Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/481 E. 2021/891 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/481 Esas
KARAR NO: 2021/891
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılarda —— aracı satın aldığını, aracı aldıktan sonra değişik tarihlerde birçok eksiklik ve ayıbın ortaya çıktığını, bu ayıpların yetkili servis tarafından da tespit edildiğini, müvekkilinin araçtan beklenen menfaati sağlayamadığını, müvekkilince aracın alış değerine yakın bakım ve onarımların yapıldığını, buna rağmen söz konusu ayıpların giderilemediğini, aracın aylarca serviste kaldığını, davalılara —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile aracın ——– değiştirilmesinin talep edildiğini, ancak ihtarnameye cevap verilmediğini belirterek; dava konusu aracın ayıplı olması nedeniyle——- yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracın yetkili bayisi olduğunu, üretimden kaynaklı ayıplara karşı sorumluluğunun bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, yetkili mahkemelerin —- olduğunu, davacının aracı —- tarihli fatura ile satın aldığını, aracın —– tarihinde teslim edildiğini, araç için müvekkiline oluşturulmuş bir servis girişinin bulunmadığını, davacının onarım hakkını kullanmadan huzurdaki davayı açmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu aracın ——- olduğunu, üreticisi veya satıcısı olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafından yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının seçimlik haklarını kullanamayacağını, davacının seçimlik haklarından onarım hakkını kullandığını, hali hazırda aracın sorunsuz olarak kullanıldığını, davacının varlığını iddia ettiği arızaların kullanıcı hatasından kaynaklandığını, davacının aracını uzun süre kullanamadığı ve araçtan umduğu faydayı sağlayamadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, aracın değişimini gerektirecek koşulların oluşmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Dava, ticari satıma konu aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, fatura, servis kayıtları, bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce araç üzerinde inceleme yapılmak üzere makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; dava konusu araçta herhangi bir probleme rastlanılmadığı, herhangi bir ayıp veya gizli ayıbın bulunmadığı, araçtan beklenen faydayı engeller nitelikte bir durum olmadığı, araç değişimini gerektirecek koşulların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce ——-bilirkişi heyetinde araç üzerinde inceleme yapılmak üzere rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle; dava konusu aracın ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının araçtan beklediği faydayı engeller nitelikte bulunduğu, araçtaki arızaların tamamen giderildiği ve aracın toplam sorunsuz kullanıldığı süre dikkate alındığında aracın misli ile değiştirilmesinin gerekmediği, araçtaki toplam onarım bedeli dikkate alındığında araçta—– değer kaybı meydana geldiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, düzenlenen ——- tarihli ek raporda özetle; kök raporda değiştirilecek bir husus bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalılardan satın alınan aracın ayıplı olduğundan bahisle aracın misli ile değiştirilmesinin talep edildiği; davalılar tarafından, husumet itirazında bulunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı ——— yetki itirazı bakımından; diğer davalı yanın yerleşim yeri bakımından mahkememizin de yetkili olması nedeniyle, mahkememizin —— tarihli ön inceleme duruşması ile yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalıların husumet itirazı bakımından; davalı— satıcısı olduğu, davalı——– ithalatçısı olduğu, davalıların aracın üretimden kaynaklı ayıplar nedeniyle sorumlu olduğu anlaşılmakla, davalıların husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, ticari satımdan kaynaklandığından davada 6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümleri uygulanması gerekir.
6102 Sayılı TTK’nın 23/1. maddesinde TTK’daki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacağı düzenlenmiş, 23/1-c. maddesinde malın ayıplı olduğu, teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, ayıp açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu durumu aynı süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda TBK’nın 223. maddesinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, satıma konu aracın davacı tarafından —– satın alındığı, aracın davacı yana —-tarihinde yolda durmaya yakın titreme yapıyor şikayeti ile yetkili servise getirildiği, bir takım müdahalelerde bulunulduğu, —- tarihinde servis ziyareti ve ilk kalkışta vuruntu yapıyor şikayeti ile servise geldiği, vites kutusunun değiştirildiği, ——tarihinde kalkışlarda silkeleme yapıyor şikayeti ile servise getirildiği, tekrar debriyaj, motor volanı değiştirildiği, mahkememizce hükme esas alınan üç kişilik bilirkişi raporunda dava konusu araçta normalde yeni bir araçta olmaması gereken parça bozukluklarının bulunduğu, garanti kapsamında değişimler yapıldığı, araçta sayış sırasında ayıp bulunduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, arızanın ortaya çıkması ile aracın yetkili servise başvurmanın dahi ayıbın ihbarı olarak değerlendirilmesi gerektiğinden davacının ihbar külfetini yerine getirdiği, aracın —- yıl süre ile garanti kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 23/1. maddesinin yollaması ile 6098 Sayılı TBK’nın 227. maddesinde satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının sayılan seçimlik haklardan birini kullanabileceği düzenlenmiştir. Buna göre; alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, ücretsiz onarım isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini istemesinin mümkün olduğu, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu düzenlendikten sonra maddenin dördüncü fıkrasında alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde durum bunu haklı göstermiyorsa hakimin satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği düzenlenmiştir. —-Taraflar arasındaki, satıma konu aracın onarımının gerçekleştiği, aracın davacının kullanımında olduğu, onarım nedeniyle araçtan faydalanmasına engel olmadığı, bu nedenle davada TBK’nın 227/4. maddesinin uygulanması ile davalıların sorumlu olduğu üretim hatasından kaynaklanan ayıbın giderilmesi nedeniyle davacı aracında ortaya çıkan değer kaybının satış bedelinden indirilmesi gerektiği, dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporu ile araçta meydana gelen değer kaybının ——olarak tespit edildiği, anılan bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile,
—dava tarihi olan —- tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Aşan istemin reddine,
2..Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.707,75 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 2.483,03 TL peşin harçtan mahsubu hazineye irat kaydına, bakiye kalan ‬775,28 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.707,75 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı ve 5,20 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.748,85 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 4.850,00 TL bilirkişi ücreti ve 415,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 5.265,70 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %17 oranında olmak üzere 895,17 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalılar tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 15.387,73 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 14/09/2021