Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/550 E. 2018/866 K. 04.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/621 Esas
KARAR NO : 2018/868

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 04/09/2018 – (Yazılma Tarihi) 07/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline kasko sigortalı araca davalıya ait aracın çarpması neticesinde oluşan hasar nedeniyle sigortalısına ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yerinin …… olması nedeniyle Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirkete atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurları bulunmadığını, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğundan bahisle öncelikle yetki itirazı nedeniyle, kabul görmediği takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davalı sigortalıya ödenen tazminat bedelinin haksız fiil sorumlusundan rücuan tazmini talebi olduğu, davacı tarafça davalının maliki olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde sigortalı aracın hasara uğraması nedeniyle ödenen bedelin rücuan tazmininin talep edildiği, davalı tarafça öncelikle yetki itirazında bulunulduğu ve davanın reddinini talep edildiği görülmüştür. Dava rücuan tazminat davası olması nedeniyle halefiyet esasına dayalı olarak açılmıştır. Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 28/12/2016 tarihli 2016/18769 Esas ve 2016/12023 Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması…” gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından değerlendirildiğinde; dava halefiyet ilkesi ile açıldığından görev belirlenirken dava dışı halef olunan kişinin açtığı davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir. Sigorta sözleşmesine bakıldığında sigortalının gerçek şahıs olduğu, aracın kullanımının hususi otomobil olduğu gibi dava dışı sigortalının tacir olduğuna dair herhangi bir iddia ve delil bulunmadığı, bu hali ile dava dışı sigortalı davalıya karşı dava açsa idi söz konusu davaya genel görevli asliye hukuk mahkemesince bakılacağı dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 115/2 Mad. Uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama gideri ve harçın görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- Vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. .

.