Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/188 E. 2019/796 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/188 Esas
KARAR NO : 2019/796

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete teknoloji hizmetleri verdiğini ve karşılığında 11/04/2016 düzenleme tarihli ——– seri numaralı 5.876,40.-TL tutarlı fatura tanzim ettiğini, fatura alacağının ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün 2018/205 E. Sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazi ile takibin durdurulduğunu, davasının kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak faturaya konu hizmetin davacı yan tarafından ifa edilmediğini, bu nedenle, davalı tarafından takibe konu fatura tutarında davacı yana 06/10/2017 tarihli —– seri numaralı iade faturası düzenlendiğini, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün —Esas sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün 2018/205 Esas sayılı dosyasının tetkikinde; takibin İstanbul —-. İcra Müdürlüğünün 2017/36682 Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatıldığı, 5.876,40 TL fatura alacağı, 17,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.893,67 TL üzerinden takibe geçildiği, takibe dayanak olarak 11/07/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın gösterildiği, borçlunun yetki itirazı üzerine dosyanın İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderildiği, dava konusu icra dosyası üzerinden ödeme emrinin borçlu davalı vekiline 12/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalı vekilinin 13/02/2018 tarihli dilekçe ile takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz 12/03/2019 tarihli celsesinde dosyanın taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takip konusu 11/04/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın kayıtlarına göre davalıdan iş bu tutarda alacaklı olduğu, söz konusu faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, 06/10/2017 tarihli 5.876,40 TL bedelli iade faturası ile hesap bakiyesinin kapatıldığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davacıya borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça faturadan kaynaklı alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça fatura konusu hizmetin verilmediğinden bahisle davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça davalı adına düzenlenen fatura konusu hizmetin verilip verilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava konusu 11/04/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir. TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay — HD 2015/2467 E. 2015/7975 K. Sayılı İlamı) Somut olay bakımından ise; davalı tarafça akdi ilişkinin varlığına ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacı tarafça düzenlenen 11/04/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın davalı tarafça ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak 06/10/2017 tarihli iade faturası ve 01/11/2017 tarihli ihtarname cevabı başlıklı belgeden başka bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, davalı tarafça faturanın ticari defterlere kayıt edilmesinden yaklaşık 19 ay sonra iade faturası düzenlemesinin ticari hayatın olağan akışına ve TTK md 18/2 ve MK md 2 hükümlerine aykırı olduğu, anılan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar başlatılan icra takibi ile işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de; dava açılırken dava değeri olarak asıl alacak miktarı olan 5.876,40 TL’nin gösterildiği, iş bu tutar üzerinden harcın yatırıldığı, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz miktarının dava konusu edilmediği anlaşılmakla; işlemiş faize yapılan itiraz yönünden herhangi bir değerlendirme yapılması gerekli görülmemiştir.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizi oranının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile
Sabit olan 5.876,40 TL alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %9,75 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün 2018/205 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 401,42 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 70,89 TL peşin harç ve icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 29,47 TL peşin harç olmak üzere toplam 100,36 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 301,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça icra dosyasından ve iş bu dosyadan alınan toplam 100,36 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 136,26 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 103,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 703,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu