Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/716 E. 2019/1202 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/716 Esas
KARAR NO : 2019/1202

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı, —- plakalı aracın —- park halindeyken, davalı … şirketinin sigortalısına ait —–plakalı aracın çarpması sonucu —— tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, iş bu kaza sebebi ile müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, ortaya çıkan hasar sebebi ile müvekkiline ait aracın değer kaybına uğradığını, değer kaybının ——- alınan hizmet ile ——– olabileceği ve bu tespit için toplam ——– masraf yapıldığını, olayda davalının % 100 kusurlu olduğunu, davalı sürücünün, müvekkilin uğradığı zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, davalı hakkında İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğü’ nün ——–. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalı/borçlu tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkilinin söz konusu icra takibi ile talep ettiği değer kaybı bedelinin, eksper raporuna dayalı ve likit alacak olup, davalı/borçlunun itirazlarının haksız olduğunu, itirazlarının iptali ile İİK m.67/2 hükmü mucibince alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, söz konusu hasarın ——- tarihinde meydana geldiğini, müvekkili şirkete takip ve dava öncesi başvuru yapılmadığını, dava şartı yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememizin davacısı tarafından davalı aleyhine ——–hizmet faturası—- diğer ve —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından sunulan —— tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun “İspat Yükü” başlıklı 190. Maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan hükme göre, bir hukuki vakıaya bağlanan sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddi hukuk kuralında koşul vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hallerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir. Eldeki dava bakımından; davacı tarafça, kendisi adına kayıtlı araçta meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan değer kaybı alacağının tahsili talep edilmektedir. Bu halde; davacı yanın, aracında değer kaybı oluşup oluşmadığını ve davalı yana sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü altındadır.
Yine 6100 Sayılı HMK’nun “Delil İkamesi İçin Avans” başlıklı 324. Maddesinde “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Anılan düzenleme ile; dayanılan delilin ikamesi için gerekli avansın yatırılmaması halinde, avansı ikmal etmeyen tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Bu durumda, HMK’nun 120. Maddesinde düzenlenen gider avansı müessesinden farklı olarak, dava şartının eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilemez. Sadece, masrafı yatırmayan tarafın, o delile dayanma hakkı olmayacaktır.
Eldeki dava bakımından; mahkemenizin, davacı vekilinin de hazır bulunduğu,—— tarihli celsesinde, dosyanın bilirkişiye tevdine karar verildiği ve davacı vekiline —–bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde ücretin yatırılmaması halinde bilirkişi incelemesi yapılması talebinde vazgeçilmiş sayılacağı ihtaratının yapıldığı, buna rağmen ücretin verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı, ücretin yatırılmamasına ilişkin geçerli bir özrün de mahkememize bildirilmediği, davacıya ait araçta değer kaybının oluşup oluşmadığı hususunun teknik bir incelemeyi gerektirdiği, dosyada mevcut veriler ile bu hususun tespitinin mümkün olmadığı, ispat yükünün davacı yan üzerinde olduğu, bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak; yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli —— karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan — harçtan tahsili ile bakiye —– harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı ve Davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.