Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/2 E. 2019/67 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/2 Esas
KARAR NO : 2019/67
DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/01/2018
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar arasında akdedilen 30/12/2015 tarihli protokole istinaden, davalıların devretmiş olduğu şirket hisselerinin, devirden önce ödemeleri gereken sermaye paylarının ödenmemesi ve devirden önceki döneme ait ancak devirden sonra müvekkil tarafından ödenen borçların davalılardan tahsilini, davalıların devretmiş olduğu şirket hisselerinin devirden önce ödemeleri gereken sermaye paylarını ödememesi nedeni ile 5.000,00 TL ve devirden önceki döneme ait ancak devirden sonra davacı tarafından ödenen borçların davalılardan tahsili için 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 10.000,00 TL’ nin 30/12/2015 tarihi itibariyle işleyecek en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan——– Noterliğinin ————– yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesinde davacı …’ ın ” …adı geçen şirketteki—– payını bütün aktif ve pasifiyle, hukuki ve mali yükümlülükleriyle birlikte —– TL bedel karşılığında devir aldım. Devir bedelini kendisine nakden ve tamamen ödedim. Devir aldığım şirket paylarını devredenin beyanı ve şirket sözleşmesini inceleyerek sermaye paylarının devralınmasına ilişkin herhangi bir kısıtlama, izin, onaya tabi olmadığını …paydaşların ek ödeme ve yan ödeme yükümlülüklerinin ağırlaştırılmış rekabet yasağının ve özetle Türk Ticaret Kanununun 595. maddesinde belirtilen hak ve koşulların bulunmadığını bilerek devraldığımı…” ibarelerinin noter huzurunda beyan edilip imza altına alındığını, davacı tarafından aradan 2 yıl geçtikten sonra açılan işbu dava mesnetsiz ve kötü niyetli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; Dava dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan protokole istinaden davalıların devretmiş olduğu şirket hisselerinin devirden önce ödemeleri gereken sermaye paylarının ödenmemesi ve devirden önceki döneme ait ancak devirden sonra davacı tarafça ödenen borçların tahsili için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş; mahkememizce davaya konu olup ödendiği belirtilen borçlar yönünden talep sonucu açıklamak üzere davacı vekiline 1 haftalık süre verildiği, davacı vekilince de 09/07/2018 tarihli dilekçe ile talep edilen alacak kalemlerinin her bir kalem yönünden miktarı belirtilerek açıklandığı görülmüştür. Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen, davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz. ———–Yargıtay ilamı ile de görüldüğü üzere; alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Mahkememize konu davada da davacı vekilince devir öncesi ödenmemiş sermaye miktarının 375.000,00 TL olduğu belirtilmiş ve belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL’sinin tahsili talep edilmiştir. Yine davaya konu devir öncesi döneme ait borçlara ilişkin de davacı vekilince hangi borçların ne miktarda ödendiği belirtilmesine rağmen yine belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL’sinin tahsili talep edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, eldeki davaya konu somut olayın özellikleri dikkate alınarak, belirsiz alacak davası yönünden yapılan değerlendirmede; talep edilen fiili alacak miktarının belirlenebilir olduğu anlaşıldığından iş bu talep yönünden 6100 sayılı HMK’nin 107. maddesinde belirtilen belirsiz alacak davası açma koşulları oluşmadığı kanaatine varılarak bu gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2.Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından dava açılırken yatırılan 170,78 TL harçtan tahsili ile bakiye 126,38 TL harcın davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ a verilmesine,
6.Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, Davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.28.02.2019