Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1489 E. 2019/358 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/250 Esas
KARAR NO : 2019/361

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2015
KARAR TARİHİ : 27/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ilişki neticesinde müvekkil şirketin 314.636.55 TL alacağının doğduğunu, bu alacağın, —– yevmiye sayılı ihtarnameyle davalı taraftan istendiğini, davalının bu parayı ödememesi üzerine aleyhine Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2015/681 esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini belirterek davalının itirazının iptaline ve % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket tarafından müvekkil şirketin, yetkili bayi-bölge bayisi olarak kabul ve ilan edildiğini, bu bayilik kapsamında müvekkil şirketin birden fazla işyeri kiraladığını, yatırımlar yapıp depo kiraladığını, müvekkil şirket bayilik yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen davacının, bayilik anlaşmasına aykırı olarak müvekkiline ürün verme işini kestiğini ve başka bayilere yönelmeye başladığını, müvekkil şirketin yatırım yaptığını, ek depolar kiraladığını, bu zararının davacı tarafından karşılanması gerektiğini, davacı ile cari hesap hususunda bir mutabakatı olmadığını ve böyle bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 tazminata mahkumiyetini, şayet davacı lehine hüküm kurulacak ise davacının iddialarını kabul etmemek kaydıyla müvekkil şirketin sözleşmeye güvenerek yaptığı ilave harcamalardan dolayı tazminatın, ayrıca yaptığı kiralamalardan dolayı harcamaların tespiti ile davacı alacağından takas ve mahsubunun yapılmasına karar verilmesini savunmuştur.
ISLAH
Davalı vekili ıslah dilekçesinde; davalı şirketin davacı şirkete doğacak borçlarının teminatı olarak 14.05.2015 tarihine kadar geçerli 500.000 TL miktarlı teminat mektubu verdiğini, alacağı bulunmayan davacı şirketin doğal olarak iş bu teminat mektubu davalı şirkete iade ettiğini, davalı şirkette söz konusu teminat mektubunu ilgili bankaya verdiğini, davacı şirketin davalı şirkete teminat mektubunu iade etmesi davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını ispat etmekte olduğunu, aksi durum basiretli tacir sıfatına, ticaret hayatının işleyişine, hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, davacının davasını ispatla mükellef olduğunu, davacı alacağını ispat edemediğini belirterek ıslah dilekçesini sunmuştur.
CEVAP
Davacı vekili ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı şirketten cari hesap alacağına dayanak oluşturan fatura tutarları, malları teslim alan kişilerin kimlikleri, davaya konu faturalar ve bunları tevsik eden belgelerin belgelerin dosyaya sunulduğunu, takibe konu alacak miktarının kaynaklandığı faturalar ve bunların teslim belgelerini gösterir tablonun mahkemeye sunulduğunu, müvekkili şirketin huzurdaki davaya konu cari hesap alacağını usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtları kapsamında ispatladığını, davalının ileri sürdüğü tamamıyla mesnetsiz, soyut ve afaki iddiaların tamamının müvekkili şirketten haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu belirterek davalının kısmen ıslah talebinin reddine, kötü niyetle ıslaha başvuran davalının HMK. 182 maddesi uyarınca disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacının ; İstanbul Anadolu ————–.İcra Müdürlüğünün 2015/681 esas sayılı icra dosyası ile 314.636,15 TL asıl alacak, 1.810,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 316.446,39 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibine başladığı ,davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporları gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporuve ek raporları, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının takipteki alacağını bakiye cari hesap alacağına dayandırdığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin Mayıs 2013 ayında başladığı, 31.10.2014 tarihine kadar devam ettiğ,i bu süreçte davacının davalı şirkete çeşitli emtia sattığı görülmüştür.
Davacının takipteki 314.636,15 TL cari hesap alacağı 09.05.2013 tarihinden takip tarihine kadar davacı tarafından düzenlenen 3.704.015,91 TL tutarlı 596 adet faturadan bakiye kalan ödenmemiş kısmından ileri gelmektedir.
Davacıya ait incelenen ticari defter kayıtlarına göre davacı cari hesap bütünlüğü içerisinde kesilen 3.704.015,91 TL bedelli 596 adet faturaya karşılık davalıdan 3.389.379,36 TL tahsilat yapmış ve bakiye 314.636,15 TL alacağı kalmıştır. Bu durumda davacının cari hesap konusu 596 adet fatura ve bunlara ilişkin irsaliyelerin tamamını sunması ve bu fatura muhteviyatı malı davalıya teslim ettiğini kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; davacı bayilik sözleşmesi uyarınca davalıya satışını yaptığı mal bedeli için icra takibinde bulunmuş, itiraz üzerine iş bu davayı açmıştır. Yanlar arasında bayilik ilişkisi bulunduğu tarafların kabulündedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık alım- satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Davacı alacağa konu mal satışı ve teslimini kanıtlamak zorundadır. Davalı mal teslimi yapmadığı iddiasındadır, ispat yükü davacıdadır. ( Yargıtay —-. Hukuk Dairesi 2015/13791 E.2016/3405 K.)
Davacının davalı şirketin yetkili kişilerine teslim edildiğini ispatlayabildiği, faturalı mal mevcudunun 624.290,15 TL olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen toplam fatura tutarının 3.704.015,91 TL, davalı ödemesinin ise 3.389.379,36 TL olduğu, ödeme tutarı, teslimi kanıtlanan faturalı mal tutarını aştığından davacının takip konusu bakiye cari hesap alacağını kanıtlayamadığı,
Diğer taraftan davalıya ait 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin BA formlarının incelenmesiyle;
Davalının, KDV’siz olarak vergi dairesine beyan ettiği fatura tutarı, 2.929.798.00 TL olup, dosyaya sunulan kısmi satış faturalarında, KDV’nin, tabi olduğu emtia sınıfına göre; bazı faturaların % 8 ve bazı faturaların da % 18 KDV üzerinden tahakkuk ettirildiği,
KDV oranları dikkate alınmasa davalı şirketin; davacının kestiği faturalardan, KDV hariç 2.929.798.00 TL tutarlı faturayı aldığı ve ticari defterlerine kayıt ettiği durumunun açıkça ortaya çıktığı, bu durumda davacının en azından KDV hariç 2.929.798,00 TL fatura ve içeriği malları davalıya teslim ettiğini kanıtlamış durumdu olduğu ancak,
Davacının defterindeki fatura mevcudu KDV dahil 3.704.015.91 TL olup, faturaların tamamı dosyaya sunulmadığından, hangi faturaların % 8 KDV ve hangi faturaların % 18 KDV üzerinden düzenlendiğinin tespiti mümkün olamadığı,
Davacının defterinde KDV dahil fatura mevcudu 3.704.015,91 TL olup, davalının bildirim yaptığı 2.929.798 TL faturanın tamamına % 18 KDV uygulansa bile davalı şirketten olan alacağı 67.782,28 TL ile sınırlı kalacaktır, ancak faturaların tamamının % 18 KDV üzerinden kesilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının, davalının vergi dairesine BA formuyla eksik bildirdiği faturaların ve içeriği malların tesliminin kanıtlanması gerekmektedir. Ancak davalının hangi faturaları eksik bildirdiği de belli olmadığından davacının tüm fatura ve içeriği malları davalıya teslim ettiğini kanıtlaması gerekmektedir, ne varki davacı, 2.929.798,00 TL + KDV dışında davalıya fatura ve içeriği malları teslim ettiğini kanıtlayamamıştır
Davalının yemin delilini de mahkememizce hatırlatılmasına rağmen kullanmadığı görülmekle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açkılandığı üzere;
1-Kanıtlanamayan DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-KARAR HARCI
Alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının 3.821,89 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan ayrıca karar harcı alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 3.777,49 TL karar harcının, karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa yada yetkili vekillerine iadesine,
4-AVUKATLIK ÜCRETİ:
Tümü reddedilen davanın değeri olan 316.446,39 TL üzerinden davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen 24.936,78 TL nisbi avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ:
a-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 4,60 TL vekaletname harcı ile 44,00 TL gideri olmak üzere toplam 48,60 TL’nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi