Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/710 E. 2019/412 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/710 Esas
KARAR NO: 2019/412
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 25/05/2015
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalı şirketin ———-adresinde gözetim ve refakat hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşmede yer alan fesih hükümlerine riayet etmeksizin——— tarihinde müvekkili şirketin genel koordinatörünün mali hesabına gönderdiği yazı ile sebep belirtmeksizin sözleşmenin —– tarihinde sona erdirileceğini bildirdiğini, müvekkilinin bildirimin sözleşmenin fesih şartlarına uygun olmadığını bildiren ———– tarihli yazısının ardından yine sözleşmeye aykırı olarak hizmetin ——– tarihinde sonlandırılmasını istendiğini bildirdiğini ve müvekkilinin davalının isteği üzerine ——— saat 00:00’da güvenlik hizmetini sonlandırdığını, müvekkilinin ——-. Noterliği’nin —— tarih ———— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin ihbar önellerine uyulmaksızın feshi nedeniyle mahrum kaldığı kazanç ve uğramış olduğu zararların tazminini ihtar etmesine rağmen davalı tarafça herhangi bir ödemede bulunulmadığından bahisle sözleşmenin ihbar önellerine uyulmadan haksız feshi nedeniyle doğan zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Mahkememizin —- Esas sayılı dosyası ile aynı konuyu içerdiği, sunulan sözleşme ile mail yazışmalarının ———-ile yapıldığını, dava dilekçesinde yazan davacı ile tevzi formunda yer alan davacının farklı olması da dikkate alınarak davanın öncelikle derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davacıya ———— bünyesinde bulunan tüm şirketler bakımından sözleşmenin feshedileceğinin bildirilmesi üzerine davacı tarafça sadece ————için itiraz edilmesi nedeniyle sadece dava dışı söz konusu şirket bakımından sözleşmenin feshedilmeyerek sürenin bitiminin beklendiğini, davacının ayıplı hizmet sunması nedeniyle sözleşmenin feshedildiği, davacının işçi başına şirketten kar payı aldığından bahisle zarar belirlenirken davacının sözleşme nedeniyle katlanacağı maliyetin de hesaplanması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
Davanın ilk tevzi edildiği İstanbul Anadolu 5. ATM’nin — tarihli ——- Esas ve ——-Karar sayılı ilamı ile davanın Mahkememizin ————- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Mahkememizce yapılan yargılama sırasında her ne kadar birleştirilen davaların taraflarının vekilleri ve davaların hukuki sebebi aynı ise de, davanın taraflarının farklı şirketler olduğu, ayrıca davaya konu olan sözleşmelerinde farklı yerlere ait farklı tarihlerde düzenlenmiş birbiri ile herhangi bir bağlantısı olmayan sözleşmeler olduğu anlaşılmakla eldeki davanın ayrılmasına karar verilerek Mahkememizin ——— Esas sırasına kaydedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin taraflar arasındaki güvenlik sözleşmesinin haksız olarak fesih öneline uyulmadan feshedildiğinden bahisle kar kaybına ilişkin zararın tazmini olduğu, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının …olarak yazıldığı ve söz konusu şirkete ait vergi numarasının bildirildiği, ancak tevzi bürosu tarafından tevzi evrakı düzenlenirken——— Şirketinin davacı olarak belirtildiği, bu nedenle tensip zaptı ve diğer evraklarda davacının sehven ——-şirketi olarak belirtildiği görülmüştür. Dava dilekçesinde davaya konu sözleşme olarak ———————– adresine ilişkin imzalanan güvenlik hizmeti sözleşmesi olduğunun belirtildiği, Mahkememizce davacı vekiline sözleşmenin sunulması için süre verildiği ve davacı tarafça sunulan sözleşmenin incelenmesinde dosyamız davalısı ile dava dışı ———– şirketi arasında imzalandığı görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafın derdestlik itirazına binaen davacı vekili sunduğu ——– tarihli dilekçesi ile iş bu davanın taraflarının ——— olduğunu ve dava konusunun —-ve—-numaralı sözleşmeler olduğunu bildirmiş ise de dava dilekçesinde davacının ünvanının ————— olarak yer aldığı ve sunulan————- tarihli dilekçe ile söz konusu hususun değiştirilmesinin mümkün olmadığı, ünvanı farklı yazılan şirketin davacı olması sebebiyle de HMK’nın 124.maddesinin uygulanma ihtimali de bulunmadığı, bu hali ile dava dilekçesinin içeriğinde bahsi geçen sözleşmenin tarafının ———–şirketi olmasına rağmen davacının ——– olması nedeniyle davacının davaya konu edilen sözleşme bakımından talep hakkının ve aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının aktif husumeti bulunmadığından REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 44,40 TL olduğundan peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile arta kalan 40,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 7/2. ye göre belirlenen 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansının kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/04/2019