Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/347 E. 2023/14 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/347 Esas
KARAR NO : 2023/14

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacıya karşı—–İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, açılan bu icra takibinin haksız olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket icra takibine davacı ile imzalamış olduğu sigorta sözleşmesinin ödenmemiş prim borçları nedeniyle açtığını iddia etse de davacının prim borçlarını davalının yetkili acentesine ödediğini ve borcunu ifa ederek sözleşmeden doğan sorumluluğunu yerine getirdiğini, davalı şirkete gerek banka kanalıyla, çek verilerek ve bu çeklerin vade tarihinde ödenerek prim borçların kapatıldığını, bu ödemeler karşılığı düzenlenen makbuzların mahkemeye sunulduğu, davalı firmanın yetkilisinin taraflarına atmış olduğu mailde de yapılan ödemelerle alakalı ikrar bulunduğunu ve dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, ayrıca mail yolu ile davalıdan aşağıda dökümü verilen poliçelerin iptal edilmesi ve ödenmiş primlerin taraflarına gönderilmesinin talep edildiğini, buna göre davalı şirketin sayın Bilirkişinin yapacağı inceleme ile bulabileceği üzere davacı şirkete 7.774,00 TL ödeme yapması gerekirken icra takibinin başlatıldığını, haksız ve kötü niyetle başlatılan bu icra takibinin ödeme emrinin davacı şirkete gelmediğini veya geldi ise de sehven gözden kaçtığını ve itiraz süresini kaçırdıklarını, davalı şirketin takibi kesinleştirerek yine haksız ve kötü niyetli şekilde davacıya hacze gelindiğini, haciz tesis edilen araçların daha önceden satışı için 3. şahıslar ile anlaşılması nedeniyle ve bankalara bloke konulmasını engellemek için zorunluluk ve ivedilikle davalı vekili —— hesabına 200.000 TL nin haciz tutanağına itirazi kayıtla ödendiğini, davalının herhangi bir alacak hakkının doğmadığı, prim borçları gerekçe gösterilerek açılan icra takibinin müvekkil şirkete ikinci defa para ödetilmeye çalışılmasından başka bir şey olmadığının mahkemece atanacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağı, teminatsız olmak üzere, aksi halde 154.616,69 TL üzerinden takdir edeceği ücret teminat yatırılarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibinin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını, açılmış olan icra takibi ile davacı şirkete hacze gelinmesi ile mal kaldırma ve bankalara bloke konulması tehdidi ile davalı şirket avukatlarına ödenen 200.000 TL’nin avans faizi ile taraflarına verilmesini, davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, İİK. md. 72 uyarınca kötü niyetle takip başlatan davalıdan müvekkilinin uğramış olduğu tüm zararların avans faizleriyle tazmin edilmesine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin icra takibine konu olan borcunun; —— sayılı sigorta makine kırılması poliçelerinden kaynaklandığını, davacı tarafından takibe konu edilen poliçe primlerinin ödendiğine dair makbuz ibraz edilmediğini, davacının belirtiği 07.03.2015 tarihli makbuzda 2 adet çek ile 100.000 TL ödeme yapıldığı belirtilen poliçe numarasının —– ve —— olduğunu, poliçelerin takip konusu yapılmadığı ve borca konu makine kırılması poliçeleri ile ilgisinin bulunmadığını, davacı tarafın sunduğu 07.03.2015 tarihli makbuzun 7.527 TL tutarlı olduğu ve üzerinde poliçe numarasının yer almadığını, ayrıca takibe konu edilen makine kırılma poliçelerinin primleri ile eşleşmediğini, makine kırılma poliçelerinin prim borçlarının Euro olarak ödeneceği dikkate alındığında sunulan makbuzun takibe konu borçla ilgili olmadığını, davacı tarafın sunduğu 14.05.2015 tarihli makbuzda ödeme olarak —- numaralı—– ait 50.000 TL tutarlı çek verildiği hususunun yer aldığını ve davacı tarafın sunduğu çek suretinin bu makbuz içeriğinde yer alan çek olduğunu, ancak ödemenin makine kırılma poliçelerine istinaden yapılmadığı ve poliçe numarasının yer almadığı ödemenin takibe konu euro bazlı poliçelere ilişkin olmadığının anlaşıldığını, davacının başka branşlarda da sigortaları olduğunu özellikle ferdi kaza sigortalarının yoğun olarak düzenlendiğini ve yapıldığı belirtilen ödemelerin de bu poliçelere ilişkin olduğunu, dava dilekçesinde yer alan ve davacı tarafça belirtilen 22 adet poliçe kasko sigorta poliçesi olduğunu, poliçelere ilişkin prim borçları ve/veya iptal neticesi doğabilecek iade primlerin takibe konu borç ile alakasının bulunmadığını, davacı icra takibine konu edilen ve poliçe numaraları tek tek belirtilen makine kırılması sigorta poliçe primlerinin ödendiğine dair ödeme belgesi ibraz edilmediğinden davacının tüm talepleri ile birlikte davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, davalı tarafın—— esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. 29/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı —– ile ihbar olunan——arasında iş (komisyon) paylaşımına dayalı ticari ilişki olduğunu, takip dosyasında belirtilen poliçe numaralarımın tecdit (yenileme) bilgilerinin belirtilmemesi nedeniyle takibe konu alacak miktarının gerçeği yansıtmadığını, davacı firmanın dava konusu poliçe ödemelerinin bir kısınını davalı firmaya bir kısmını da—– yaptığını, davalı firmaya çek ve EFT yoluyla ödeme yaptığını, davacı firmanın 66.765,82 TL tutarındaki 14 adet poliçeyi de —— kredi kartı ile ödeme yaptığını, davacının kayıtlarında bulunan ——-hesap nolu muavin defter incelemesinden tespit edildiğini, davacı firmanın dava konusu poliçelerden dolayı borgunun olmadığı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı kanaatini bildirilmiştir.25/02/2022 tarihli bilirkişi ayrık raporunda özetle; davalı ——- ile ihbar olunan—— arasında iş (komisyon) paylaşımına dayalı ticari ilişki olduğunu, takip dosyasında belirtilen poliçe numaralarımın tecdit (yenileme) bilgilerinin belirtilmemesi nedeniyle takibe konu alacak miktarının gerçeği yansıtmadığını, davacı firmanın dava konusu poliçe ödemelerinin bir kısınını davalı firmaya bir kısmını da —– yaptığını, davalı firmaya çek ve EFT yoluyla ödeme yaptığını, davacı firmanın 66.765,82 TL tutarındaki 14 adet poliçeyi de—— kredi kartı ile ödeme yaptığını, davacının kayıtlarında bulunan —– hesap nolu muavin defter incelemesinden tespit edildiğini, davacı firmanın dava konusu poliçelerden dolayı borgunun olmadığı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığını, tüm sigorta poliçelerinde yazılı “sigorta Primi.—–ödenmemesinin Sonuçları “ başlıklı hükmünde; “ Türk Ticaret Kanununun 1434 no.lu maddesi gereğince, izleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmez ise sigortalı kendisine yapılacak yazılı bildirimi takip eden 10 gün içinde primini ödemediği takdirde sözleşme fesih edilmiş olacaktır.* düzenlemesine yer verilmiş olup, kural olarak; peşinat pirimi ödenmeden sigortacının sorumluluğu başlamayacağı, taksitlerinin ödenmemesi halinde ise, sigortacının fesih işlemi yapabileceği ve bu süreçte şayet hasar oluşmuş ise; kalan taksit primleri tenzili sonrası kalan tazminatın ilgilisine tediye edilebileceği uygulamalarında duraksama bulunmadığını, davacı, davaya ilk beyanında “ davalıya mail yolu ile plaka no.ları belirtilen (kasko sigortası tabir ettiği) araçlarının sigorta poliçeleri iptali talep edildiği “ belirtilen (22 adetlik) listedeki talebinin 31.12.2015 ila 03.03.2016 tarihleri aralığında olduğu görülmekte ve fakat; davalı, /5. 05.2018 tarihli ( 22 adet sigorta poliçe no.larının da belirtildiği ) karşı beyanı 2. şıkkında “22 adet poliçe kaşsko sigorta poliçesi olup…iptali neticesi doğabilecek iade primlerinin takibe konu borç ile hiçbir alakası yoktur….Takibe konu edilen poliçelerin tamamı makine kırılması sigorta poliçesidir. “ enilmiş ise de; poliçe adı doğru olmakla birlikte, tam aksine, davacı beyanındaki listeyle örtüştüğü üzere, sigorta poliçeleri teminat kapsamı “—- sigortası teminatı kapsamında (22 adet) araçların üstündeki pompalar için verilmiş sigorta hima esidir“ ve nitekim; poliçe ön sayfasında ”Faaliyet Türü: Beton Pompaları, Transmikserler” şeklinde de derç edildiği üzere, bu sigorta türü sigortacılığın ” Mühendislik Sigortaları “ branşında, araç üzerine monteli ve özellikle yüksek yapılara uzayan bomları ile beton pompalayan ve diğer araç ile birlikte mobil beton santral işlemi de gören “ Makine Kırılması Sigortası “ kapsamında sigorta teminatı olup, mahkemenize kolaylık olması bakımından araç(bom)makine/poliçeler listelenmesi gerekirse; Sigorta şirketleri ile acenteleri ( şayet acentelik sözleşmesinde sigortalıdan prim tahsil yetkisi var ise ) prim borç/alacak ilişkisinde cari hesap mahsuplaşmaları kümül üzerinden yapılmaktadır ve nitekim; dava dışı sigortaçının 24.01.2019 tarihli mahkemeye cevabi yazışında “ bahse konu poliçelerin tamamı acentenin cari hesabından tahsil edilmiştir..” denilmiş olması “ sigortalı/sigorta ettirenin acenteye ve/veya olayımızdaki gibi gayri resmi (getirilen işin komisyon bölüşme esaslı) tali acentesine poliçe primlerini ödemediği sonucu vermez ” ve kaldı ki; az yukarıda açıklandığı üzere, prim ödeme borcu sigortalı/ettirenin sorumluluğu olup, ödenmemesinin sonuçlarına da ( otomatik iptal notuna ) açık bir biçimde poliçelerde yer verilmiştir. Üst bentte tanıtılan sigortacının cevabi yazısında dikkat çekici bir bildirim bulunmaktadır; bu da, davalının acenteliğinin 2016 yılında fesih edildiğidir ki; buna göre, davacıdan alacağı bulunduğu iddiası ile içra takip tarihinin 2018 yılında gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, acenteliğinin feshinden sonra dahi, davacıdan, 2012 yılından süre gelen poliçeler prim borçlarını istememiştir. Diğer bir dikkat çekici durum ise; dava dışı sigortacı 24.09.2019 tarihli yazısında, davalı acentesinin cari hesabından ödemelerin yapıldığı ifade edilirken, 09.04.2019 tarihli yazısında acente tarafından ödendi denilmekle çelişkiye düşülmüş ve her nasılsa; davacının her bir poliçelerinin prim taksit hesap kapanma mutabakat formlarının tarih tarih mahkemeye tevdiiden kaçınılmış olup, bu hususta, sigortacının yerinde incelemesinde kolayca tespit edilebilecek bazı kayıtların da gelinen noktada önemi kalmamıştır. Diğer bir şaşırtıcı durum ise; bu kadar büyük —– araç parkına sahip davacı sigortalı/sigorta ettirenin poliçe ( toplamda takibe konu tutar: 67.235.52 EUR ) primlerini ödeyememesi halinde bunları dava dışı sigortacıya karşı yükümünün davalı acentelikçe üstlenilmesi ve ayrıca; 06.01.2012 ilk taksit ödenmediği ileri sürülen prime göre, 19.02.2018 icra takibi ile davacıdan talep edilmesi, düşündürücü bulunmuştur davalının, davacıdan prim borcu isteminin 01.01.2012 tarihine dayandığı ve o tarihten itibaren sigortalısından herhangi bir prim talep etmeyerek tüm ödeme (ve hatta; bazı poliçelerin 2.3.4. yıl yenileme poliçe primlerinin dahi) sigorta şirketine acenteliğince yapıldığı iddiası/hali ne anlaşılabilir, ne de sigorta aracılık hizmetlerinde kabul edilebilir bir uygulama değildir. Davacının davalıya sigorta poliçe prim borcuna ulaşılamadığı, aksine; davacının poliçeler iptal istemine ilişkin davalı ile e-posta yazışmasının tevsiki halinde, davacının davalıdan ve / veya dava dışı sigorta şirketinden, sigorta işlemeyen günlerin prim iadeleri gerekebileceği kanaatini bildirmiştir.19/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Takibe konu edilen ve edilmeyen tüm ilgili poliçeler 2012-2013-2014-2015 yıllarında tarandığında; ilgili poliçelerin yenilemeleri ile birlikte toplam 28 poliçe olduğu, Takibe konu olan 01.01.2012 başlangıç tarihli—–ve—-4 adedi takip konusu ancak 3 adet var) 2 ayrı poliçeye ait hiçbir kayıt bulunamadığı, Takibe 2 kez konu edilen —–nolu poliçeye ilişkin toplam 3 poliçe olduğu ve tamamının ödendiği, Takibe konu olan 18.09.2014 başlangıç tarihli —–nolu poliçenin 13.03.2015 tarihinde iptalinin gerçekleştiği, takibe konu olan 10.11.2014 başlangıç tarihli —— nolu poliçenin 29.05.2015 tarihinde iptalinin gerçekleştiği, iade öncesi bakiyenin kümül toplamda dikkate alındığı, Bu sebeple hangilerinin takibe konu olduğu anlaşılmaksızın yenilemesi yapılan tüm ilgili poliçeler toplamının, iptaller ile 58.430,91 EUR olduğu; takibe geçen ve varlığı dosyaya ibraz edilmiş olan poliçelere ilişkin hesap hareketleri toplamının ise 139.514,77 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça iptal ve iadesi istenen kasko poliçelerinin davacı hesaplarında kayıtlı olmadığından ve yukarıda açıklanan gerekçelerle tespit ve incelemesi yapılmamıştır. Kayıtlar incelendiğinde; kayıtların poliçe bazlı tutulmadığı, poliçe numaralarının doğru yazılmadığı, açık hesap çalışıldığı, yapılan ödemelerin poliçe bazlı takip edilmediği, yapılan ödemelerin mutabakat yapılarak toplam tutardan düşülmek suretiyle takip edildiği anlaşılmakla, hangi poliçenin borcunun ödendiğinin net olarak tespiti mümkün olmamış, kümül rakamlar esas alınarak sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.Diğer taraftan Davalı —— Sigorta acenteliği olmaması nedeniyle davalının tali (alt) acentesi olduğu, davacının doğrudan tali acente ile ilişkisi olduğu ve çoğu poliçe tutarlarının tali acenteye yapıldığı, tali acente tarafından kendi komisyon bedeli düşüldükten sonra davalı ——. ödendiği, acente ve tali acente arasında olan borç-alacak ilişkisinin de cari hesap olarak işlemesinden ve aralarındaki mutabakatın da kümül işlemesinden dolayı(başka müşterilere ait poliçe ödemeleri de bu mutabakatla yapıldığından) hangi ödemelerin davacı ——poliçelere ait olduğunun tespitini zorlaştırmıştır Davalı—–. 9 Mayıs 2022 tarihinde incelemeye gelmemiş, bir mazeret beyanı sunmadığı ve yerinde inceleme talebinde de bulunmadığından davalı defter incelemesi yapılamamıştır. İhbar olunan—– incelenen muavin defterlerinde ticari ilişkileri bulunan şirketlerin isimlerinin açık bir şekilde yazılmaması, toplu olarak yazdırılmış olması ve tarafımıza yevmiye numaralı muavin dökümü ibraz edilmemiş olması sebebiyle, ihbar olunan—–ticari defterlerinde davacı şirket ve davalı şirket ile olan ticari ilişkisi incelenememiştir. Davacı —- Muavin Defter Kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ilgili poliçe kayıtlarına ulaşılmıştır. Davalının incelemeye icabet etmemesi ve bir mazeret sunmaması nedeniyle, Davacının da ticari ilişkisinin dava dışı —– ile olduğunun defter kayıtları ile tespiti nedeniyle davaya konu poliçelere ilişkin davacı şirket kayıtları esas alınarak incelenmiştir.Davacı tarafın 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı kayıtlarının incelemesinde; toplam 283.844,09 TL tutarlı poliçe tutarının ihbar olunan şirketin hesabına alacak kayıt edildiği, bu süreçte ihbar olunan şirkete kredi kartı ile yapılan 376.878,25 TL tutarlı ödemenin borç kayıt edildiği, davacı şirketin kendi defterlerinde ihbar olunan şirketten 93.034,16 TL alacaklı olduğu, alacağının hesaplar arası virmanla 125.785,05 TL’ nin davalı şirket hesabına borç, 15.243,32 TL’sin dava dışı şirketin hesabına borç kayıt edildiği, 47.094,21 TL tutarlı poliçe tutarında davalı şirket hesabına alacak kayıt edilmek suretiyle hesabın kapatılmış olduğu, Davacı defter kayıtlarında 19.02.2018 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 25.088,50 TL alacaklı olarak görünse de bazı poliçelerin kayda girmemesinden kaynaklanmış olabileceği, bu poliçelerin de hesaba katılması durumunda alacağının olmadığının kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre poliçe tutarlarının ihbar olunan şirkete ödenmiş olduğu görülmektedir.haciz yolu ile yapılan ödeme tahsilatın haksız olduğu, tahsil edilen tutarın davalı tarafça davacıya ödenmesinin gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkeme tarafından yapılacak değerlendirme neticesinde davacının haklı olduğu yönünde kanaat edinilirse ise davalı tarafça bu cezai şartın ödenip ödenmeyeceğine dair ve hangi sürelerin dikkate alınacağı konusu ile tarafların masraf, inkâr tazminatı, kanuni faiz, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin de Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacının—–esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davacı tarafça icra dosyasına ödenen 200.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalının asıl alacağının %20’si olan 63.066,59 TL kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 13.662,00 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.055,97 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 7.606,03 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 31.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 6.055,97 TL peşin harç olmak üzere toplam 6.097,07 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 10.900,00 TL bilirkişi ücreti ve 550,90 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 11.450,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin, davalı şirket yetkilisin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.