Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/298 Esas
KARAR NO: 2021/1385
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2016
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine —- senet ile ilgili olarak kambiyo takibi yapıldığını, senetteki imzanın müvekkili tarafından imzalanmadığını, bu nedenle — dosyası ile dava açıldığını, davanın — usul ve yasaya aykırı olarak müvekkili aleyhine sonuçlandığını, kararın tehiri icra talepli olarak temyiz edildiğini ve kararın bozulduğunu, bu arada cebri icra baskısı nedeniyle icra dosya borcunun —–tarihinde yatırıldığını, bozma sonrası İcra Mahkemesince alınan raporda ilgili senetteki imzanın müvekkili şirket yetkilisi —–eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, Mahkemece takibin durmasına ve imza itirazının kabulüne karar verildiğini, gerekçeli kararın henüz yazılmadığını ve kararın kesinleşmediğini, cebri icra baskısı altında ödenen bedelin istidadı için bu davanın açıldığı belirtilerek; icra baskısı ile icra dosyasına ödenen —-yatırma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu paraya icra dosyasına —– tarihinde herhangi bir itirazi kayıt koymaksızın yatırdığını, eldeki davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, takibe konu borcun gerçek bir borç olduğunu, davacı şirket yetkilisinin senetteki imzaları kendi onayı ile üçüncü şahsın imzaladığına dair —-sayılı dosyasına verilmiş kabul beyanı bulunduğunu, senedin davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde —- tarafından müvekkiline verilmek üzere imzalandığının kabul edildiğini, davacı şirket yetkilisi ile —- arasında akrabalık ilişkisinin bulunduğunun açık olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ilk olarak açıldığı—- dava dilekçesinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazıldığı belirtilerek dosyanın tevzi bürosuna iadesine karar verildiği, tevzi sonrası———- tarihinde birleşen dosyanın tefrikine karar verilerek dosyanın yukarıda belirtilen esas numarasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava, icra tehdidi altına ödenen bedelin istidadı isteminden ibarettir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller,—— sayılı dosyası, sicil kayıtları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde; mahkememizin davalı tarafından davacı aleyhine toplamda —- alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya— tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince dosya borcuna istinaden——- icra dosyasına yatırıldığı ve paranın davalı alacaklıya ödendiği anlaşılmıştır.
——— sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından başlatılan icra takibindeki imzaya itiraz edilerek takibin iptali istemi ile davalı aleyhine — tarihinde dava açıldığı, dava ile birlikte takibin tedbiren durdurulmasının talep edildiği, mahkemece ——tarihli ara karar ile teminat karşılığı takibin durdurulmasına karar verildiği, tedbir kararının uygulanması için mahkemece —- tarihinde müzekkere yazıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda —- açıkça imza itirazı bulunmadığı gerekçesiyle ——-numarasına kaydını yapıldığı, davacı vekilince sunulan dilekçe ile dosya borcu ödendiğinden bahisle tedbir kararının kaldırılmasının ve yatırılan teminatın iadesinin talep edildiği ve mahkemece verilen —– tarihli karar ile talebin kabul edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile takip dayanağı senetteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, mahkemece —- Sayılı ilam ile imza itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın davalı tarafından temyiz edildiği ve —– kararın onandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- bedelli çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti amacıyla davalı aleyhine dava açıldığı, dosyanın taraflarca takip edilmemesi nedeniyle — tarihinde işlemden kaldırıldığı, yasal üç aylık süresi içinde yenileme isteminde bulunulmaması nedeniyle ——tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, icra tehdidi altında icra dosyasına yapılan ödemenin davalı taraftan istidadının talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 72/7. Fıkrasına göre; takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren —– geriye alınmasını isteyebilir. İstirdat davasının biri takip hukukuna diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı mevcuttur. Bu şartlardan ilki, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında icra dairesine ve cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması gerekir. Maddi hukuka ilişkin diğer şart ise, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olmasıdır. Bu iki şarttan ayrıca madde hükmünde, davanın bir yıllık süre içinde açılması gerektiği düzenlenmiştir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup resen gözetilmesi gerekmektedir. Düzenlemeye göre dava açma süresi, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren bir yıldır. Bu süreyi geçiren borçlunun öğreti de kabul edilen bir görüşe göre TBK’nun 77. Maddesine göre sebepsiz zenginleşme davası açamayacağı yönündedir. Kanunda öngörülen hak düşürücü sürelerin, zamanaşımı sürelerinin aksine, kesilmesi veya durmasından söz edilemez. Nitekim TBK’nun 153. Ve 154. Maddelerinde sadece zamanaşımının kesilmesi ve durmasında söz edilmiştir.
Somut olayda, davalı tarafından davacı aleyhine —-dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından— imza itirazında bulunularak dava açıldığı, mahkemece—- tarihinde ödendiği, eldeki davanın ise —– tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere, eldeki dava —– yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmıştır. Hak düşürücü süreyi kesen ve durduran kanuni bir düzenleme bulunmadığından davacının ödemeyi yaparken ihtirazi kayıt koyması veya İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen red kararının —- tarafından bozulması sonucu yapılan yargılama ile davanın kabulüne karar verilmesinin ve kararın kesinleşmesi sonucu etkili değildir. Basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken davacının ödeme yapmadan menfi tespit davası açma imkanı varken bunu kullanmayıp ihtirazi kayıt ile ödeme yapmasının sonucuna katlanmak zorundadır. —–
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın usulden REDDİNE,
2.Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 230,55.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 171,25.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 16/12/2021