Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/803 E. 2020/707 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/830 Esas
KARAR NO: 2020/687
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında çeşitli tarihlerde ürün satışı ve hizmet ilişkisi olduğunu, davalının bakiye borcunu ödememiş olması nedeniyle —– sayılı dosyası ile yasal icra takibine geçildiğini ve ———– sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, dava açılması akabinde borcun kapatılması için borçlu ile———- tarihli borç ödeme protokolü akdedildiğini, bu protokolde döviz bedelleri, — çek ile ödeme yapılması halinde oluşacak kur farkına ilişkin tarafların hak ve alacaklarının saklı tutulması konusunda mutabık kaldıklarını, protokol gereği müvekkili alacaklıya anlaşılan alacak miktarının bedeline ilişkin verilen çeklerin ——– üzerinden verildiğinden —— meydana gelen artışlar nedeniyle kur farkından kaynaklı huzurdaki davaya konu edilen alacak miktarı doğduğunu, alacağın ödenmediğinden dolayı davalı hakkında ———- dosyasıyla icra takibi yapıldığını, borçlu tarafından avukat nezdinde yapılan protokol söz konusu olmasına rağmen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğinden eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle borçlu şirketin taraflarca akdedilen protokol gereği ödeneceği konusunda mutabık kalınan kur farkı alacağını ödemediğinden başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafından takibe karşı yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, kötü niyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve alacağın ——-üzerinden takip talebindeki şartlarla işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili hakkında başlatılan takibe vaki borca itirazı üzerine davacı tarafından açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının usule ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili ile alacaklı arasında yapılmış protokole konu çeklerin ——- olarak verildiğini ve kur farkından kaynaklı bir alacak miktarının somut olayda doğmadığını, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğundan reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili hakkında açılmış bulunan itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davaya dayanak —- dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine ——– asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek alınan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın —— yılları özel hesap dönemine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, ticari defterlerin yazdırıldığının görüldüğünü, defterler üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı, karalama tespit edilmediğini, bu bilgilere göre davacı şirketin —— özel hesap dönemine ait ticari defterlerinin sahibi lehine kesin delil olma vasfına sahip olup olmadığı hususunda nihai kararın mahkemenin takdirinde olduğunu, davalı tarafın ——– dönemine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığını, ticari defterlerin yazdırıldığının görüldüğünü, defterlerin üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı, karalama tespit edilmediğini, bu bilgilere göre davalı şirketin —– dönemine ait ticari defterlerinin sahibi lehine kesin delil olma vasfına sahip olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre — tarihi itibariyle davacının davalıdan — alacaklı görüldüğünü, davalının kayıtlarına göre davalı tarafın —- tarihi itibariyle davacı taraftan—–alacaklı olduğunu, aslında tarafların cari hesapları arasında fatura ve ödemeler açısından bir fark olmadığını, fakat davalının —– yılından itibaren ilgili hesaba kur farkı çalıştırmadığını, farkın sebebinin bu olduğunu, taraflar arasında imzalanan protokolün; ” işbu protokol konusu çekler ——— olarak düzenlenmiş olduğundan ödeme tarihindeki ——bankası Alış/Satış kurunun ortalaması üzerinden dövize çevrilerek cari hesaptan döviz olarak mahsubu yapılacaktır, işbu çeklere ilişkin kur farkı çıkması halinde taraflar birbirlerine ödeyecekleri konusunda mutabık kalmışlardır.” hükmünü içerdiğini, davacı tarafın bu maddeye dayanarak kur farkı hesaplaması yaptığını ve bu tutarı davalıdan talep ettiğini, davacı tarafın rapor içeriğinde yer alan hesaplamasının muhasebe tekniği açısından tartışmalı olduğunu, rapor içinde yapılan hesaplamada görüleceği üzere, tarafların protokol tarihi itibariyle üzerinde mutabık kaldıkları ve muhasebe kayıtları ile de doğrulanan bakiyelerin ——– olduğunu, davalıdan protokol tarihi itibariyle alınan çeklerin toplam bedelinin protokol tarihindeki —– karşılaştırıldığında bu bakiyenin tamamını kapadığını, durum böyle iken yapılması gerekenin protokol tarihi itibariyle çek bedellerinin ön muhasebeye dövizli olarak girilerek, taraflar arasındaki dövizli bakiye, genel muhasebeye de —- kayıt girilerek taraflar arasındaki —— bakiyenin tamamen kapatılması gerektiğini, bu işlemin ardından yapılması gereken işlemin ise çeklerin tahsil tarihlerindeki güncel kurlar dikkate alınarak kur farkı hesaplaması yapmak ve bu hesaplama sonucunda ulaşılacak rakamın yine protokol hükümlerine göre davalı taraftan talep etmek olduğunu, davacı tarafın bu kur farkı hesaplamasını tartışmalı bir yöntemle yaptığını, protokol tarihi itibariyle çek bedellerinin muhasebe ortamına arka planda dövizli olarak girilmeli iken hem arka plana—– hem de ticari defterlere — kayıt girildiğini, bu işlem neticesinde genel muhasebede davalı firmanın bakiyesinin neredeyse kapandığını ancak ön muhasebede dövizli bakiyelerin açık kaldığını, davacının çekleri tahsil ettikten sonra oluşan kur farklarının ayrı bir hesaplama yaparak kayıtlarına aldığını, ancak bunu yaparken de hem —— bakiyeyi tam kapamadan işlem yaptığını, tartışmalı noktanın da burada ortaya çıktığını, davacının çek bedellerini vade tarihindeki kur ile ——-çevirdiğini, daha sonra aynı çek bedellerini bu sefer de protokol tarihindeki kur ile —- çevirdiğini, protokol tarihindeki dövizli bedeller ile vade tarihindeki dövizli bedelleri karşılaştırarak iş bu davaya konu olan —- alacağa ulaştığını, aslına bakılırsa davacının talep ettiği— de dövizli olduğunu, döviz cinsinin — cinsi karşılığının da ——- olduğunu, davacının hesaplamayı bu şekilde yaparak dövizli bakiyeleri açıkta tutması, normalde talep edebileceğinden daha fazla kur farkı talebi oluşmasına yol açtığını, çünkü dövizli bakiyelerin açık durduğunu, dövizli bakiyelerin açık durduğu sürece davalının cari hesabının da dövizde meydana gelecek olumlu olumsuz tüm farklardan etkilenmeye devam edeceğini, zira davacı tarafın alacak talebini —- olarak mahkemeye ilettiğini, davacının muhasebe kayıtlarında bu işlemin kaydı yapılırken —- tutarın —– tarihi — olan —– yerli paraya çevrildiğini, oysa çeklerin tahsil edildiği tarihlerdeki en yüksek —— kurunun ise —–olduğunu, tarafınca yapılan hesaplamaya göre her ne kadar davacı tarafın ticari defterlerinde davalıdan olan alacak tutarının ——- olduğu, ticari defter kayıtları ile tespit edilmiş olsa dahi yukarıda yazılı açıklamalara göre olması gereken kur farkı tutarının —— olduğu, davacının davalıdan talep edebileceği dövizli bir alacağının olmadığını, alacağın kur farkından oluştuğunu, bu kur farkı tutarının da toplam—– olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davalı ile aralarında düzenlenen — tarihli ödeme protokolüne göre davalı tarafından—–cinsinden çek ile ödeme yapıldığından kur farkı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça, davacı ile aralarında yapılmış protokole konu çeklerin —– olarak verildiğini, kur farkından kaynaklı bir alacak olmadığını savunarak davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin ekinde sunulan taraflar arasında düzenlenen —– tarihli “ödeme protokolü ve ibraname” başlıklı belge suretine göre; protokolün davalının davacıya borcundan dolayı —- Sayılı dosyasından yapılan takibe itiraz nedeniyle açılan —– sayılı dosyasına konu borcun tasfiyesi ve —- için ve protokol tarihine kadar ki tüm satın almalar için yapılan satın alma sözleşmesindeki tarafların yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için düzenlendiği,—– başlıklı maddeye göre, dosya borcu konusunda —- meblağda tarafların mutabık kaldıkları, ödeme olarak ——- keşide tarihli — bedelli, — seri nolu — keşide tarihli —- bedelli, —- seri nolu — keşide tarihli —- bedelli, —- seri nolu –keşide tarihli — bedelli ve —– seri nolu —- keşide tarihli —- bedelli çeklerin alacaklıya teslim edildiği, protokol konusu çekler — olarak düzenlendiğinden ödeme tarihlerindeki —– alış/satış kurunun ortalaması üzerinden dövize çevrilerek cari hesaptan döviz olarak mahsubunun yapılacağı, iş bu çeklere ilişkin kur farkı çıkması halinde tarafların birbirine ödeyecekleri konusunda mutabık kaldıkları düzenlenmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, davalının kayıtlarına göre davacıdan —– alacaklı olduğu, tarafların cari hesapları arasında fatura ve ödemeler açısından bir fark olmadığı, fakat davalının —– yılından itibaren ilgili hesaba kur farkı çalıştırmadığından cari hesaplar arasında fark oluştuğu, her ne kadar davacı tarafın ticari defterlerinde davalıdan olan alacak tutarının ——- karşılığı —- olduğu ticari defter kayıtları ile tespit edilmiş olsa da olması gereken kur farkı tutarının —- olduğu, davacının davalıdan talep edebileceği dövizli bir alacağının olmadığı, alacağın kur farkından oluştuğu, bu kur farkı tutarının da toplam —- olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de itirazın iptali davaları, takip talebine sıkı sıkıya bağlı olup davacı takipte daha az miktar talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği —– asıl alacak üzerinden takibin devamına, alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin — asıl alacak üzerinden devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren yıllık —– ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
2-Asıl alacak miktarı olan 8.191,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davanın kabul edilen 8.191,00 TL dava değeri üzerinden alınması gereken 559,53 TL nisbi karar harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 2.212,34 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 1.652,81‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 2.212,34 TL peşin harç ve 5.20 TL vekaletname harçlarının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 650,00 TL Bilirkişi inceleme gideri, 195,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 845,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 37,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 807,20 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan 150,00 TL yargılama giderinden 28,66 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, geriye kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen 8.191,00 TL dava değeri üzerinden davacı yararına belirlenen 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen 174.935,93 TL dava değeri üzerinden, davalı yararına belirlenen 20.568,91 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
10-Davalı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/11/2020