Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/21 E. 2018/596 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1411 Esas
KARAR NO : 2018/559

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı …’in 30.06.2015 ve 30.07.2015 tarhli ve her biri 30.000 TL bedelli olan 31.04.2014 düzenleme tarihli toplam 60.000 TL tuttarındaki 2 adet senedi dayanak göstererek davacı şirket aleyhine İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1225 D. İş sayılı dosyasından ihtayiti haciz kararı alındığını, davacı şirket yetkilileri tarafından düzenlenerek davalıya verilmiş böyle bir senet olmadığı gibi defter ve kayıtlarına da senetlerin işlenmediğini, ihitiyati hacze ve takibe konu senetlerin ……………….tarafından düzenlenerek davalı …’e teslim edilen senetlerin 31.04.2014 tanzim tarihli sıralı senetler olduğu davacı şirketin tüzel kişiliği ile ilgisinin olmadığı, protesto amacıyla banka tarafından noter vastasıyla gönderilen senetlerin bankadan alınan ekran görüntülerinde davacı şirketin kaşesinin olmadığını, senetlerin altına sahte kaşe basmak suretiyle suç işleyen davalı aleyhinde …….Başsavcılığı nezdinde … soruşturma numaralı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, senetlerin tanzim edildiği 31.01.2014 tarihinde imzasının üzerine sahte kaşe basılan….. davacı şirketin ortağı veya yetkilisi olmadığını, senetlerin düzenlendiği tarihte şirketin yetkili temsilcisinin davalı …’in olduğunu, senetlerin düzenleme tarihinden 11 gün sonra 11.02.2014 tarihinde Kadıköy …………. Noterliğinin ….yevmiye numaralı Limited Şirket hisse devir işlemi ile …. devredildiğini, davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu senetlerin müvekklinin borçlu şirketteki payının …. devri sonucunda, …. … tarafından düzenlenerek verildiğini, bilahare şirketin ortağı ………… tarafından üzerlerine şirket kaşesi vurulduğunu, takip borçluları ….. şirketi tarafından keşide edilerek müvekkiline gönderilmiş bulunan dilekçe ekinde sunulan ihtarnamede ” … İşin esası …………’ indeki %50 hisseniz 10.02.2014 tarihinde …………. 31.06.2015 vadeli, ödeme tarihli evraktan başlayarak 18 adet sıralı, aylık 30.000 TL’ lik sıralı senetler karşılığında evretmiş bulunmaktasınız” şeklinde beyanda bulunularak takip konusu senetlerin şirket payı devri sonucunda verildiğini, müvekkili …’in … kardeşi … ile yarı yarıya hissedarı iken, şirket payını kardeşinin oğlu …………. 625.000 TL bedelle devri hususnda anlaştığını bu amaçla …… tarafından 31.01.2014 tarihinde sıra senetler düzenlendiğini, senetlere şirket kaşesinin de basılması ve boçtan şirketin de sorumlu olması husususnda anlaştıklarını fakat pay devri öncesinde, müvekkilinin şirketin ortağı ve müdürü olması nedeni ile alacaklısı olduğu senetlere kaşe kaşe vurması, imzalamasının mümkün olmadığından senetlerin tanzimi sırasında senetlere kaşe vurulmasının mümkün olmadığından dolayı senetlerin tanzimi sırasında senetlere kaşe basılmadığını, şirket payının devrinin beklendiğini, pay devrinin yapılmasından sonra da müvekkilinin oyalandığını, 6. ay senedinin ödenmemesi nedeniyle ………….. tarafından süre istenmesi üzerine müvekkilinin senetlerin üzerine şirket kaşesinin bilahare basılması hususunda anlaştıklarını, şerket kaşesinin senetler üzerine basılması halinde senetlerin ödenmesi için kendsine süre verebileceğini belirtmesi üzerine ……. tarafından şirket kaşesinin 6. Ay senedine (7 – 9 – 10 aylar hariç) ve müvekkilinin elinde bulunan diğer senetlere şirket müdürü olarak şirket kaşesinin basıldığını, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya kapsamında davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; 31.01.2015 düzenleme tarihli, 30.09.2015 ödeme tarihli ve 30.000 TL bedelli senedin lehtarı …, keşidecileri ise …………. olduğunu, senetler üzerinde müvekkili şirket kaşesinin bulunmadığını, dava konusu senetlerin ………..tarafından düzenlenerek davalı …’e teslim edilen çeklerin sıralı çekler olduğu, davacı şirketin tüzel kişiliği ile ilgisinin olmadığı, müvekkili şirketin kaşesinin sahte olarak yaptırılıp senet üzerine basıldığını, davalının senedi icraya koymadan önce senetleri bankaya verdiğini bankadaki görüntülerde şirket kaşesinin olmadığını, senetlerin altına sahte kaşe basmak suretiyle suç işleyen davalı aleyhinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde…………. soruşturma numaralı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya kapsamında davalı vekili cevap dilekçesinde;
Takipten önce açılan menfi tespit davasında yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin genel yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, dava konusu senetlerinin müvekkilinin borçlu şirketteki payının , müvekkilinin yeğeni olan……..e devri sonucunda ……………… düzenlenerek verildiğini bilahare şirketin ortağı ……… tarafından ………tarafından üzerlerine şirket kaşesi basıldığını ve bu suretle şirketin de senet borçlusu olduğunu, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava dilekçesinin tevzi edildiği İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde 20.09.2017 tarihli …. Esas ve… Karar sayılı ilamı ile; HMK’ nın 14/2. maddesi uyarınca özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık ve üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfat ile diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, bu hususun dava şartı olduğu, ihtilafa konu senetlerin davacı şirket ortakları tarafından tanzim edilmesi ve davacı şirketin iş bu senetlere ilişkin olarak menfi tespit isteminde bulunması karşısında somut olayda HMK’ NIN 14/2. maddesinin uygulama alanı bulacağı, davacı şirket merkezinin Ataşehir/İstanbul olması nedeni ile mahkemelerinin yetkisi dışından kaldığı, kesin yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğundan bahisle asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verildiği, Mahkeme ilamının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmek suretiyle Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Asıl dosya yönünden davalının lehtar olarak yer aldığı 30.06.2015 ve 30.07.2015 ödeme tarihli ve her biri 30.000 TL bedelli olan 31.04.2014 düzenleme tarihli çekler yönünden, birleşen dosya kapsamında ise ; 31.01.2014 tanzim tarihli, 31.01.2014 tanzim tarihli, 30.09.2015 ödeme tarihli 30.000 TL bedelli senet hakkında menfi tespit isteminde bulunulduğu, dava konusu çeklerin davalının davacı şirketteki hisselerinin devri karşılığında keşide edildiği, Kadıköy …… Noterliğinin 11.02.2014 tarihli devir sözleşmesi ile davalı lehtarın davacı şirketteki hisselerinin dava dışı ….. devrettiğini beyan ettiği ve 14.04.2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davalı lehtarın davacı şirketteki hisselerinin devrini kabulüne, devir hususunun pay defterine işlenmesine karar verildiği ve davalının işbu tarih itibari ile şirket müdürlüğünden istifa talebinin kabulüne karar verildiği dolayısıyla senet lehtarı davalının senet tanzim tarihi olan 31.01.2014 tarihinde davacı şirketin ortak ve müdürü olduğu ancak senetleri tanzim eden … senetlerin tanzim tarihi olan 31.01.2014 tarihinde şirketin ortağı ve yöneticisi olmadığı tüm dosya kapsamında anlaşılmıştır. HMK’nın 14/2 maddesi ‘Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
‘ düzenlemesine yer verildiği bu maddenin uygulama alanı bulabilmesi için ortaklık veya üyelik sıfatına sahip olunması ön şart olup senetlerin düzenleme tarihinde keşideci ……. davacı şirketin ortağı veya yöneticisi olmadığı, uyuşmazlığı ortaklık veya üyelik ilişkisinden kaynaklanmadığı bu nedenle; usule aykırı olarak yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiği ve bu nedenle Mahkememiz için bağlayıcı olmadığı anlaşılmakla yargılamaya davanın ilk açıldığı ve yetkili olan Mahkemede bakılması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.1.Asıl ve birleşen dosya kapsamı dikkate alınarak kesin yetki hali bulunmadığından Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2.Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3.Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili Mahkemece hüküm altına alınmasına,
4.Kararın İstinaf yoluna başvurmaksızın kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.