Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 E. 2019/1000 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/192 Esas
KARAR NO : 2019/1000

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete —— poliçe nolu ———-ile sigortalı —– konutunda 07/08/2016 tarihinde yoldan geçen kanalların tıkanıp geri tepmesi sonuncunda sigortalı konutun —- giderlerinden konutu pis su basması sonucu eşya ve konut muhteviyatında dahili su hasarı meydana geldiğini, bu durumun 25/08/2016 tarihli Ekspertiz kesin raporlarında da detaylı olarak tespit edildiğini, bu hasar neticesinde davacı sigorta şirket tarafından dava dışı sigortalı——– tarihinde poliçe limiti dahilinde 5.260,00 TL hasar tazmintaı ödendiğini, borçlu davalıdan işbu zara talep edildiğini ancak davalının taleplerine olumsuz cevap verdiğini, borçlu/davalı borca ve ferilerine itirazları haksız ve kötü niyetle yapılan itiraz olduğunu, bu nedenle itirazların iptali ve alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu dayanak gösterilyen İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlğüünün 2017/13787 Esas sayılı dosyasının tarfalarının işbu davanın taraflarıyla uyuşmadığını, İşbu dava konusu hasarın meydana glediği yerin——— yetkili olduğunu ve yetki itirazlarının bulunduğunu, olayın olduğu tarihte söz konusu adretse ilgili şube müdürlüğün arıza kaydına rastlanılmadığını, idarece söz konusu yapıya temel üstü ve iskan görüşü verilmediğini, ilgili yapının şube müdürlüğünce atıksu proje onay başvurusu olmadığı ve kanal bağlantısının da kurum tarafından yapılmadığını, sigortalı yerde yasal olarak alınması gereken tedbirlerin hiçbirini alınmadığını, ilgili yönetmelikte getirilen şartların hiçbiren uyulmadığını ve meydana gelen hasara davetiye çıkarılmadığını, ortaya çıkan zararın zarar görenin kendi kusurundan kaynaklandığını, davanın reddini ve masraf, vekalet ücretlerinin davacının tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıya rücu olduğu, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve 115. maddesinde de dava şartının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği hüküm altına alınmakla birlikte Mahkemenin görevi de dava şartı olarak belirlenmiştir. Mahkememizin görev alanı TTK’nın 4.maddesinde belirlenmiştir. Eldeki dava, dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili niteliğindedir. Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin ——– tarihli —- Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının —————— sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması…” gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Davanın sigortalıya halefiyet ilkesine dayanılarak açıldığı, dava dışı halef olunan sigortalı tarafından dava açılmış olsa idi söz konusu davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir. Dosyamız arasında bulunan sigorta poliçesinin dava dışı sigortalı ——– ile davacı arasında düzenlendiği ve konut sigorta poliçesi olduğu görülmüştür. Sigorta sözleşmesine bakıldığında sigortalının gerçek şahıs olduğu, sigortalanan dairenin konut olduğu, her ne kadar davalı tacir ise de dava dışı sigortalının tacir olmadığı, bu nedenle Mahkememizin görevli olmadığı, bu hali ile dava dışı sigortalı davalıya karşı dava açsa idi davaya genel görevli asliye hukuk mahkemesince bakılacağı dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.