Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/704 E. 2020/341 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/704 Esas
KARAR NO : 2020/341

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ————-, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketten ———– alacaklı olduğunu, iş bu alacağın davalıdan bir çok defa talep edilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine Bakırköy ———- İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının yetki itirazı üzerine takibe İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası ile devam edildiğini, davalı tarafça icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itirazda bulunulduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa————-edilmiş olup, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamış, HMK 128 madde hükmü gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği ——– —- İcra Müdürlüğü’nün——- sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün——Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına istinaden 4.339,90 TL alacağın tahsiline yönelik olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı tarafa 25/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça icra takibine 28/05/2018 tarihinde itiraz edildiği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davacı yanın kayıtlarına göre ——- tutarında davalı aleyhine fatura düzenlendiği, işbu faturalara yönelik herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı, davacı yanın ——— alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Cari hesaba konu faturaların ———- tarihli faturanın teslim alan kısmı altında ———- ismi ve imzasının bulunduğu,——— tarihli faturanın teslim alan kısmın altında —– ismi ve imzasının bulunduğu,— kayıtlarına göre, adı geçen kişilerin, davalı şirket çalışanı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, süresinde cevap dilekçesi sunulmayarak dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, fatura konusu malların teslim edilip edilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu 2 adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay——. HD —————— Sayılı İlamı)
Somut olayda; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafça belirlenen inceleme gününde ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, dava konusu faturalara konu malların davalı şirket çalışanları tarafından teslim alındığı, bu hali ile davacının davalı taraftan—- tutarında alacağı bulunduğunun sabit olduğu, tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu, icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu, takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu, davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan—– alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda işleyecek avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün——- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 296,46 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 74,12 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 222,34 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça alınan 74,12 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 110,02 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 87,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 687,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı ve Davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.