Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1523 E. 2018/1283 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1523 Esas
KARAR NO : 2018/1283

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacılar avukatı; davacıların ortağı bulunduğu————- kullanmış olduğu kredilere müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak ipotek verdiklerini, bu şekliyle aralarında organik bağ oluştuğunu, ortağı teklifte bulunduğu vade ve tenzilat isteminin alacaklılar tarafından kabul görmesi halinde, şirket ortaklarının da buna bağlı olarak borçtan kurtulmasının mümkün olacağını, ülkemiz ve global alandaki ticari süreçlerde ciddi ve yavaşlama söz konusu olduğunu, bir kriz ortamı yaşandığını, belli sektördeki hızlı gerilemenin tüm ekonomide etki yarattığını, ortağı bulunduğu şirketin borçlarını ödeyemez hale geldiğini, bu nedenle konkordato isteminde bulunduktlarını, şirket ortaklarının da kefaletleri nedeniyle icra tehdidi ile karşı karşıya olduklarını belirtip, geçici ve kesin konkordato mühleti verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda da teklif olunan konkordatonun onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE ;
Dava : Hukuki niteliği itibariyle 7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici, kesin konkordato mühleti verilmesi ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
———— Asliye Ticaret Mahkemesince 27.11.2018 tarihinde verilen ——- esas — sayılı kararı ile, davacılar … ve … hakkındaki dava —- esas sayılı dava dosyasından tefrik edilip, yetkisizlik kararı verilmek suretiyle gerçek kişi davacılar tarafından mahkememize gönderildiği ; gerçek kişi davacılar yönünden ayrı ayrı inceleme yapılmıştır.
HMK 115.madde hükmü gereğince mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
7101 sayılı kanun ile değişik İİK 286 madde hükmü gereğince; borçlu tarafından konkordato talebinde bulunduğu sırada;
a-Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi,
b-Borçlunun mal varlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mevcut kişilerden ise TTK’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu hem işletmenin devamının esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e- defter berat bilgileri borçlunun mali durumunun açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler maddi ve maddi olmayan durun varlıklara ait olup defter değerlerini içeren histeler, tüm alacak va borçların vadele ile birlikte gösteren liste ve belgeler,
c-Alacaklıların alacak miktarlarının ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste,
d-Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi ön görülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların ellerine geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo,
e-Sermaye piyasası kurulu veya kamu gözetiminde muhasebe ve denetim fiyatları kulunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları,
Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Mahkememize yetkisizlik kararı ile gönderilen dava dosyasının incelenmesinde, gerçek kişi davacılara münhasıran sunulmuş konkordato ön projesinin bulunmadığı, sadece dava dilekçesinde istemin belirtildiği, gerçek kişi davacıların yasal olarak sunulması gerekli diğer bir kısım belgelerinde bulunmadığı görülmüştür.
Davacı tarafından ibraz olunan gerçek kişi müvekkillerine ait dava dilekçesindeki konkordato isteminde ortağı olduğu ve birlikte konkordato talep ettiği şirketin ön projesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, konkordato projesinin temel felsefesi konkordatoya tabi alacaklarına, kokonkordato projesinin kabulü halinde borçlarını % 30 oranında tenzilat ile 2018-2019 yılı ödemesiz olmak üzere son dört yıl içinde ödemek olduğunu, alacaklılar ile yapılan anlaşmalara bağlı kalınarak belirli bir vade ve tenzilat içinde ödeme imkanı doğacağını, konkordatonun vade ve tenzilat konkordatosu olduğunu, ortakları oldukları şirketin ödeme güçlüğünü aşmasını sağlamak için vade ve tenzilat talebine dayandığını, bu sayede konkordato talep eden ortak olarak mal varlığının bütünlüğü korunarak faaliyetine devam etmesinin sağlanacağı, ortağı olduğu şirketin bankalarla yapacağı borç yapılandırma sözleşmeleri ile birlikte kredi borcunun finansman maliyetinin azalacağı ve ek kredi temini ile şirketin varlığını sürdürmesinin sağlanacağı, konkordato talep eden ortakların icra tehdidi altında bulunduklarını belirtmiştir.
7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K’nun 285. Madde hükmü gereğince borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Bilindiği gibi konkordato ; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İ.İ.K’nun da yer almamakla birlikte öğreti de genellikle kabul edilen bir ayrımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordato kabul edilen kısmı ( yüzdesini ) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister, veya borçlarını taksitlendirir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden haciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi de mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarına ödemesi mümkün değilse o zaman borçlu borçlarını % 100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir.
Gerçek kişi davacılar tarafından da Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ———–Esas sayılı dava da yetkilisi bulunduğu şirket hakkında açılan dava ile birlikte İ.İ.K’nun 285. Madde hükmüne dayalı olarak konkordato talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davacılar gerçek kişilerin tarafından sunulan konkordato isteminde konkordatonun başarıya ulaşmasının, yetkilisi bulunduğu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırması ihtimaline dayandırıldığı görülmektedir.
Yani borçlu gerçek kişilerin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalleri değerlendirilirken borçlu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu taktirde ihtimal üzerinden ihtimal değerlendirilmesi yapılması gibi oldukça olasılıklara dayalı bir değerlendirme yapılması durumuyla karşı karşıya bulunulmaktadır. Gerçek kişilerce sunulan kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermeyen tamamen borçlu şirketin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş konkordato ön projesinin uygulanabilir olduğundan söz etmek mümkün değildir.
Davacı gerçek kişiler konkordato mühleti verilmesi talebini içerir dilekçesinde borçlu şirketin kullandığı kredilerin tamamında gerçek kişi müvekkillerinin şahsi kefaletinin bulunduğunu,bu şahsi kefaletlerden dolayı şirket alacaklarının kefalet verenler hakkında cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordato talebinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Bu noktada borçlu vekilinin beyanı doğrultusunda gerçek kişi borçluların sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep etmesi mümkün bulunmamaktadır.
Konkordato, borçlu ve alacaklı arasındaki karşıtlık değil, iyileşebilecek bir ticari işletmenin herkesin ve özellikle Ülke ekonomisinin ve çalışanlarının yararına olacak şekilde ekonomik yarar amacı taşıyan bir müessesedir.
Somut olayda gerçek kişi davacıların dava dosyasına ibraz olunan belgelere göre icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato talep etmesi konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte değildir, başka bir ifadeyle sadece konkordatonun nimetlerinden yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun kabul edilebilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Kanun koyucunun da gerçek kişiler bakımından konkordato müessesesine başvuruyu kabul etmesindeki amacında bu olmadığı açıktır.
Bu itibarla davacı gerçek kişiler tarafından 7101 Sayılı Kanun ile değişik 286 madde hükümlerinde belirtilen belgelerin sunulmadığı, sunulan belgelerin incelenmesinde ise davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL peşin harcın davacılardan tahsiline, hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliğine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın davacı tarafa tebliğinden itibaren 10 ( on ) gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.