Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/608 E. 2019/1023 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/608 Esas
KARAR NO : 2019/1023

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile arasında temel bankacılık hizmetleri sözleşmesinden —– Hesabı borcu bulunan davalı borçlunun bu borcu ödemediği, alacağın tahsili için belirtilen icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından haksız olarak borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davalının itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin ilgili maddesi gereğince müvekkili bankanın defter, kayıt ve belgelerinin münhasır delil olduğu, bu kayıtlar incelendiğinde borçlu tarafından yapılan itirazın alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla yapıldığının ortaya çıkacağını beyan ederek, fazlaya ilişkin ve sair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, takibin devamına, %20 ‘den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına ve yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın görevsiz Mahkemede açıldığı, müvekkilin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu, davacı banka tarafından müvekkilinin borcu olduğundan ve ödenmediğinden bahisle, İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğünün ———— Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığı, müvekkili aleyhine yapılan bu haksız takibe karşı yasal süresi içinde edildiğini, müvekkilin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin kullanmadığı bir kredi kartından dolayı davacı banka tarafından borçlu gösterilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle reddine, ayrıca esasen de haksız olan davanın reddine, kötü niyetli davacının dava konusu alacağın en az %20 ‘si oranında tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; İstanbul Anadolu ——— İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı arasında tarih içermeyen —– imzalandığını, sözlemenin davalının ticari ya da bireysel kullanımına yönelik açık bir düzenleme olmadığını, sözleşme ekinde yer alan — sorgulama belgesinden davalının şahsi ticari işletmesi adına düzenlendiği kanaatine varıldığını, davacı tarafından davalı adına Tüzel Kişi Kredili Mevduat Hesabının açıldığını, sözleşmenin 13. Sayfasında talep edilen ticari kart olarak işletme kartının işaretlendiğini, kredili mevduat hesabı açılması yönünde davalının talimatının olmadığını, 19.08.2015 tarihli 160,46 TL tutarlı otomatik ödeme açıklamasıyla —– ilişkin prim ödemesi açıklmasıyla davalı adına borç kaydı yapıldığını, poliçenin dosyaya sunulmadığını, kaldı ki davalının prim bedelinin davalı adına açılmış kredili mevduat hesabından tahsil edilmesine yönelik talimatın olmadığını, 11.01.2016 tarihli 90,00 TL VE 14.07.2016 tarihli 99,00 TL tutarlı borç kayıtlarının davalıya tahsis edilen işletme kart nedeniyle tahsil edilmiş olmasına rağmen işletme kart sözleşmesinin tamamının dosyaya sunulmadığını, davalının kredili mevduat hesabından tahsil edilmesine yönelik talimatın olmadığını, kredili mevduat hesabındaki 13.01.2016 tarihinde 13 kalem halinde tahsil edilen 138,18 TL ve 01.03.2016-01.03.2017 tarihleri arasında borç kaydedilen 152,45 TL toplamı olan 290,63 TL hesap işletim ücretinin neredeyse hiç çalışmayan bir hesaba borç kaydedilmesinin hukuki temelinin olmadığını, davacı bankanın davalı adına kredili mevduat hesabı açmasının ve bu hesaba yukarda belirtilen tutarların borç kaydedilmesinin yerinde olmadığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalıya kullandırılan kredili mevduat hesabı nedeniyle doğan borcun ödenmediğinden bahisle itirazın iptalinin talep edildiği, dosya kapsamına alınan ve hüküm vermeye ve denetime elverişli olan bilirkişi raporunda da icra takibinin davalıya verilen kredili mevduat hesabı borcundan kaynaklandığının belirtildiği görülmüştür. TTK’nın 4.maddesinde ticaret mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş olmakla, söz konusu maddede de belirtildiği üzere bir davanın ticari dava olması için ya tarafların ikisinin de tacir olması ve dava konusunun ticari işletmeden kaynaklanması dolayısıyla nisbi ticari dava olması veya Kanun maddesinde yer alan işlemlere ilişkin olması gerekmektedir. Eldeki davamız bakımından davalının tacir olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delillin yer almadığı, Temel Bankacılık Sözleşmesinin davalının ticari işletmesine ilişkin olarak düzenlendiğine dair delil olamadığı, dolasıyla da nisbi ticari davanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay ——–. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 tarihli ——Esas ve Karar sayılı ilamı ile benzer nitelikteki bir çok ilamında da belirtildiği üzere “…6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, dava açanın sıfatına (Kart hamili ya da kartı veren kuruluş olup olmamasına) bakılmaksızın tüketici mahkemeleridir…”. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartı olarak belirlenmiş, 115. Maddesinde de dava şartı yokluğu halinde davanın usulden reddine karar verileceği hükmüne yer verilkele eldeki dava bakımından Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.