Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/221 E. 2018/230 K. 23.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/221 Esas
KARAR NO : 2018/230
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2018 – (Yazılma Tarihi) 23/03/2018
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait 2014/684 Esas ve 2017/813 Karar sayılı yetkisizlik ilamı ile Mahkememize gelen dosyanın incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı şahsın sevk ve idaresindeki davalı … şirketine sigortalı araç ile seyir halinde iken karşı yönden gelen dava dışı şahsın sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması neticesinde sigortalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacının geçici ve kalıcı iş gücü kaybına maruz kalacak şekilde yaralandığını, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu uyarınca yüzündeki kalıcı %5 oranında maluliyetin söz konusu olduğunu, psikiyatrik zararın bu rapora dahil edilmemiş olduğunu, yapılan başvuruya rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, iş gücü ve fonksiyon kaybından kaynaklı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 200,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ikametgahının İstanbul Ümraniye olduğunu, müvekkili aleyhine açılacak davalarda yetkinin İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerine ait olduğunu belirterek davanın yetki yönünden reddini yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmakla birlikte, söz konusu aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, davacının sigortalının kusurunu ve kendi zararını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sebebi ile elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, geçici iş görmezlik zararının talep edilemeyeceğini, maluliyet oranın adli tıp kurumunca belirlenmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin tevzi edildiği Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde …… tarihli ….. Esas ve….Karar sayılı ilamı ile; trafik kazasının …. ili ….sınırları içerisinde meydana geldiği, davalı … şirketinin Ankara’da ticaret siciline kayıtlı şubesi bulunmadığı, davacının ….da ikamet ettiği, poliçenin düzenlendiği yerin … olmadığından bahisle, yetki itirazının kabulüne karar verildiği, Mahkeme ilamının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmek suretiyle Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini talebi olduğu, davalı tarafça şirket merkezinin …. ili … ilçesinde olduğundan bahisle yetki ilk itirazında bulunulduğu ve Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderilidği anlaşılmıştır. HMK’nın 6 ve devamı maddelerinde davanın konusuna göre yetkili olan MAhkemeler belirlenmiş, 16.maddesinde de “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmek suretiyle, haksız fiiller bakımından birden fazla yer Mahkemesi yetkili olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte haksız fiilin trafik kazasından kaynaklandığı görülmekle 2918 sayılı KTK’nın 110/2.madde ve fıkrasında yetkili Mahkemeye ilişkin olarak “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yetkili Mahkemenin birden fazla olduğu hallerde seçimlik hak davacıya aittir. HMK’nın 16. Maddesi bakımından değerlendirilme yapıldığında her ne kadar davanın ilk açıldığı Ankara mahkemeleri yetkisiz gibi görünmekte ise de; davalı … şirketinin Ankara Bölge Müdürlüğü’nün Ankara ilinde bulunduğu, bu hali ile yetkisizlik kararı veren Ankara 10. ATM’nin yargılama bakımından yetkili olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2017 tarihli 2016/5765 Esas ve 2017/6653 Karar sayılı ilamında ve benzer nitelikteki 18/09/2017 tarihli 2016/5782 Esas ve 2017/7840 Karar sayılı ilamında da belirttiği üzere “Davacı vekilinin davayı, sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan Ankara Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu Ankara’da açtığı gözetilerek (H.G.K. Kararları da bu yöndedir) yetki itirazının reddi…” gerekmekte iken usule aykırı olarak yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiği ve bu nedenle Mahkememiz için bağlayıcı olmadığı anlaşılmakla yargılamaya davanın ilk açıldığı ve yetkili olan Mahkemede bakılması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosya kapsamı ve davalı … şirketinin İç Anadolu Bölge Müdürlüğü’nün Ankara ilinde bulunduğu dikkate alınarak Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 23/02/2018