Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1553 E. 2020/237 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1553 Esas
KARAR NO : 2020/237
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ: 14/11/2018
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ——–. İcra Müdürlüğü’nün ——— İflas sayılı dosyası ile ilgili 2.alacaklılar toplantısına kadar kayıt kabul ve sıra cetveline ilişkin işlemlerle ilgili taraflarına bilgi verilmediğini ve taraflarına sıra cetvelinin tebliğ edilmediğini, 2.alacaklılar toplantısı vesilesiyle ———– tarihinde dosyayı incelediklerinde bazı işçi alacaklarının esas ve usul açısından hukuka aykırı bir şekilde sıra cetvelinde 1.sıraya kayıt edildiklerini tespit ettiklerini, sıra cetvelinde 1.sıraya kaydedilen …’nin işçi alacaklarının mahkeme kararı ve icra takibine dayanmadığı gibi resmi bir kayda da dayanmadığını, ——-kayıtlarında asgari ücretli olarak gözüken kayıtların esas alınmadığını, davalı …’nin ücret alacaklarının ne olduğu, ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmadan delil niteliği olan kayıt istenmeden sadece beyana dayalı olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, ücret, izin alacağı ile ilgili iddialarını kanıtlayan hiçbir belge ve delil araştırılmadan bu alacaklarla ilgili istemin neden kaydedildiğinin anlaşılmadığını, bu işlemin muvazaalı olma ihtimali üzerinde durulmadığını, davalı tarafın müflis şirkette işçi olarak çalıştığını iddia ettiğini, fakat bu iddiasına ilişkin işverenden herhangi bir bilgi almadığını, ayrıca alacaklarının ödenmediği iddiasının hiçbir kanıta dayanmadığını, belgelenmeyen bir alacağın iflas masasına kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla bu alacakla ilgili iflas idaresinin ve iflas müdürlüğünün masaya alacak olarak yazdırılması yani kabul işleminin hukuka aykırı olduğunu, bu alacağın iflas masasından kaydının silinmesi ve sıra cetvelinden çıkarılması gerektiğini, sonuç itibariyle taraflarına gönderilen yazılarda müvekkillerinin alacaklarının 1.sıraya kaydedildiğinin belirtildiğini, dolayısıyla davalı tarafın varlığı tartışmalı ve yargılamayı gerektiren alacağının masaya kaydedilmesinin müvekkilinin alacağını eksik almasına neden olduğunu ve müvekkilinin hukuki yararının ihlal edildiğini, ikinci alacaklılar toplantısında iflas dosyasındaki paranın ödenmesine karar verildiğini, bu kararın uygulanması halinde davalıya yapılacak ödemenin geri alınmasının mümkün olmayacağını, bu nedenle davalıya ödeme yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle hukuka aykırı bir şekilde iflas masasına alacağı yazılan davalının alacağına ilişkin iflas idaresi işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine ve işlemin iptaline, alacak kaydının iflas masasından silinmesine, sıra cetvelinin bu değişikliğe göre yeniden düzenlenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davanın ilk tevzi edildiği ——- İcra Hukuk Mahkemesi’nin —————Karar sayılı görevsizlik ilamının kesinleşmesi üzerine dosyanın Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Davacılar vekili ——- tarihli dilekçesi ile davayı geri aldığını bildirmiştir.
Davalı iflas idare memuru ——– tarihli celsede geri almaya muvafakat ettiğini beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava İİK’nun 235. maddesine dayalı kayıt terkin davasıdır.Yargılama sırasında davacı vekilinin davayı geri aldıklarını beyan ettiği ve davalı tarafça da davanın geri alınmasına muvafakat edildiğinin bildirildiği görülmüştür. HMK’nın 123.maddesinde “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.” düzenlemesine yer verildiği, eldeki dava bakımından da davalının açık rızasının bulunduğu, ——- Hukuk Dairesi’nin —-tarihli ——— Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “…Davalı, davacının davayı geri almasına açık bir şekilde muvafakat ederse, mahkeme davanın esası hakkında bir karar vermez, davanın, davacı tarafından geri alınma ve davalının da buna muvafakat etmesi nedeniyle son bulduğunu belirtmekle yetinir..” hükmü de dikkate alınarak davanın geri alınmasının davalı tarafça kabulü nedeniyle davanın son bulduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı tarafından davanın geri alınması ve davalı vekilinin açıkça geri almaya muvafakat etmesi nedeniyle DAVANIN SON BULDUĞUNUN TESPİTİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 54,40 TL olduğundan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.7/1 e göre belirlenen 1.700 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansının kararın tebliğ işleminden sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– nezdinde istinaf yolu aç ık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2020