Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/380 E. 2021/601 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/380 Esas
KARAR NO : 2021/601
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasını——– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında yapılan —– akdettikleri, işbu sözleşme üzerine müvekkili tarafından sözleşme usulüne göre ifa edildiği ve ifanın bedelinin ödenmesi için davalı yana bedel fatura edildiği ve faturanın davalı tarafça da ticari defterlerine işlendiği, müvekkilinin anılan sözleşmenin bedelinin ödenmesi için davalı yanın adresine yetkili olan —– dosyası ile icra takibine başlatıldığı, davalı yanın yetkiye, asıl alacağa ve tüm ferilerine açıkça itiraz ederek takibin durdurulmasına sebep olduğu, yetki itirazının usul ve esasa aykırı olduğu, davalıya karşı yapılan icra takibinde davalının taraflarınca biline ve —— şubesi adresinde daimi çalışanına tebligatın teslim edildiği, iş bu tebligatta davalı yanın itirazının yersiz ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilinin belirli ve likit olan alacağına davalı yanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak itiraz etmesi ve takibin durmasına neden olması sebebi ile itirazın iptali ve alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından—- anlaşma yapıldığı, bu anlaşma sonucunda— aktarmalı olarak —- sevkiyatı konusunda mutabık kalındığı, müvekkilinin ise aldığı bu işi davacıya devrettiği; davacının açık kasa— aldırarak —- deposuna getirdiği, burada konteynerin yüklenerek— geçişinin sağlandığı, taşınması gereken malların bulunduğu konteynerin kilitsiz gidemeyeceği gerekçesiyle—- tarihine kadar—- gümrüğünde bekletildiği; müvekkilinin kendi çabası ile malı indirerek —- deposuna geri getirdiği; davacının kilitli araç bulacağı yönündeki beyanları ile davalıyı —- tarihine kadar oyaladığı, müvekkilinin bu nedenle itibar kaybı yaşadığı, daha fazla itibar kaybı yaşamamak için kendi imkanlarıyla kilitli araç bulduğu ve aracın—- tarihinde yüklendiği; davacı tarafin yapması gereken ve hak kazandığını iddia ettiği ücrete konu işlemlerin çoğunun müvekkili firmanın kendi imkanları ile gerçekleştirildiği, davacı firmanın belirlediği dava dışı gümrükçünün hatalı CMR yazması sonucunda müvekkili şirketin mağdur olduğu, davacı tarafından malın teslim edilmesi gereken tarih ile müvekkili şirketin teslim tarihine ilişkin yükümlülükler bilinmesine rağmen davacıya ait şirkette aracın — gün boyunca bekletildiği, yapılan araştırmalar sonucunda aracın aktarımının —— tarihinde yapıldığının öğrenildiği,—– tarihinde alınan bilgi üzerine konteyner ve içindeki ürünlerin hala teslim edilmediğinin öğrenildiği, davacıdan bilgi istendiğinde ürünlerin 2. aktarım sırasında malı taşıyan şoförün — tarihinde —- gümrük girişinde —- yakalandığı, bu nedenle hem araca, hem de mallara el konulduğu, el konulan malların ancak alıcı tarafından teslim alınabileceğinin —- polisi tarafından beyan edilmesi üzerine malların alıcı tarafından teslim alındığı, —- malların teslimi sırasında yapılan masrafların tamamını davalıdan rücu edeceğini bildirdiği, davacının iddia ettiği —- ediminin ifa edildiğini ispat edecek belgenin teslim belgesi olduğu, davacının davalıya ulaştırdığı teslim belgesinde ise alıcıların imzasının olmadığı, alıcının bizzat kendi imkanları ile malı gümrükten teslim aldığı, müvekkili şirket tarafindan davacıya——yapıldığı, davacının edimini gereği gibi yerine getirmediği öne sürülerek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—- sayılı dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine—faiz olmak üzere toplam —- tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İcra dosyasında yetkiye de itiraz edilmiş olmakla—– tarihli ön inceleme celsesinde alacağın para alacağı olduğu dolayısıyla davacının muamele —– icra dairelerinin de yetkili olduğu anlaşılmış ve yetki itirazı reddedilmiştir.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların —– yılı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle mali müşavir bilirkişi ve Cmr alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce aldırılan —- tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı tarafın usul ve yasaya uygun tutulmuş olan ticari defterlerinin birbirlerini doğruladığı, bu itibarla sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, dava konusu icra takibinin dayanağı —– tutarlı faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu fatura karşılığında yapıldığı anlaşılan, davacı tarafın kabulünde olan — ödemenin dikkate alınmasıyla— takip tarihi itibariyle davacının davalıdan — alacaklı göründüğü, takip öncesinde temerrütün gerçekleştiğini gösteren herhangi bir belge sunulmadığından—— faiz talebinin yerinde olmadığı, dava konusu uyuşmazlıkta,—– dikkate alınması gerektiği, eksik olduğu belirlenen belgeler ile yabancı dildeki belgelerin HMK’nun m.223 hükmü gereği noter yeminli tercümelerinin sunulması gerektiği, tarafların iddia ve savunmalarını HMK’nun m.119/f ve HMK m.191 ile m.194 hükümlerine uygun hale getirerek belgelendirmek suretiyle ortaya kaymalarının gerektiği, özellikle davalı vekilinin sunduğu deliller ile cevap dilekçesindeki beyanlarının örtüşmediği, cevap dilekçesinde yer verilmiş olmasına karşın belgelendirilmemiş savunmalarının, kök rapor sonrası da değerlendirilmediğinde, heyetlerince somut beyan olarak değerlendirileceği, somut beyanların kanaat üretirken dikkate alınmasının mümkün olamayacağı, 3.2.8 başlığı taşıyan bölümün taraflarca çok dikkatli okunmak suretiyle o başlık altında yer alan belgelerin tamamının yasal mevzuata uygun şekilde tutulması, ayrıca açıklanması gereken hususların belgelenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması sonrası taşıma mevzuatı açısından kanaat oluşabileceği, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, raporda—- mevzuatına göre madde bazında eksik olduğu bildirilen belgeler bulunduğu, davacı vekili tarafından sunulan belgelerin teatisi sonrasında dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor aldırılmıştır.
—– tarihli ek raporda özetle; davacı vekilinin beyanlarından — arası taşıma ücreti, — taşıması için olduğunun gerek CMR’nin — yeminli tercümesi ile gerekse davacı vekilinin beyanları sonrası anladıklarını, sonuç olarak — arası yapılacak konteyner taşıması için —- kadri marufunda olduğunun değerlendirildiği, CMR konvansiyonunda, taşıyıcının yükün, zıya, hasar ve gecikmeden kaynaklanan sorumluluğu düzenlenirken, taşıma ücretine ilişkin herhangi bir tanımlama yapılmadığını, TTK’nın md.850/2’de taşıma sözleşmesinin unsurlarına yer verilirken ”..buna karşılık, eşya taşımada gönderen..taşıyıcıya, taşıma ücreti ödemeyi borçlanır” ifadesi yer aldığını, bu hükümden hareketle taşıma ücretini, ” taşıma işinin karşılığında ödenmesi gereken bedel” olarak tanımlanmasının mümkün olduğunu, uyuşmazlık konusu davanın — talepli açılmış ise de; CMR’nin 27.maddesinde bu düzenlemenin tazminat için yapıldığını, taşıyıcının CMR konvansiyonuna tabi yapmış olduğu bir taşımadan kaynaklanan zıya, hasar ya da gecikme kaynaklı bir sorumluluğu doğduğunda, davanın döviz talepli açılmış olması halinde asıl alacağa işletilecek direnim faizin cinsini düzenlediğini, taşıma ücreti CMR konvansiyonunda düzenlenmediğinden uyuşmazlık konusu miktara uygulanacak faiz cinsinin ulusal hukuka göre belirlenmesi gerektiğini,— tarihinde yapıldığı ve noter yeminli tercümesi sunulan CMR belgesine göre, yükün alıcısına —- tarihinde teslim edildiğinin sabit olduğunu, — süresinin 4/5 gün olduğunu, bu durumda CMR7nin md.19’de hüküm altına alınan gecikmenin varlığının sabit olduğunu, ancak davalı tarafından tır sürücüsünün —— yakalandığı ve aracın bağlandığının dosyaya sunulu belgeler ile ispatlanamadığını, eğer şoförün kaçak sigara ile yakalandığı ve taşıma aracının bu nedenle—– tarafından bağlandığı ispatlanırsa bu defa kök raporda irdelendiği üzere sınırlı sorumluluktan yararlanma imkanı kalmayacağını, bu durumda CMR’nin md.29 hükmünün tatbiki gerektiğini, gecikme nedeniyle davalı aktifinde meydana gelen zararını belgelemesi gerektiğini, gecikme halinde taşıyıcının sorumluluğunun CMR’nin m.23/5’te düzenlendiğini, navlun ücreti ile sınırlandığını, ancak CMR’nin 29.maddesine bağlanan bir gecikme söz konusu ise, artık taşıyıcının navlun ücreti ile sınırlı olmaksızın, gecikme nedeniyle ispatlanmış bütün zararlardan sorumlu olduğunu, sonuç olarak davalının gecikme kaynaklı zararının ispatlanması hususunun bu davanın konusu olmadığını, TTK 1530/4-b maddesine göre ” Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda” borçlu ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılacağını ve alacaklı faize hak kazandığını, —— tutarlı faturanın davacı şirket defterlerinde kayıtlı olsa da faturanın alınma tarihi belirsiz olduğundan taşıma uzmanı bilirkişi tarafından hizmetin verildiği tarih — olarak belirlenen —— tarihinde temerrütün gerçekleştiğinin değerlendirildiğini, davacı tarafından —— tarihinde takip başlatıldığını 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince yabancı para borcunun faizinde— yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesasbına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanması gerektiğini, — ilan edilen —— listesine göre — yıl veya daha uzun vadeli—-uygulanan azami faiz oranının %4,50 olduğunu, takip tarihi itibariyle işlemiş faizin;
Temerrüt Tarihi Takip Tarihi Gün Faiz Oranı İşlemiş Faiz
—– olarak hesaplandığını, davacının davalıya ait bir adet—– olarak düzenlemiş olduğu taşıma ücreti faturasının, taşımanın yapıldığı—- itibariyle kadri marufunda olduğu ve davalıdan talep hakkı bulunduğu, davanın, taşıma ücreti faturasının eksik ödendiği iddiası ile ikame olunan itirazın iptali davası olduğu gözetildiğinde, davalının gecikme kaynaklı zarara uğradığı iddialarının bu davanın konusu olmadığı, — tarihi itibariyle davacının davalıdan — asıl alacak ve— işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olup davacı tarafın usul ve yasaya uygun tutulmuş olan ticari defterlerinin birbirlerini doğruladığı, bu itibarla sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, dava konusu icra takibinin dayanağı ——- tutarlı faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu fatura karşılığında yapıldığı anlaşılan, davacı tarafın kabulünde olan — ödemenin dikkate alınmasıyla— takip tarihi itibariyle davacının davalıdan — alacaklı göründüğü, takip öncesinde temerrütün gerçekleştiğini gösteren herhangi bir belge sunulmamış olsa da davaya konu takibin faturadan kaynaklandığı, faturanın —- bedelli olduğu , faturanın yarısı olan ——– tarihinde davacıya takip öncesi ödendiği dolayısıyla temerrüdün takip öncesi fatura ile gerçekleştiği bu durumda işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu mahkememizce değerlendirilmiş dava konusu uyuşmazlıkta mahkememizce aldırılan—- tarihli ek rapor bilimsel, gerekçeli ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu davalının itirazıyla davacının hakkına geç kavuştuğu değerlendirilmekle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da hükmedilmiş ve açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ ile,
—– dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte aynen devamına,
Alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
Alınması gerekli 475,18 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 118,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 356,38 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 118,80 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı toplamı 154,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 194,30TL posta ücreti olmak üzere toplam 2.194,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —–nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 27/05/2021