Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/691 E. 2019/1135 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/691 Esas
KARAR NO : 2019/1135
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/06/2018
KARAR TARİHİ: 26/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ankastre mutfak ürünleri imalatı yaptığını, müvekkili ile davalı şirket arasında alım satım ilişkisi bulunduğunu, cari hesap şeklinde gelişen bu ilişkide müvekkili şirketin zaman zaman davalı yana alım-satım sözleşmesine konu ürünleri teslim ettiğini, davalı şirketin de peyderpey ödeme yaptığını, bu şekilde süren uzun ticari ilişki sonucunda cari hesapta bakiye kalan borcun ödenmediğinden alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine —. İcra Müdürlüğü’nün – esas sayılı dosyası ile takip yapılmak zorunda kaldıklarını, ödeme emrinin — tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, davalının hem yetki yönünden hem de borca itiraz ederek durmasını sağladığını, davalı şirketin sırf takibi sürüncemede bırakma amacıyla ileri sürdüğü itirazlarında haksız ve suiniyetli olduğunu, davalı şirketin icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, alım-satım sözleşmesinin taraflara karşılıklı edimler yükleyen bir sözleşme olduğunu, karşılıklı edimler bulunan sözleşmelerde her bir taraf için sözleşmenin ifa yerinin farklı olduğunu, satıcının edimi ürünü teslim etmek zorunda olduğundan alıcının adresi, alıcının edimi ise ürün bedelini ödemek zorunda olduğundan satıcının adresinin sözleşmenin ifa yeri olduğunu, HMK’nun 10.maddesinde ”Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir” şeklinde belirtildiğini, para borçları için alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin merkez adresinin, gerek takibe dayanak icra dairesi ve gerekse mahkeme yetki alanında olduğundan davalının yetkiye ilişkin itirazının usul ve yasaya aykırı olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmesini, satış bedeline ilişkin faturalaran e-fatura şeklinde sistem üzerinden davalı yana ulaştırıldığını, ürünlerin — nakliyat firması aracılığıyla davalı yana teslim edildiğini, davalı şirketin sözkonusu faturaları ticari defterlerine kaydettiğini, faturalara karşılık olarak peyder pey cari hesaba mahsuben ödemeler yaptığını, tüm bu nedenlerle yetkiye ve borca ilişkin soyut ve haksız itirazların iptalini, takibin devamına, kötü niyetle yapılan itiraz nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını, HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri gereği ilamsız takipte yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgah adresi olduğunu, müvekkili şirketin adresinin — sınırlarında olduğunu icra takibinin—icra dairelerinde açılması gerekirken — İcra Dairelerinde açıldığını, bu nedenle esasa ilişkin itirazlar ile beraber yetkiye de itiraz ettiklerini, yine açılmış olan itirazın iptali davasının da Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerekirken İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde açıldığından yetkisizlik yönünden davanın reddini, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirketin geçmişte ticari ilişkin içerisinde bulunduklarını ancak müvekkili şirket tarafından davacı tarafa olan tüm borçların ödendiğini, bu durumun ticari defter kayıtlarının bilirkişi tarafından incelenmesiyle ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle öncelikle icra takibine yaptıkları yetki itirazı nedeniyle gerek icra takibinin gerekse işbu davanın yetki yönünden reddini, davanın esastan reddini, davacı aleyhine takip tutarının %20’si oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davaya dayanak -. İcra Dairesi’nin – Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine — TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik yetki itirazı davaya konu alacağın para alacağı olması ve davacının merkezi itibariyle takibin yapıldığı yerin ve mahkememizin yetkili olması nedeniyle – tarihli celse ara kararı ile reddedilmiştir.
Mahkememizce alınan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin e-defter olmakla beratların usulüne uygun tanzim edildiği, davalı tarafın mahkeme tarafın inceleme gününe katıldığı, e-defter olarak tanzim edilen ticari defter kayıtlarının sunulan usb içerisinde bulunduğunu beyan ettiği, ancak yapılan kontrolde usb içinde sadece davacı şirkete ait — yılları cari hesap ekstrelerinin sunulu olduğu, e-defterlere ait kayıtların bulunmadığının tespit edildiği, akabinde davalı şirket vekilinden söz konusu defter kayıtları talep edilmiş ise de sunulmadığından tarafların cari hesap ekstrelerinin karşılaştırılması yönünden sunulan cari hesap ekstresinin incelemeye tabi tutulduğu, -. İcra MüdürlüğÜ’nün – Esas sayılı dosyası ve – tarihli ödeme emri ile cari hesap bakiyesi kaynaklı — TL asıl alacağın tahsili ile takip tarihi itibariyle reeskont avans faizi(yıllık %9,75) talep edildiği, davacı taraf ticari defter kayıtlarına göre – tarihi itibariyle davalı taraf borç bakiyesinin -TL olduğu, davalı taraf cari hesap ekstresine göre davacı taraftan – TL alacaklı olunduğu, taraflar arasındaki bakiye farkın – TL +– TL = – TL olduğu, söz konusu farkın davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı taraf cari hesap ekstresinde görülmeyen – tarih- numaralı ve -TL bedelli satış faturası ile davalı taraf cari hesap ekstresinde yer almasına rağmen davacı taraf ticari defterlerinde görülmeyen tahsilat kayıtları toplamı -TL ve davacı taraf ticari defterlerinde iade edildiği şeklinde kayıtlanmasına rağmen davalı taraf cari hesap ekstresinde iade kaydı bulunmayan – TL tutarlı çek toplamlarından kaynaklandığının tespit edildiği,(- TL + – TL + – = – TL) davalı tarafın söz konusu ödemeleri gerçekleştirmiş olduğunu ispat edememesi halinde takibe konu borç miktarından sorumlu olabileceği, ödemelerin gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanması halinde ise davacı tarafça talep edilebilecek alacak kaydı bulunmayacağı, mahkemenin davacı tarafın alacaklı olduğunun kabulü halinde – TL alacak tutarı için – takip tarihi itibariyle reeskont faizi talep edilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin davacı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap bakiyesiyle doğan alacağın tahsili ile başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının teslim aldığı malların bedelini ödemediğinden bahisle tahsilini talep ettiği, taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği, davalı tarafça defterlerin ibraz edilmediği, ancak — yıllarına ait cari hesap ekstrelerinin sunulduğu, davacı defterlerine ve tarafların cari hesap ekstrelerinin karşılaştırılmasına ilişkin olarak düzenlenen raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bilirkişi raporunda bahsi geçen ve teslim alan kısmı imzalı olan fatura bakımından davalıya usulüne uygun olarak isticvap davetiyesi çıkartıldığı, ancak davalının duruşmaya katılmadığı ve imzalı fatura bakımından malların teslim edildiğinin kabulü gerektiği, yine bilirkişi raporunda bahsi geçen davacı taraf ticari defterlerinde iade edildiği şeklinde kayıtlanmasına rağmen davalı taraf cari hesap ekstresinde iade kaydı bulunmayan – TL tutarlı çek bakımından — şubesine yazılan müzekkereye verilen yanıtta çekin çek sahibi tarafından iptal edilmek üzere bankaya iade edildiği ve — tarihinde çekin durumunun iptal olarak değiştirildiğinin bildirildiği, bu hali ile davacının davasını ispat ettiği ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının — İcra Dairesi’nin —Esas sayılı doyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 767,41 TL olduğundan peşin alınan 135,69 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 631,72 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 135,69 TL peşin harç, başvurma harcı 35,90 TL, vekalet harcı 5,20 TL, 750,00 TL bilirkişi ücreti ile 112,09 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 1038,88 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davalı tarafça iş bu dava için yapılan 14,00 TL posta-tebligat giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının arta kalan kısmının kararın tebliğ gideri karşılandıktan ve tebliğ işlemleri tamamlandıktan sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/11/2019