Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/379 E. 2019/948 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/379 Esas
KARAR NO : 2019/948

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nde—-Esas sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığını, Borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, taraflar arasında ticaret nedeniyle müvekkilli tarafından davalı faturalar düzenlendiğini, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde — tarihli —-numaralı 4.256,45 TL bedelli ve —- numaralı 1.290,02 TL bedelli faturaları ödediğini ikrar ettiğini, ancak başkaca faturadan dolayı borcunun olmadığını beyan ederek haksız olarak borca itiraz ettiğini, davalının inkarı ve ikrarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusunun 07.11.2016 tarihli ———— numaralı 7.693,30 TL bedelli fatura olduğunu, müvekkilinin söz konusu faturadan dolayı bakiye 3.489,77TL alacaklı olduğunu, uyuşmazlık konusu fatura ve içeriğinin kaşe ve imza karşılığında davalıya temsil edildiğini, süresi içinde bu faturaya itiraz edilmediğini, iade edilmediğini, bu nedenle faturanın geçerli olduğunu, ticari defterlerin incelenmesi neticesinde durumun ortaya çıkacağını, icra takibine itirazın haksız olması nedeniyle, %20den aşağı olmamak üzere davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kabulünü ve itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkli şirketin davacıya borcu olmadığın, takip dosyası içinde herhangi bir fatura ibraz edilmediğini, takibe yapılan itiraz sonucunda hzuurdaki dava için verilen dilekçeye 07.11.2016 tarihli, 7.693,30TL bedelli bir fatura eklediğini ve bu faturanın bakiyesi olduğun iddia ettiğini, davalı müvekkilinin bu fatura ile ilk kez dava dilekçesi ile haberdar olduğunu, faturada yer alan teslime ilişkin kaşedeki imzanın ne şirket yetkilisine ne de çalışanına ait olmadığını, teslim alanının adının soyadının yazılı olmadığını, teslim tarihi içermediğini, davacı şirketin bir süreliğine müvekkilin kırtasiye, basılı kağıt vs. İşlerini hallettiğini, aynı zamanda şirket kaşesini de yaptırdığını, bu nedenle davacıda müvekkili şirket kaşesinin bulunmasının olağan olduğunu, dava konusu fatura müvekkiline teslim edilmediği için faturadaki kaşe ve imzanın kime ait olduğunu bilmediklerini, davacının dava dilekçesinde davalı müvekkilinin toplamda 9.750,-TL ödeme yaptığını beyan ettiğini, müvekkile ödemesini yaptığı ilk iki adet 4.256,45TL ve 1.290,02TL faturanın teslim edilmesine rağmen uyuşmazlık konusu faturanın teslim edilmediğini, davacının teslim ettiği ürünlere ilişkin faturalandırmayı hemen yapmadığını, bir kaç parti ürün tesliminden sonra faturalandırma yaptığın, davacının da kabul ettiği üzere, davalı müvekkilinin ilk iki fatura toplamı olan 5.546,47TL ödemesi dışında, yine davacının kabul ettiği 4.203,53TL ödemesinin mevcut olduğunu, Bu son 4.203,53TL ödemeye konu ürünlere ilişkin faturanın davacı tarafından davalı müvekkilin haberi olmadan düzenlendiğiin anlaşıldığını, bu faturaya ve fatura içeriğine faturanın hem müvekkile teslim olmaması hem de müvekkilin alışverişinin dışında fazla bir tutar içermesi nedeniyle itiraz ettiklerini, davalı tarafından çeşitli tarihlerde davacıya banka kanalıyla 6.500,-TL, elden de yine çeşitli tarihlerde 3.500,-TL ödeme yapıldığını, açıklanan nedenlerle davalının davacıya borcu olmadığını, takibe itirazın yerinde olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
İcra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 13/11/2017 tarihinde, faturaya dayalı olarak3.489,77 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı görülmüş, yetkili icra müdürlüğünce ödeme emrinin davalıya 17.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 23.11.2017 tarihinde ödemem emrine itiraz edildiği görülmekle iş bu davanın da yasal sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 04.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacı tarafın 2015 yılı yevmiye defterinde —– tarihli ve— numaralı, — fatura düzenlendiğini, 23.11.2015 tarihinde 1.500,00 TL nakit tahsilat yapıldığını, bakiye 2.756,45 TL’nin 2016 yılına devrettiğini, 01.01.2016 tarihinde 1.750,00 TL tahsilat yapıldığını, 28.04.2016 tarihinde 1.290,02 tutarında —– numaralı faturanın düzenlendiğini, 28.05.2016 tarihinde 1.000,00 TL banka havalesi ile geldiğini, 07.11.2016 tarihinde ise ihtilaf konusu olan 7.693,30 TL tutarında — numaralı faturanın düzenlendiği, 15.11.2016 tarihinde 1.500,00 TL’nin banka havalesi ile geldiğini, 26.12.2016 tarihinde 1.500,00 TL^nin banka havalesi ile geldiğini, 2016 yılı sonunda bakiye 5.987,77 TL’nin 2017 yılına devrettiğini, — tarihinde —‘nin banka havalesi ile geldiğini, 09.05.2017 tarihinde ise 1.000,00 TL’nin nakit olarak tahsil edildiğini, 2017 yılı sonu itibari ile nakiye 3.489,77 TL’nin borç deverettiğini, davalı defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı tarafın 2015 yılı yevmiye defterinde 23.11.2015 tarihli, —-(davacı defter kayıtlarında —) numaralı 4.256,45 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğunu ve nakit kasa hesabından ödenerek 2016 yılına bakiye devretmediğini, 01.05.2016 tarihinde — 1.093,24 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğunu, 01.05.2016 tarihinde nakit kasa hesabından ödendiğini, 2016 yılında davacı tarafından takip konusu yapılan fatura ile ilgili kayda rastlanmadığının tespit edildiğini, davalı tarafın davacı tarafa kendi kayıtlarına göre iki seferde tamamı nakit olarak 5.546,47 TL ödeme yapıldığını tespit edildiğini, davacı kayıtlarında ise 3.250,00 TL ödemenin nakit olarak tespit edildiğini, banka dekontlarına ve ticari kayıtlara göre banka kanalı ile de 6.500,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, nakit ödeme ve banka kanalı ile yapılan ödeme toplamının 9.750,00 TL olduğunu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde banka kanalı ile yapılan ödemeleri teyit ettiğini, 3.500,00 TL nakit ödeme olduğunu beyan ettiğini ancak davacı defterlerinde 3.250,00 TL nakit ödemenin kayıtlı olduğunu, davalı defterlerinde kayıtlı bulunan iki fatura toplamının 6.546,47 TL olmasına rağmen kendi kayıtlarına göre nakit ve banka havalesi toplamı 9.750,00 TL ödemesinin anlamlı olmadığını, davalının takibe itirazının yerinde olmadığı yönünde görüşe ulaşıldığını, davacının takip konusu olan 3.489,77 TL alacağı olduğunu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığını rapor etmiştir.
Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı vekili 07.11.2016 tarihli 7.693,30 bedelli faturanın teslim edilmediğini savunmuştur. 7.693,30 TL bedelli fatura incelendiğinde fatura içeriği emtianın davalıya teslim edildiğini davacı ispatlamalıdır. Mahkememizce mali müşavir bilirkişi aracılığı ile taraf defterleri incelenmiş olup, taraflar arasındaki ilişkinin—- numaralı — bedelli fatura ile başladığı, davalının 23.11.2015 tarihinde 1500,00 TL ve 01.10.2016 tarihinde ise 1.750,00 TL olmak üzere 3.250,00 TL ödediği, bakiye 1.006,45 TL’nin 2016 yılına devrettiği, 28.04.2016 tarihli ve 1.290,02 bedelli faturanın düzenlendiği ve taraf defterlerinde kayıtlı olduğu davalının 28.05.2016 tarihinde 1.000,00 TL ödemesi sonrasında 2015 yılından devreden bakiyenin (———–) 6,45 TL kaldığı, 1.290,02 TL bedelli fatura ile 2015 yılından devreden 6,45 TL toplamı 1.296,02 TL borç bakiyesi olduğu anlaşılmıştır. 07.11.2016 tarihli, —- bedelli davacı defterlerinde olup da davalı defterlerinde yer almayan uyuşmazlık konusu fatura düzenlenmiştir. Davalı 15.11.2016 tarihinde 1.500,00 TL, — tarihinde 1.500,00 TL,—- tarihinde ———- tarihinde 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.500,00 TL ödeme yapması sonucu devreden —- ile 07.11.2016 tarihli 7.693,30 TL bedelli faturadan bakiye 3.489,77 TL bakiye borç kaldığı görülmüştür. Davalı vekili her ne kadar 07.11.2016 tarihli 7.693,30 TL bedelli faturayı almadıklarını savunmuşsa da kısmi ödemelerin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması, kısmi ödemenin malın teslim edildiğine karine olması bu karinenin aksini gösterir delilin dosyaya sunulmamış olması gözetilerek uyuşmazlık konusu fatura üzerinde imza incelemesi yapılması yönündeki ara karardan dönülerek fatura içeriği malın davalıya teslim edildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebi de haklı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davanın sübuta erdiği kabul edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davalının İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla dava konusu 3.489,77 TL alacağın %20’si oranındaki 697,95 TL inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,
KARAR HARCI
3-Alınması gerekli 238,38 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 42,15 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 196,23 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.725,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 83,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 145,85 TL posta ücreti toplamda 645,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değeri dikkate alındığında kesin olmak üzere verilen karar açıkca okundu, usulen anlatıldı