Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/846 E. 2020/605 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/846 Esas
KARAR NO : 2020/605

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile —- plakalı aracın ruhsat sahibi olan ———-Arasında araç değer kaybı ve kazanç kaybı konusunda temlik sözleşmesi imzalandığını, ——- plakalı aracın şoförünün %100 kusurlu olması nedeni ile oluşan kazada hasar gördüğünü, ticari gelir getiren aracın 14 gün boyunca çalışmadığını, uğradığı kazanç kaybı bedelinin likit alacak olduğunu, yapılan icra takibine davalı borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz yapıldığını, yapılan itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —-plakalı araç şoförünün %100 kusurlu olması nedeni ile kazanın oluştuğunu, müvekkili şirket ile —— plakalı aracın sahibi olmadığı gibi bu aracı kiralamadığını, ayrıca kusurlu olduğu belirtilen araç şoförü ….—-müvekkili şirket ile herhangi bir bağının bulunmadığını, müvekkilinin somut olayla pasif dava ehliyeti bulunmadığını, müvekkilinin taraf sıfatı olmadığını, müvekkilinin borcu olduğunu ileri süren alacaklının bu borcu kanıtlamakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza ile alakalı bir illiyet bağının bulunmadığını, belirterek müvekkili adın açılan %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine kazanç kaybı alacağına ilişkin olarak 1.540,00.-TL asıl alacak, 244,93.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.784,93.-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 29/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 04/04/2018 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp olunan —– incelenmesinden; —-Adına kayıtlı olduğu, bu tarihten sonra aracın dava dışı ——– adına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava dışı —— Tarafından 11/07/2019 tarihli müzekkere cevabında, dava konusu ——— kiralandığı, 16/06/2016 tarihi itibari ile aracın davalı — —– kiralanmadığının belirtildiği ve kiralamaya ilişkin belgelerin birer örneklerinin mahkememiz dosyasına gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde özetle; kazaya karışan ——– aleyhine İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibi başlatıldığını, takibe karşı sunulan itiraz dilekçesi ile aracın işleteninin kendileri olmadığı, aracın davalı ——— kiralandığının belirtildiği, bunun üzerine eldeki davaya konu icra takibi ile davalı aleyhine icra takibi takibi başlatıldığı, aracın kaza tarihi itibari ile davalı tarafından kiralanmadığı hususunun davadan sonra öğrenildiğinin beyan edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, ——- plakalı araçta meydana gelen kazanç kaybı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, husumet itirazında bulunularak davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 85. maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmü düzenlemiştir. Aynı Kanunun 86/1. Maddesinde ise “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Kanunun 3. Maddesi ile işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olarak tanımlanmıştır.
Anılan düzenlemelere göre; meydana gelen trafik kazasında araç işletenin KTK kapsamında kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, ancak husumet yöneltilen davalı şirketin aracın sahibi olmadığı, aracın maliki ile uzun süreli kiralama ilişkisi, ariyet veya rehin gibi bir ilişki bulunmadığı, araç sürücüsünün davalı çalışanı olmadığı, davalı yanın meydana gelen trafik kazası ile bir ilişkisinin bulunmadığı, davalı yanın eldeki davada pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından; davacı tarafça husumetin, araç maliki olan dava dışı firmaya karşı başlatılan icra takibine yapılan itirazı ile davalı yanın aracın uzun süreli kiracısı olduğunu belirtmesi üzerine, davalı yana yöneltildiği, bu nedenle davanın davalıya karşı açılmasında davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusur veya kabahatin bulunmadığı, davalının da davanın açılmasına sebebiyet verecek bir davranışının bulunmadığı anlaşıldığından; yargılama giderlerinin tarafların üzerine bırakılmasına ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE
2.Alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4.Davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5.Talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.