Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/30 E. 2022/59 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/30 Esas
KARAR NO : 2022/59

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin yeğeni —–borçları nedeniyle müvekkilinden yardım istediğini, müvekkilinin önce yaklaşık —– parayı borcunu ödesin diye—-olarak verdiğini, aradan bir süre geçince — ve dava dışı —- müvekkilinin —- şirketine geldiğini ve yeniden para istediğini, müvekkilinin parasının olmadığını, eski borcunu ödemeden yeniden borç vermeyeceğini söylemesin üzerine —- tarafından dava konusu —- ait keşidecisi —- bedelli çeki cebinden çıkartığını ve tehdit altında tek yetkilisi olduğu———— şirketi aleyhine şüpheli alacaklı vekili tarafından —— sayılı dosyası ile — için ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haciz kararına istinaden—–dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından ihtiyati hacze istinaden müvekkiline ait şirkete hacze gidildiğini, menkul haczi sırasında müvekkili ile alacaklı vekilinin 50.000 TL çek bedelinin ödenmesi karşılığında dosya borcunun tamamının hem müvekkili—- ibra edileceği hususunda anlaştıklarını, bunun üzerine müvekkilinin —– verdiğini, müvekkilinin dosya borcuna istinaden şüpheli —- olmak üzere toplam 50.000 TL ödeme yaptığını, buna ilişkin taraflar arasında ” —– başlıklı ibraname düzenlendiğini, söz konusu ibranameye göre alacaklı vekilinin —-çek karşılığının nakit olarak alındığını ve dosya nedeniyle hiçbir alacak ve borcun kalmadığını beyan ettiğini, — davalı vekili — tarafından imzalandığını, davalı vekilinin, müvekkilinin ödemelerini ve ibranameyi dosyaya sunmadığı gibi müvekkili hakkında icra takip işlemlerine devam ettiğini, dosya borcu ödenmesine rağmen müvekkiline ait 6 adet taşınmazın kaydına haciz konulduğunu, bunun üzerine alacaklı vekiline 14/12/2017 tarihinde dosya borcunun haricen ödenmesi nedeniyle dosyaya haricen tahsil bildirimde bulunulması ve gerekli harçları yatırması için muhtıra gönderilmesi talebinde bulunduklarını, icra müdürlüğünce gönderilen muhtıra tebliğ edilmesine rağmen icra dosyasına herhangi bir bildirimde bulunulmadığı gibi —- müvekkilinin adresine hacze çıkılması için —-dosyasına menkul haczi için talimat yazdırıldığını, hatta davalı vekilinin telefonla taraflarına ulaştığını—– dosyaya sunmayacağını, takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurmaları halinde ise ibranamedeki imzasını inkar edeceğini beyan ettiğini, ancak ibranamede yer alan imzanın müvekkilinin gözü önünde atıldığını, davalının imzaya itirazı durumunda imza incelemesi talepleri bulunduğunu,—- yapan alacaklı —- müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, bu nedenle alacaklı ve alacaklı vekili hakkında —— Soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca alacaklı vekili —– şikayette bulunduklarını, dava konusu icra takibi nedeniyle mevcut borçların ödendiğini buna ilişkin ibraname düzenlendiğini, müvekkilinin bu icra dosyasına herhangi bir borcu kalmadığını, davalının ibranameye rağmen takip işlemlerine devam etmesinin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenle İİK 72/4 maddesi gereği takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tüm bu nedenlerle İİK 72.maddesi gereği teminatsız aksi halde mahkemenin belirleyeceği teminat mukabilinde icra takibinin davanın kesinleşmesine kadar durdurulması, mümkün olmaması halinde teminat mektubu mukabili icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ,—-dosyasındaki borcun ödeme sebebiyle sona ermesi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini, alacaklı olmadığını bildikleri halde haksız ve kötü niyetli olarak takibe devam eden davalı aleyhine takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ——-Seri Numaralı çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; tarafların vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettiği tüm deliller,—– ——- Esas dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizin —– tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiştir.
—— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —– Haciz Tutarı olmak üzere toplam 54.366,69 TL’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
—— Esas sayılı dosyası —–sistemi üzerinden dosyamız arasına celbedilmiş, dosyanın incelenmesinde bilirkişi raporunda özetle;—–yazılmış ” ———– yazılmış ) tarihli belge aslında ——atılı imzanın ….————ürünü olduğu, inceleme —– yazılmış ‘—– —————– örneklerine kıyasla ..——— eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı, —– Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde ”….Sanık …——- 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkisi, yargılama sürecindeki davranışları, dosyaya yansıyan kişiği lehine takdiri indirim nedeni kabul edilmekle cezasında TCK’NUN 62/1 maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında yasal şartları oluşmadığından cezasında başkaca artırım veya indirim uygulanmasına yer olmadığına, – sanığın katılanın zararını gidermediği anlaşıldığından hakkında CMK’NIN 231. maddesi hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığa verilen hapis cezasının 2 yıldan az olması, —– göre daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması, suçu işledikten sonra yargılama sürecindeki davranışları dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşması nedeniyle sanığa verilen cezanın 5237 sayılı TCK.NUN 51. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ertelenmesine, 5237 sayılı tck.nun 51. maddesinin 3. fıkrası uyarınca takdiren 1 yıl denetim altında bulundurulmasına,…” kararı verildiği kararın 30/03/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın davacının düzenlemiş——- çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davacının davaya ve takibe konu çek sebebiyle davalı …—- borçlu olduğu, çekin düzenlenme sebebi ve ne sebeple düzenlendiğinin yargılamanın konusu olmadığı kaldı ki davacı ….—– bu yönde bir itirazının bulunmadığı, davalı … vekili —– davacıdan icra dosyasına konu bedeli muhtelif tarihlerde haricen tahsil ettiği, bu hususun dava dışı davalının avukatı olan —– davacıya vermiş olduğu ve mahkememize sunulan —— doğrulandığı, bahse konu adi yazılı senedin —— Mahkemesince yapılan yargılama sebebiyle mahkememizden istenildiği ve gönderildiği,——- dosyasında bahse konu belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırdığı, yapılan incelemede belge üzerindeki imzanın davalının —– takibi yapan ….——eli ürünü olduğunun belirlendiği, bunun üzerine ———dosyasında dosyamız davalısının vekilinin mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, tüm bu hususlar birlikte düşünüldüğünde dosya kapsamında davalının vekili aracılığıyla yapmış olduğu takipte takip bedelini haricen tahsil etmiş olmasına rağmen bu kez icra yoluyla tahsile devam etmeye çalıştığı anlaşılmış ve bu sebeple dava kabul edilerek davacının icra dosyası ve dosyaya konu çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, menfi tesbit davalarında 2004 sayılı İİK 72/5 maddesi gereğince davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun isbatlanmasının gerekeceği, eldeki dosya bakımından bu hususun açıkça isbatlandığı ve davacının kötüniyet tazminatı talep edebileceğinin mahkememizce kabul edildiği, kanun metninde hükmedilecek kötüniyet tazminatının %20’den aşağı olamayacağının vazedildiği ve üst sınır belirlenmediği , oranın olayın gereklerine göre mahkemece belirlenebileceği, somut olayda davalının haricen borcunu tahsil etmesine rağmen davalı hakkında takibe devam ettiği ve icra tehdidi altında davacıdan mükerrer ödeme almaya çalıştığının sabit olduğu bu sebeple takipteki haksızlığın oranının yüksek olması ,—– olarak kullanılması karşısında mahkememizce kötüniyet tazminatı alt sınırdan uzaklaşarak %40 olarak takdir edilmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davalıya—— sayılı dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
İİK 72/5.Maddesi gereği davalının takipte haksız ve kötü niyetli olmakla davaya ve takibe konu alacağın takdiren %40’ı oranında hesap edilen 20.000 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
Alınması gerekli 3.415,5‬0 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88 TL peşin harcın mahsubu ile eksik bakiye 2.561,62‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —- göre davacı vekili için takdir olunan —vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 853,88 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 35,90 TL başvurma harcı toplamı 894,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 99,50 TL posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
d-Davalı tarafça herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.