Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/850 E. 2021/307 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/850 Esas
KARAR NO : 2021/307
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, işbu sözleşmeden kaynaklı olarak müvekkilinin alacaklı olduğunu, takip konusu fatura bedelinin –olduğunu, bunun —- tutarındaki kısmının teminat mektupları tazmin edilerek tahsil edildiğini, bakiye tutarın —-olduğunu, işbu alacağın ödenmemesi nedeniyle —– sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında servis taşımacılığı sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşmede müvekkiline herhangi bir mali yükümlülük yüklenilmediğini, davacı tarafından düzenlenen faturada alacağın kaynağına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediğini, davacının varlığını iddia ettiği alacağının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili tarafından verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesi hususunun sözleşmede düzenlenmediğini, faturanın tek başına borcun varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını savunarak; davanın reddine ve davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı yan ile servis taşımacılığı hizmet sözleşmesi imzalandığını, aynı tarihte davalı ile ulaşım taahhütnamesi imzalandığını, bu sözleşme ve taahhütnameden kaynaklanan — borcun müvekkiline ödenmediğini, borcun taahhütnamenin 2.1 maddesinden kaynaklandığını, davalının tacir olduğunu, faturaya yasal süresi içinde itiraz edilmediğini belirterek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının birbiriyle uyumsuz olduğunu, iddianın genişletilmesine muvafakat etmediklerini, icra takibine dayanak yapılmayan bir belgenin itirazın iptali davasında ileri sürülemeyeceğini, takibe konu fatura tipinin satış faturası olarak geçtiğini, müvekkiline herhangi bir mal satışı yapılmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, bilirkişi raporu, —– sayılı dosyası, ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından bakiye fatura alacağına istinaden davalı aleyhine —– fatura alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından — tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut davacı, davalı ve dava dışı – Arasında——-tarihinde———-başlıklı protokolün 5.2 maddesine göre —-sözleşme süresinin sonuna dek doğacak —– borcunu, işbu sözleşme şartlarına uymayarak hizmetin sonlanmasına sebep olmasından ötürü ödenmeyen rakamın —– tevdii etmiş olduğu —-tutarlarındaki teminat mektuplarının paraya çevrilmesi yoluyla tahsil edileceğini, bakiye borcu kalırsa — yasal yollara müracaat ile bu alacağını tahsil hakkı olduğunu kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun olarak tutulduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle uyumlu olduğu, davalının davacından—– yılından — devreden alacağının bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen—- tarihli —– bedelli faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıt edildiği, davalı tarafından davacıya toplamda ——— ödeme miktarının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan —— alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça faturadan kaynaklı alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu bir adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun —— etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. ——-
Somut olay bakımından ise; taraflar arasında——– tarihinde servis taşımacılık sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin tarafların kabulünde olduğu, sözleşmenin —- tarihinden —— tarihine kadar geçerli olduğu, taraflar ile dava dışı şirket arasında düzenlenen —- tarihli protokolde davalının davacı yana ——- borcunun olduğu hususunun ifade edildiği, davacı şirket tarafından işbu borca istinaden takibe konu faturanın düzenlendiği, faturada ———devir protokolü 5/2 madde hükmü gereği bakiye borç” açıklamasına yer verildiği, düzenlenen faturaya davalı tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği gibi, faturanın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının kendisi aleyhine delil teşkil ettiği, bu hali ile fatura içeriği ve borcun dayanağının davalı yanın kabulünde olduğunun kabulünün gerektiği, davacı tarafından düzenlenen protokole istinaden toplam —–bedelli teminat mektuplarının nakde çevrildiği, bu hali ile davalının faturadan kaynaklı bakiye alacağının — olduğu, ancak davacı tarafından icra takibi ile — alacak isteminde bulunulduğu, davalı tarafından yapılan protokolün geçersiz olduğuna ilişkin herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, takip konusu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı gibi bu yönde bir savunmanın da mevcut olmadığı, bu hali ile davacının davalıdan ——- alacaklı olduğu, işbu alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz işletilebileceği, takibe konu alacağın miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektirmediği, likit olduğu, davacının icra inkar tazminatı isteminin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——— gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan — alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının ——sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.826,96.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.560,64.-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan ve dava açılırken mahsup ettirilen 646,10.-TL peşin harç toplamı 2.206,74‬.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 6.620,22‬.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken ve icra dosyasından yatırılan toplam 2.206,74.-TL peşin harç ve 35,90.-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.242,64.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 81,50.-TL posta gideri olmak üzere toplam 781,50.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 16.225,81.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.09/03/2021