Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/449 E. 2018/923 K. 14.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/449 Esas
KARAR NO : 2018/923

DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 14/04/2018
KARAR TARİHİ : 14/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …………..’nin 2014 yılında …… kurulduğunu, bugüne kadar da oto kiralama sektöründe hizmet üstlendiğini, üstlendiği hizmetleri büyük bir titizlik, özveri ve yüksek çalışma performansı ile yürüttüğünü, ……….. Havalimanında bulunan şubeleri ile merkez ofislerinde hizmet veren şirketin oto kiralama sektöründe yüksek bir tecrübeye sahip olduğunu, şirketin istihdam ettiği kişi sayısının hiçbir zaman 34 kişinin altına düşmediğini, hali hazırda 4 işyeri sigortası altında 34 kişinin istihdam edildiğini, çalışan sayısının dönem dönem 100 kişiye ulaştığını, ülkemizdeki ekonomik durgunluk, likit piyasasındaki daralma, girdi maliyetlerindeki artışlar, yeni yatırım maliyetleri, yatırım döneminde yaşanan olumsuzluklar, finansman maliyetlerindeki artışlar gibi etkenler şirketin çalışmasını olumsuz etkilediğini ve zaten var olan işletme sermayesi açığını artırdığını, bu durumun şirket yönetiminde gerginliğe yol açtığı gibi, çalışanların huzuruna da yansıdığını, bu çerçevede oluşan ekonomik darboğazlar, insanların çalışma huzurunu bozmakta ve şirketlerin mahvına sebep olduğunu, iş bu konkordato geçici ve kesin mühlet taleplerinin kabul görmesi halinde 24 ay vade ile yapılandırılacak ve şirketin içinde bulunduğu mali kriz bu süre içinde daha iyi yönetilerek hizmet vermeye devam edeceğini, tüm alacaklıların da 24 ay vade içinde alacaklarına kavuşacaklarını, günümüz takip hukuku gerçeği karşısında 24 aylık sürenin makul olduğunu, 28 Şubat 2018 döneminde şirketin pasif toplamının 14.025.157,65.-TL olduğunu, Şirketin 2017 sonu itibariyle brüt gelirinin 12.826.199,95.-TL civarında olduğunu, ancak ekonomik sıkıntıların şirketin gelirini de etkilediğini, 2017 sonu itibariyle karlılığın düştüğünü, şirket ortağının bir yıl içerisinde 50.000,00.-TL sermaye artışını taahhüt ettiğini, bu konuda karar defterine karar da alındığını, yine dışardan ortak alınarak ve kredi alınarak şirketin mali yapısının güçlenmesinin sağlandığını, dışarıdan kaynak aktarımının gerçekleştirileceğini, geçmiş dönem borçlarının da 4-5 aylık süreçten sonra ödenmeye başlanabileceğini beyanla, İİK 287.madde gereği tensiple birlikte geçici mühlet kararının verilmesini ve İİK 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlu müvekkil şirketin malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirleri alınmasını, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşması amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirilmesini ve nihayet İİK 289.madde gereği kesin mühlet verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davaya müdahale eden bir kısım alacaklılar vekilleri, konkordato koşullarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 285 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi kankordato talebidir.
Davacı tarafından mahkememize açılan konkondato isteminde İİK’nın 286.maddesinde belirtilen belgelerin sunulduğu anlaşılmakla İİK’nın 287/1.maddesinde yer alan “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz ola-rak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.” düzenlemesi nedeniyle davacı şirket hakkında geçici mühlet kararı verilmiş, geçici komiser heyeti oluşturularak İİK’nın 288.maddesi gereğince Ticaret sicil gazetesi ve basın ilan kurumu aracılığı ile ilan edilmiştir.
Mahkememizce tayin edilen geçici komiser heyeti sundukları 10/09/2018 tarihli raporlarında özetle; borçlu davacın şirketin 28/02/2018 ara bilanço tarihi itibariyle varlık ve borçlarının incelenmesinde kaydi değerler üzerinden üzerinden borca batık durumda bulunmadığı, bilirkişi aracılığıyla yaptırılan rayiç değerlere göre 2.641.537.91 müspet özsermaye sahip olduğu, borcunun 12.796.163,88 TL olduğu, verilen ikinci raporda konkordato ön projesine dayanak mali kayıtlarda, şirkete ait 64 adet araç gözüküyor olmasına rağmen, şirketin halihazırda 20 adet aracı bulunduğu; şirketin konkordato talebinde dayanak mali verilerin tarihi olan 28.02.2018 tarihi ile, konkordato talep tarihi arasında 44 adet aracın satışını gerçekleştirdiği, borçlu şirketin, elinde 64 adet aracın bulunduğu Ocak ve Şubat 2018 döneminde 92.865 TL dönem karı elde ettiği, borçlu şirketin 12.796.163,88 TL borcu bulunduğu, borçlu şirketin elinde bulunan bu 20 araçtan elde edeceği gelir ile, konkordato ön projesindeki ödeme planı çerçevesinde borçlarını ödeyebilmesinin şimdilik mümkün gözükmediği, kanun koyucunun, projenin, konkordatonun başarıya ulaşması için gerçekleştirilmesi gereken şartları ve unsurları ihtiva eden bir muhteva içermesini aradığı, konkordato talebi ile sunulan ön projenin, konkordatonun tasdikine esas olan nihai bir proje mahiyetinde olmayıp, süreç içerisinde gelişerek alacaklıların, komiserin, alacaklılar kurulunun görüşleriyle beslenerek olgun hale geleceği ve son tahlilde mahkemece nihai şekline kavuşacağı, bu sebeple, başlı başına konkordato ön projesine bakılarak konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin bulunup bulunmadığını, değerlendirmenin hatalı olacağı, fakat konkordato ön projesine bakılarak, yapılması muhtemel revizyonlara rağmen, konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün olup olamayacağı değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği, borçlu şirketin Ocak ve Şubat 2018 döneminde, 92.865 TL dönem karı elde ettiği, bu karın, 64 adet araç ile elde edildiği, şirketin 64 adet araç ile iki ayda 92.865 TL kar elde etmiş olmasına rağmen, şu anki tabloya göre, elinde mevcut olan 20 adet araç ile yapısal bir iyileşme sağlayarak, konkordatoyu başarıya ulaştırabilmesi mümkün olduğunu belirtmenin iyimser kalacağının bildirildiği, borçlu şirketin konkordato talebinin somut değerlendirilebilmesi için, bir önceki döneme ait mali yapısı ile konkordato talebinde bulunduğu döneme ilişkin mali yapısının karşılaştırılması gerektiği, (2015-2016-2017) için satış ve karlılık durumu incelendiğinde, 2015 yılında şirketin yıllık 60.764 TL kar elde ettiği, 2016 ve 2017 yıllında satışlarını artırmasına karşın özellikle 2017 yılında şirketin, diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararının (714.468 TL) olması nedeniyle dönem karını o nispette olumsuz etkilediği ve 2016 yılında 86.422 TL, 2017 yılında 9.580 TL kar elde ettiği, 3 yıllık dönem net karı ortalamasının ise %1 olduğu, 2018 yılına bakıldığında, son çıkartılan 31.07.2018 ara bilanço tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden şirketin özvarlığının (-) 2.171.264.23 TL olduğu, şirketin 31.07.2018 son bilanço tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden mevcut varlıklarının, mevcut borçlarının altında kaldığı; borçlarının, varlık değerini 2.171.264.23 TL aşarak borca batık duruma gelmesine sebebiyet verdiği, borca batık olan şirketin, borca batıklığını telafi etmeden (ortadan kaldırmadan) elde edeceği yıllık ortalama 89.760 TL bir karla hem borca batıklıktan çıkıp hem de borçlarını ödeyebilmesinin mümkün görülmediğini, borçlu şirketin elde etmiş olduğu karın tamamını borç ödemeye harcasa dahi, sırf “…………” hesabındaki alacaklıların borçlarının ödenmesinin 56 yıl süreceği; bir an için şirketin gelecek yıllarda, dönem net karını 5 katına çıkaracağı kabul edilse bile, “………” hesabındaki alacaklıların borçlarının ödenmesinin yaklaşık 11 yıl süreceği; bankaların rehni aşan alacaklarının bulunmasının muhtemelliği karşısında, şirketin dönem net karını 5 kat artırabileceği kabul edilse dahi, şirketin borçlarını ödemesinin 15 yıldan az olmayacağı; o halde, borçlu şirketin konkordatonun tasdiki halinde borçların 2 yıl içerisinde ödeneceğine ilişkin hedeflerinin gerçeklikle bağdaşmadığı; konkordato ön projesindeki teklifin revize edilmesi mümkün olmakla beraber, bu teklif revize edilse bile, konkordatonun alacaklılarca kabul edilerek tasdike mazhar olabileceğinin ihtimal dahilinde gözükmediği; ayrıca şirketin rayiç değerler üzerinden borca batıklığının 2.171.264,23 TL olduğu, şirketin borç miktarı, şirketin dönem net karları dikkate alındığında, şirketin yapısal iyileşme sağlayabileceğinden de söz edilemeyeceği; borçlu şirketin geçici mühlet içerisinde 50.000 TL sermaye artırımına gittiği ve bu sermaye artırımının 06.09.2018 tarihinde ödendiği tespit edilmiş olmakla beraber, şirketin borç miktarının fazlalığı ve dönem net karlarının düşüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, sermaye artırımı tutarının oldukça sembolik kaldığı; açıklanan tüm veriler ışığında, borçlu şirketin konkordato teklifinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nın 289/3.maddesinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceği, 292/1.maddesinde ise iflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa, borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse komiserin yazılı raporu üzerine mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar vereceği düzenlenmiştir.
Yasal düzenleme dikkate alındığında kesin mühlet verilebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşma imkanının bulunması gerekmektedir. Ancak eldeki dava bakımından geçici komiser heyeti tarafından sunulan rapor ve tüm dosya kapsamı, müdahillerin itirazları dikkate alındığında, davacı tarafça ileri sürülen konkordatonun başarıya ulaşma imkanının bulunmadığı gibi, davacının borca batık olduğu anlaşılmakla, 7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nın 287/5 maddesi yollamasıyla 7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nın 292. maddesinin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı hükmü gözetildiğinde davacı şirketin kesin mühlet talebinin reddi ile iflasına karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin kesin mühlet verilmesine yönelik talebinin REDDİNE,
2-Davacı şirketin borca batık olduğu belirlenmekle ;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde ……. sicil numarası ile kayıtlı olan …….’nin İFLASINA, iflasın 14.09.2018 günü saat 14.32 itibarı ile açılmasına,
3-Kararın ilanına,
Yazı işleri müdürünce hemen ilgili yerlere yazı yazılmasına,
Bu dava ile ilgili verilen tüm tedbir kararlarının KALDIRILMASINA
KARAR HARCI
4-Alınması gerekli 35,90 TL maktu karar harcının dava açılırken peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davası reddedilen davacı şirketler tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi..