Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E. 2019/411 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/711 Esas
KARAR NO : 2019/411

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019 (Tefhim Tarihi) – 11/04/2019 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 27/04/2009 tarihinde güvenlik hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşmede yer alan fesih hükümlerine riayet etmeksizin 05/12/2014 tarihinde müvekkili şirketin genel koordinatörünün mali hesabına gönderdiği yazı ile hiçbir sebep belirtmeksizin sözleşmenin önce 31/12/2014 tarihinde sona erdirileceğini bildirdiğini, müvekkili şirketin bu bildirimin sözleşmenin fesih şartlarına uygun olmadığını bildiren 09/12/2014 tarihli yazısının ardından yine sözleşmeye aykırı olarak hizmetin 05/01/2015 tarihinde sonlandırılmasını istendiğini, müvekkilinin davalının isteği üzerine 05/01/2015 saat 00:00’da güvenlik hizmetini sonlandırdığını, daha sonra müvekkilinin Kadıköy ——-. Noterliği’nin 27/02/2015 tarih ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin ihbar önellerine uyulmaksızın feshi nedeniyle mahrum kaldığı kazanç ve uğramış olduğu zararların tazmini için bildirimde bulunmuşsa da davalı tarafça herhangi bir ödemede bulunulmadığından bahisle zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmekle birlikte Mahkememize sunduğu 20/11/2018 tarihli dilekçesi ve duruşmada alınan beyanında davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yönünden fesih edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, sözleşmeyi fesih edenin davacının kendisi olduğunu, bu nedenle herhangi bir tazminat veya gelir kaybı isteme hakkı olmadığını, taraflarınca sözleşme gereği 31/12/2014 tarihi itibariyle tüm şirketler için fesih edileceğinin bildirildiği, sadece grup firmalarından —————- için itiraz edildiğini ve sadece bu firma yönünden davacı tarafça sözleşmenin feshedilmediğini, davacı tarafın sözleşme süresi boyunca kusurlu hareketleri ile ayıplı hizmet sunduğunu, davacının en büyük kusurunun sözleşmede belirtilen iki güvenlik personelinin hiçbir zaman tam —— ödemesi yapmadığını, emniyete bildirmediğini ve haksız kazanç elde ettiğini, firmalarından tam ödeme almış olduğunu ama eksik bildirim yaparak işçi hakları üzerinden gelir elde ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrarla davacının feragat beyanına binaen herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle doğan zararın tazmini olduğu, yargılama sırasında davacı vekilince sunulan usulüne uygun dilekçe davadan feragat ettiği, dava dilekçesine ekli vekaletnamede feragat yetkisinin bulunduğu, HMK’nın 307 ve devamı maddelerinde davaya son veren taraf işlemlerinin düzenlendiği, 311. Maddede “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemesine yer verildiği, feragatin ifade edildiği anda sonuç doğurduğu ve karşı taraf ile Mahkememizin kabulüne bağlı olmadığı anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 44,40 TL olduğundan peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile arta kalan 40,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4- Her ne kadar davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de vekalet ücreti talebi bulunmadığı beyan edildiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansının kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı