tarihinden sonra ——- ödeme yapılmıştır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin Borçlar Kanunu 100. Maddeye göre icra müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak davacı alacağından düşülmemiştir.
Gayrinakdi alacak yönünden; Bilirkişi raporunda davacıya dönmemiş 2 adet çek yaprağı sebebiyle, 5941 sayılı Çek Yasası gereğince çek hamilerine ödenmesi garanti edilen miktarlardan kaynaklanan, —gayri nakdi riskinin olduğu, bu riskine karşılık—- bedelin davalıdan tahsil edilerek —– tarihinde depo edildiği, dolayısıyla yargılama aşamasında gaynakdi alacak talebinin konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davadan sonra yapılan —– tutarındaki ödemenin infazda dikkate alınacağı, icra takibinde talep edilen faiz oranın genel kredi sözleşmesindeki belirlemelere uygun olduğu, raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı bankadan kullanılan kredilerin miktarı belli olup davacı bankanın alacak miktarı likit (bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince %20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının —- sayılı dosyasından yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin taksitli ticari kredi yönünden —– asıl alacak, —- işlemiş faiz, — kredili ticari mevduat hesabı yönünden — asıl alacak — işlemiş faiz,— ihtiyati haciz masrafı, — ihtiyati haciz vekalet ücreti, olmak üzere toplam —– alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına,
Davacının belirlenen alacağı likit olduğundan %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
—–gayri nakdi alacağın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
Aşan istemin reddine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 19.123,46 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.485,56 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 15.637,90 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 28.046,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından sarfedilen 750,00 TL bilirkişi masrafı, 95,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 845,50 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 825,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 19,65 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/11/2020