Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/441
KARAR NO : 2023/717
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —— Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 21.08.2011 tarihinde müvekkili … sevk ve idaresindeki motosiklet ile—–plakalı aracının çarpıştıkları sırada meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin basit tıbbı müdahaleyle giderilemeyecek kadar ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrası düzenlenen tespit tutanağında; araç sürücüsü —- 2918 sayılı K.T.K.’nın 84. maddesinde düzenlenen trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan hallerden “kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını” ihlal
ettiği gerekçesiyle asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, müvekkilinin ise Madde 52/1-a “Kavşaklarayaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak” kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, müvekkilin geçirdiği trafik kazası nedeniyle vücudunda çok sayıda kırıklar oluştuğunu, bu nedenle operasyon geçirdiğini ve uzun süre hastanede gözlem altında tutulduğunu, müvekkilinin kazaya bağlı rahatsızlığı nedeniyle —-Hastanesinin 10/10/2017 tarihli sağlık kurulu raporu ile, müvekkilinin özür oranının %20 olduğu ve bu özür durumunun geçirdiği trafik kazasıyla ilişkili olduğu tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren —- plakalı aracın —–tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına, müvekkil de zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı … müvekkilin zararından sorumlu olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için 17/01/2018 tarihli dilekçe ile —–başvuru yapıldığını, ancak davalı … şirketinin taleplerini uzun bir süre sürüncemede bırakarak, haksız gerekçelerle reddine karar verdiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle gelir kaybına uğradığını, davalı şirkete başvuru yapıldığını, sağlık kurulu raporu istendiğini, müvekkili tarafından özür oranının %20 olduğunu gösteren Sağlık Kurulu Raporu alındığını, davalı şirkete gönderildiğini, ancak davalı … şirketinin raporun yeniden değerlendirilmesini istediğini, ilgili hastanece müvekkilinin fiziki olarak muayene edilmeden yokluğunda sadece kaza sonrası düzenlenen evrakları inceleyerek yeni bir Sağlık Kurulu Raporu düzenlediğini, davalının yeniden düzenlenen bu rapora dayanarak müvekkilinin maluliyet sebebi olan üretra darlığı ile kaza arasında illiyet bağı kesin olarak kurulamadığından bahisle taleplerine olumsuz yanıt verdiğini,
davalı … şirketinin temerrüte düştüğü tarihten itibaren avans faizine hükmedilmesini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 21/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ikame edilen dava anılan zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi Ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMSS) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının ve maluliyet oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça —- Araştırma Hastanesi’nden alınan 10.10.2017 tarihli %20 özür oranının içeren rapor delil olarak ibraz edilmişse de işbu raporun kabulünün mümkün olmadığını, davacının aynı raporla müvekkiline başvuru yaptığını, ilgili rapor ve davacının tedavi evrakları üzerinde müvekkilinin danışman —- tarafından yapılan inceleme neticesinde maluliyet tespitinin hatalı yönetmelik hükümlerine göre tespit edildiği ve raporda yer alan üretra darlığının kaza ile arasında illiyet bağının olmadığının tespit edildiğini, yapılan itirazlarda —- Hastanesi tarafından hazırlanan 21.03.2018 tarihli raporda “üretra darlığının kaza ve kaza sonrasında oluşan tıbbi arızalara bağlı olduğu düşünülmüş fakat olayla ilgili kesin ilişki kurulamamıştır.” denildiğini, davacı tarafça delil olarak sunulan ve %20 özür oranını içeren raporun hükümsüz kaldığını, hiçbir geçerliliği bulunmadığını, müvekkilinin poliçe dahilinde tedavi giderlerinden ve tedavi giderleri dönemine ait olduğu Yargıtay’ca da kabul edilen geçici iş göremezlik giderlerinden sorumlu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, müvekkili aleyhine hüküm kurulması halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceğini, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen cismani zararın tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, —- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası, tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.Deliller toplandıktan sonra kusur yönünden rapor alınması için dosya makine mühendisi bilirkişi —– tevdi edilmiştir. 19/03/2019 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; 21/08/2011 tarihinde meydana gelen olayda dava dışı sürücü (Davalı —-sigortalı —- plakalı otobüs sürücüsü) —-%70 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü (—-plakalı motosiklet sürücüsü) —– %30 oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacının maluliyetinin tespiti için dosya —- gönderilmiş, —–İhtisas Kurulu tarafından 29/05/2019 , 28/01/2021 ve 22/02/2022 tarihli ön raporlar ile rapor düzenlenebilmesi için bir takım eksikliklerin giderilmesi istenilmiş, ancak davacının gerekli ihtaratlara rağmen eksiklikleri gidermemesi sebebiyle 4 yıla yakın süre maluliyet raporu alınamamıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın trafik kazasından kaynaklı cismani zararın tazmini talepli olduğu, mahkememizce öncelikle meydana gelen trafik kazasında kusur durumunun tesbiti açısından dosyanın makine mühendisi bilirkişiye tevdii edildiği ve yüzdelik kusur raporunun alındığı, akabinde davacının meydana gelen trafik kazasında malul kalıp kalmadığı malul kaldı ise oranının tesbiti için dosyanın —– Kurumuna sevk edildiği, —–29/05/2019 tarihli ön raporunda maluliyet raporu hazırlanması için gerekli olan bir takım eksikliklerin bildirildiği, mahkememizce de 10/03/2020 tarihli 4. celse davacı vekilinin talebi doğrultusunda ön rapordaki eksikliklerin giderilmesi için davacı asilin —– Üniversitesi Hastanesine sevki için elden takipli müzekkere yazıldığı, akabinde davacının muayene olmakla tekrar dosyanın —–sevk edildiği, bu kez 28/01/2021 tarihli ön rapor ile yine bir takım eksikliklerin bildirildiği ve ön raporun davacı vekiline tebliğ edildiği, 11/02/2021 tarihli 6. celse 28/01/2021 tarihli ön rapordaki eksikliklerin giderilmesi için davacı asil hastaneye sevk edilmiş ve davacı vekiline elden takip yetkisi verilmiş, 05/01/2022 tarihli —– Hastanesi cevabında davacının sadece üroloji polikliniğine başvurduğu ve bu kalem eksikliği yerine getirdiği, mahkememizce dosyanın tekrar—-sevk edildiği, nihayet 22/02/2022 tarihli—–ön raporunda yine bir takım eksiklikler olmakla dosyanın eksikliklerin ikmali için geri çevrildiği, 10/11/2022 tarihli —–. celse en son—-ön raporundaki eksikliklerin giderilmesi için davacı vekiline tekrar süre ve elden takip yetkisi verildiği ve davacı vekiline ihtaratlı kesin süre verildiği, 23/03/2023 tarihli —–celse önceki celse ihtarata rağmen kesin sürede davacı vekilinin elden takipli yazıyı almadığı ve hastaneye başvurmadığı, bunun üzerine mahkememizce Hastaneye müzekkere yazılarak davacı asilin başvurusunun bulunup bulunmadığının sorulduğu, 09/05/2023 tarihli müzekkere cevabında davacının son —- ön raporunda belirtilen Fiziksel Tıp Rehabilitasyon Kliniği, Ortopedi Kliniği ve Nöroloji Kliniğine başvurmadığının mahkememizce tesbit edildiği, ezcümle yapılan tüm ihtarata rağmen verilen kesin süre de dahil olmak üzere ilk ön rapor olan 29/05/2019 tarihli rapordan 05/10/2023 tarihine kadar yaklaşık 4 yıllık süre davacının ilgili yerlere başvurarak eksiklikleri gidermediği, bu sebeple dosyanın —- sevk edilemediği ve maluliyetin tesbit edilemediği, tüm bu hususlar çerçevesinde 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi gereğince davacının ispat yükü altında olmasına rağmen davasını ispat edemediği verilen kesin süre içerisinde gerekli muayene yükümlülüğünü yerine getirmediği mahkememizce anlaşılmış ve kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85-TL karar ve ilam harcından, dava açılışı esnasında peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 233,95 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341/2 maddesi gereği miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.