Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/837 E. 2020/727 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/837 Esas
KARAR NO : 2020/727

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketten mal aldığını, müvekkilinin davalıdan cari hesaba dayalı olarak 2.737,39 TL alacaklı bulunduğunu, davalı aleyhinde İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız itirazı sonucunda icra takibinin durudurulduğunu, davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve ücretin karşı tarafa tahmili yönünde karar verilmesini dava ve talep etmitir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa borcu olmadığını, davacı tarafın üzerine düşen yükümlülüğü eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davaya konu faturaya da ürün eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin ödemeyi gerektirecek herhangi bir borcu olmadığını, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 01/06/2018 tarihinde, cari hesaba dayalı olarak 2.737,39 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davalının yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; lehe delil vasfını haiz olan davacı ticari defterlerine göre davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle 3 adet fatura toplamı 2.737,39 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın defterlerini incelemeye sunmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafın delileri arasında 22.05.2018 tarihli mutabakata dayandığı görülmekle, davacı vekiline mutabakat mektubunun aslını sunması için süre verilmiş, davacı vekili mutabakat formunun davalı tarafından imzalanarak mail ortamında gönderildiğini bu nedenle mutabakat formunun aslını sunamadıklarını bildirmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun 169. Maddesi “(1) Mahkeme, kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verebilir.
(2) İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olur.” hükmünü içermektedir.
Davalı adına düzenlenen —- bedelli mutabakat formunun cari hesap alacağı ile uyuştuğu, mutabakat mektubunun altında davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, bu mutabakat mektubundaki imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususuna ilişkin olarak davalı tarafa isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı adına duruşmaya katılan olmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, faturanın satış faturası olduğu, davalının faturaya konu ürünlerin eksik ve ayıplı teslim edildiğini savunduğu, bu durumda davacı satıcının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacı kendi ticari deftelerine göre 2.737,39 TL alacaklı görünmekte ise de davalının ticari defterlerini sunmamış olması nedeniyle cari hesap kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davacı tarafça delil olarak münhasıran davalının ticari defterlerine dayanılmamış olduğundan davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olmasının aleyhine sonuç doğurmayacağı( Emsal: Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —— tarihli mutabakat formunun altında kaşe ve imza bulunduğu, söz konusu mutabakat formunun isticvap davetiyesi ile davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen duruşmaya gelen olmadığı ve herhangi bir beyanda bulunulmadığı, dolayısıyla mutabakat formundaki kaşe ve imzanın kabul edilmiş sayıldığı(Emsal: Yüksek Yargıtay —.Hukuk Dairesi’nin — sayılı kararı) mahkememizce kabul edilmiştir. Davacının 2.737,39 TL alacaklı olduğu, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin de haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile , davalının İstanbul Anadolu —İcra Dairesinin —esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden yıllık 9,75 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 547,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 186,99 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 46,75 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 140,24 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3—– tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.737,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 87,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 400,00 TL bilirkişi ücreti ve 138,90 TL posta ücreti olmak üzere toplam 538,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda dava değeri dikkate alındığında kesin olmak üzere karar verildi.