Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/270 E. 2023/150 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/270 Esas
KARAR NO:2023/150
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/03/2018
KARAR TARİHİ:21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından davalı yana taşıma hizmetinin verildiğini ve bu hizmet karşılığı toplam 14.945,32 TL tutarında 2 adet fatura düzenlendiğini, davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalarının kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davaya konu edilen faturaların davalı tarafından ödendiğini, davalının, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın reddine ve davacının alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ——- Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ——
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller,—- dosyası, bilirkişi raporları, talimat yolu ile alınan bilirkişi raporu, dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——- sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, dosyanın tetkikinde; davacı tarafından asıl alacağa istinaden davalı aleyhine, 14.945,32.-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana 06/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 08/02/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce 1/11/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık, taraflar arasındaki uluslararası taşıma ilişkisi nedeniyle davalının borcunun bulunup bulunmadığı, takibe itirazın iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı belirlenmiştir.
Dosya, davalı şirketin merkezinin bulunduğu yer dikkate alınarak—— yılına dair davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere talimat mahkemesi marifetiyle mali muhasip bilirkişiye tevdi edilmiş; serbest mali müşavir tarafından tanzim olunan 12/7/2019 tarihli raporda,
“(…) Davalı —– dava dosyasına sunduğu ticari defterleri, 213 S. VUK md.182 ve md.174’e uygundur. 6102 S. TTK. md.64-65’de belirtilen hususları karşılamaktadır. Faturaların kayatları tek düzen plan planına uygun şekilde yapılmıştır.
Davalı —- sunduğu ticari defter ve belgeler incelendiğinde, davacı——-hesapta takip ettiği, ilgili hesabın Cari hesap şeklinde çalıştırıldığı,—– Alacak Devir kaydıyla geldiği, yıl içerisinde ————- alacak hesabına——— yılı içerisinde 760.504,42 TL Tutarında Fatura/ Alacak kaydı girildiği ve yıl içerisinde ilgili hesaba 75.000,00 TL tutarında Banka Havalesi kaydı, 979.559,53 TL Tutarında çek kaydı ve 4.716,65 TL tutarında muhasebe fişi/ virman fişi girildiği görülmüştür ——–
Davalı ——- kayıtlarına göre; Davacı———–Tutarındaki faturaları Ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği, —- yıl sonu bakiyesinin 0,00 olduğu, herhangi bir şekilde borcunun veya alacağının olmadığı görülmüştür” şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.
Dosya bir sonraki celse gereği, bu sefer davacı şirketin —– yılına dair ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere mali bilirkişiye tevdi edilmiş; 29/1/2020 tarihli raporda,
“(…) Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen —- yılı ticari defterleri, davalı yanın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ve dosya üzerinde üzerin de yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
6.1 Davacı tarafından incelemeye sunulan ——-yılı ticari defterlerinin, 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
6.2 Davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 01.02.2018 tarihi itibarıyla14.945,32 TL alacaklı olduğu,
6.3 Davacı yanın 14.945,32 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; 01.02.2018 tarihinden 28.06.2018 tarihine kadar %9,75, 29.06.2018 tarihinden 10.10.2019 tarihine kadar %19,50 oranında, 11.10.2019 tarihinden 20.12.2019 tarihine kadar %18,25 oranında, 21.12.2019 tarihinden itibaren ise %13,75 oranında avans faiz talep edebileceği” belirlemelerine yer verilmiştir.
Eksiklik üzerine tekrar yetkili yer mahkemesine (ek) rapor düzenlenmesi için talimat (istinabe) yazılmış, raporun sonuç kısmında,
“(…) Tarafıma tevdi edilen 2018/270 Esas Sayılı dosyada mevcut belgeleri incelemek suretiyle, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yaptığım tespitlere ilişkin bilgiler şöyledir …
Davalı——— yılları arası Ticari Defter kayıtlarına göre; Davacı ————cari hesap şeklinde çalışıldığı, ——– yıl sonu bakiyesinin 0,00 TL. olduğu, —yıllarında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı, herhangi bir şekilde borcunun veya alacağının olmadığı görülmüştür” şeklinde belirlemeler yapılmıştır.
Mahkememizce, ——— numaralı celse gereği, talimat mahkemesi marifetiyle alınan raporların hüküm tesisine ve denetime elverişli olmadığı değerlendirilerek davalı yanın———– yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmak suretiyle rapor düzenlenmesi istenilmiş, 8/11/2021 tarihli raporda,
“(…) Yukarıda açıklamalarda detaylarıyla belirtilen Davalının Kanuni defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olduğu, Defter kayıtlarının belgeye dayalı ve VUK hükümlerine uygun olarak yapılmış olduğu, bu nedenle davalının kendi kayıtlarının kendi lehine delil olarak kabul edilebileceği,
Davalının————- yıllarına ait Kanuni defterlerinde yapılan incelemeler ve tespitler ile ilgili olarak Ekde Cari hesap tablosu sunulmuş olduğu,
Yukarda da belirtilen Tarafların —– yılına devir bakiyesindeki farkın nereden kaynaklandığının bu inceleme ile tespit edilemediği, davacı tarafın aynı şekilde defterlerin incelenmesi ve karşılıklı cari hesapların karşılaştırılması ile ortaya çıkabileceği, bu farkın kayda girmeyen yada mükerrer yapılan kayıttan olabileceği,
Davalının kayıtlarında yapılan incelemelerde; taraflar arasındaki Ticari ilişki 28.12.2012 tarihinde ilk fatura düzenlemesi ve kaydı ile başlamış, devam edegelen ticari ilişki davalı kayıtlarına göre 13.12.2016 tarihinde bakiye borç tutarı olan 65.695,53 TL. çek ile yapılan ödeme kaydı ile sona erdiği, müteakip yıllarda taraflara ait herhangi bir yevmiye kaydına rastlanmadığı,
Davalı kayıtlarında yapılan incelemelerde tüm ödemelerin Banka ve ——- kurumları aracılığı ile yapılmış olduğu, Kasadan yada Elden herhangi bir ödeme işlemine rastlanmadığı, bu hususta yapılan incelemeler neticesinde ve özellikle — yılı tarafların ihtilaflı olduğu yıl olması nedeniyle ve Sayın Mahkemenin de talepleri doğrultusunda —– yılında taraflara ait tüm yevmiye kayıtlarının e-defterden çıkarılarak ekli tabloda (EK-2) sunulduğu, buradan yevmiye kayıtlarının belgelere dayalı olduğu, tüm ödemelerin Bankalar ve çeklerle yapılmış olduğunun görüleceği,
Yüce Mahkemenin talepleri doğrultusunda davalının defterleri üzerinde yapılan incelemelerle; Davalının incelenen kendi kayıtlarına göre, Davalının Davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı yönündeki görüş ve kanaatimi Sayın Mahkemenin Takdirlerine Saygılarımla arz ederim” şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.
Dosya, talimat dönüşü bu sefer davacı şirketin aynı dönemdeki ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için bir mali müşavir ve CMR alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 30/3/2022 tarihli heyet raporunda;
“(…)Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde, dosyadaki bilgiler ve deliller ışığında, takdirin Sayın Mahkemenizin görev alanına ait olmak üzere;Davacının incelenen ——– yılları arası ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğu,
Davacının davaya konu yaptığı faturaların davalı kayıtlarında bulunduğu,Taraflar arsındaki ——–yılsonu cari hesap farkının, davacı tarafından düzenlenmiş ve davalı kayıtlarında yer almayan 27.05.2014 tarihli 11.613.83 TL ve 15.07.2015 tarihli 3.299,99 TL tutarlı toplam 14.913.82 TL ve —— yılında davacı tarafından davalıya poliçe adıyla borç kaydedilen 31.50 TL tutarlı kayıtlardan oluştuğu, davacının taraflar arasındaki farkı oluşturan hizmetleri verdiğini ispat etmesi halinde takdiri Sayın Mahkemenizin olmak üzere davalıdan 14.945.32 TL alacaklı olacağı,
Tarafların %20’den az olmamak üzere tazminat taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirinde bir husus olduğu,Sektörel inceleme ve değerlendirme bölümünde yapılan tespitler neticesinde, davacı taşıyıcı ———- ait iki ayrı ihracat gönderisin——- taşıdığı görüş ve kanaatine varıldığı, nihai takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu” belirlemelerine yer verilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı takip borçlusunun takibe itirazında taraflar arasındaki ticari ilişki kabul edilmiş ve borcun sebebi olarak gösterilen faturaların ödendiği kabul edilmiş, cevap dilekçesinde de aynı savunma vasıtasını yinelemiş; takip konusu faturalara itiraz etmemiştir. Bu kabule göre uyuşmazlıkta halli gerekli husus, ödeme iddiasının ispatıdır. Takip talebinde borcun sebebi cari hesap alacağı olarak belirtildiğinden, davacının taşıma sözleşmeleriyle yükümlendiği edimleri yerine getirdiğini, davalının da savunma vasıtası ile paralel olarak borcu ödediğini ispat etmesi gerekir.30/3/2022 tarihli heyet raporunda da belirtildiği üzere, davalı cari hesap dökümleri ile davacının cari hesap dökümleri karşılaştırıldığında, davacının düzenlemiş olduğu 14.913.82 TL tutarındaki iki faturanın davalı kaydında olmadığı ve taraflar arasındaki———- yılsonu olarak cari hesaplardaki farkın söz konusu iki faturadan kaynaklandığı tespit edilmiş; davacı tarafından davaya konu edilen faturalar, davalı ticari defter kayıtlarında bulunduğu inceleme yapan bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup, davacının, taraflar arasında ——-yıl sonu farkını oluşturan 27.05.2014 tarihli 11.613.83 TL ve 15.07.2015 tarihli 3.299.99 TL tutarlı faturalardaki hizmetleri verdiği ispat edilmesi gerekir. Farkın kaynaklandığı bu iki fatura dosyaya ibraz edilmiştir. Dosyada mübrez ———–incelenmesi neticesinde, davacı taşıyıcının davalıya ait emtia-eşyaları ————– taşıdığı, sözleşmeden kaynaklı edimin yerine getirildiği, davacının incelenen ——– arası ticari defter ve kayıtlarının kendi adına delil vasfına haiz olduğu, takip tutarı miktarı kadar alacaklı olduğu tespit edildiğinden davalının haklı olmayan itirazının iptaline karar verilmiş; faturadan kaynaklandığı, mahiyeti ve likit olduğu anlaşıldığından davalı aleyhine takdiren %20 inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
——- sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
Alacağın mahiyeti ve likit olduğu göz önünde bulundurularak %20 si olan 2.989,06.-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.020,91-TL’den dava açılırken yatırılan 180,50-TL peşin harç ve icra müdürlüğüne yatırılan 74,73.-TL harcın toplamı 255,23.-TL nin mahsubu ile bakiye 765,68.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken toplam yatırılan 255,23.‬-TL peşin harç ve 35.90.-TL başvurma harcı olmak üzere olmak üzere toplam 291,13.‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 307,50.-TL posta gideri, 2.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.507,50.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.21/02/2023