Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/606 E. 2019/838 K. 02.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/606 Esas
KARAR NO: 2019/838
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ: 21/05/2018
KARAR TARİHİ: 02/09/2019
Davacı … vekili tarafından davalı ———— aleyhine mahkememize açılan özel denetçi tayin edilmesi davasında;
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin genel kurul toplantısını gerçekleştirmemesi üzerine T.T.K.’nun 411.maddesi hükmü gereğince çağrının yapılması istemi ile 06-11-2017 tarihide ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen 45 günlük süre içinde çağrı yapılmadığından İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— esas sayılı dosyası üzerinden toplantının yapılması için kayyım atanmasının istendiğini, mahkemece atanan kayyım tarafından——– tarihinde genel kurul toplantısının düzenlendiğini, gündemin 3. maddesinin görüşülmesi sırasında davacı vekilinin T.T.K.’nun 438 inci maddesi hükmü gereğince özel denetçi atanmasını talep ettiğini, bu talebin diğer paydaşların olumsuz oyu ile reddedildiğini, bu nedenle T.T.K. 439 uncu maddesi gereğince yasal süresi içinde özel denetçi atanmasına karar verilmesi gereğinin hasıl olduğunu, davalı şirkette muhtelif usulsüzlükler yapıldığını, ortakların işbirliği içinde şirketin içini boşalttıklarını, müvekkilinin davalı şirkette % 30 oranında pay sahibi olduğunu, yönetimde söz hakkının bulunmadığını, şirketten bilgi alamadığını iddia ederek; dilekçesinde belirtilen hususların incelenmesi için özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının gönderdiği genel kurul toplantısı istemli ihtarnamenin tebliği üzerine ——— tarihinde müdürler kurulunun davet metni hazırladığını ve ortaklara iadeli – taahhütlü olarak gönderdiğini, çağrı ilânının ——- tarihli ————- yayımlandığı ve toplantının——— gerçekleştiğini, ancak davacının genel kurula iştirak etmediğini, buna rağmen davacının ihtarnamesindeki hususların görüşülerek karara bağlandığını, kayyım tarafından yapılan ——– tarihli genel kuruldan önce şirketin fınansal tabloları, faaliyet raporları pay sahiplerinin incelemesi için hazır edildiğini, ancak davacının inceleme yapmadığını, genel kurulda herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediğini, şirketin faaliyeti için gerekli harcamaları yaptığını, gereksiz harcamalardan kaçındığım, davacının iddia ettiği gibi gelirlerin bir yere kaçırılmadığını, müvekkili şirketin ——- danışmanlık hizmeti verdiğini ve bilgi güvenliği konusunda şirketlere eğitim hizmetleri sunduğunu, ———-tarihindeki darbe girişiminden olumsuz etkilendiğini, bilgi güvenliği konusundaki faaliyetleri davacının yürüttüğünü, bunları da başka bir firma üzerine kaydırdığını savunarak kötü niyetle açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava; davalı şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Davalı şirketin ——– tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacı vekilinin özel denetçi atanması talebi reddedilmiştir, davacının hisse oranı % 30’dur.
TTK’nun Limited şirketler ile ilgili 635 maddesinde, ” 397. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları dışında kalan, anonim şirketin denetçiye , denetime ve özel denetime ilişkin hükümleri limited şirkete de uygulanır denmektedir.
Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlere ilişkin ön görülen özel denetim hükümleri, kanunun 635. maddesindeki atıf dolayısıyla limited şirketler hakkında da uygulanacaktır, dolayısıyla belirtilen husular limited şirketler içinde geçerlidir.
TTK.’nun 439 uncu maddesinin I.inci bendi; “genel kurulun özel denetim denetim reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.” hükmüne havidir.
Huzurdaki davada davacının talebi de özet denetçi atanmasına ilişkindir. Davacı, davalı şirketin ——— tarihinde yapılan genel kurul toplantısında özel denetçi tayin edilmesini istemişse de, bu talebi kabul edilmemiş olup, dava, ———- tarihinde süresi içinde açılmıştır,
Özel denetim hakkının keyfi ve kötü amaçlı kullanılmasını önlemek amacıyla TTK’da bazı şartlara yer verilmiştir, buna göre bir pay sahibinin özel denetim talebinde bulunulması için gerekli ön şart pay sahibinin önceden bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmış olmasıdır.
Özel denetim talebinde bulunulduğunda, bilgi alma veya inceleme hakkının gerçekleştiği genel kurul tutanağında özellikle belirtilir, bu hak kullanılmadan pay sahipleri özel denetim yapılmasını isteyemez kanun koyucu bu sayede şirket dışı menfaat sağlamak, bir kararı önlemek veya taktik bir üstünlük elde etmek amacıyla talepte bulunarak özel denetim kurumunun kötüye kullanılmasını önlemeyi amaçlanmıştır.
Kanun koyucu, özel denetim kurumuna fer’i bir nitelik kazandırmak istemiştir. Bu fer’ilik, kişisel, maddi ve şeklî bir görünüme sahiptir. Her şeyden önce, pay sahibi, bilgi alma ve inceleme hakkını (T.T.K. md.437) kullanmalıdır. Yönetim kurulu, açıkça eksik veya tatminkâr olmayan ya da doğrulukları bakımından var olan şüpheleri ortadan kaldırmayan bu bilgileri pay sahibine vermeyi reddederse, pay sahibi özel denetim talebinde bulunabilir.
T.T.K.’nun 438 inci maddesinin birinci bendine göre; önceden bilgi alma ve incelemc hakkının kullanılmış olması halinde ve T.T.K.’nun 439 uncu maddesinin ikinci bendine göre; dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanacaktır.
Dava konusu olayda henüz, T.T.K.’nun 438 inci maddesinin birinci bendine göre, “önceden bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığı” kanıtlanmış değildir.
Tüm dosya kapsamına göre; Türk ticaret kanununa göre; bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmadığı için davacının özel denetim isteme hakkı bulunmadığından, koşulları oluşmayan davasının reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Koşulları oluşmayan DAVANIN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 138 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi 02/09/2019