Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1462 E. 2019/418 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1462 Esas
KARAR NO : 2019/418

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; ————–, payları — İstanbul —— piyasasında işlem gören halka açık bir anonim şirket olduğunu, müvekkilinin davalılar tarafından yönetilen —– şirketinin 37.000 adet payına sahip olduğunu, şirket yönetim kurulu üyeleri, kanundan doğan tüm yükümlülüklerine aykırı şekilde önce manipülatif yollarla —- paylarının değerinin yükselmesini sağlamış, ardından yatırımcıya vermekle yükümlü olduğu bilgilerin tamamını saklayarak şirket paylarının değerini aniden ve neredeyse tamamen kaybetmesine yol açmış, bu sayede pay sahibi müvekkilini zarara uğrattıklarını, davalı yönetim kurulu üyelerinin kusurlu davranışları ile ———— paylarının değerini önce gerçeğe aykırı şekilde yükselttiği, davalıların bu işlemleri sonrasında gerçek durumun ortaya çıkması ile müvekkilin elindeki payın aniden neredeyse tüm değerini kaybetmesine yol açarak malvarlığında bir eksilmeye sebep oldukları, bu zararın doğrudan doğruya müvekkilin malvarlığında meydana geldiği, zarara davalıların kanundan doğan yükümlülüklerini açıkça ihlal etmelerinin yol açtığı, nitekim bu hususun —– incelemesi ile de ortaya koyulduğu, müvekkilinin uğradığı 30.895,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tazmine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesi özetle ; Müvekkillerinin kanundan doğan hiçbir yükümlülüklerine aykırı davranmadığını, dava dilekçesinde hangi kanunî yükümlülüğün ne şekilde ihlal edildiğine dair somut bir açıklama mevcut olmadığını, davacı tarafın davasını haksız fiil sorumluluğuna dayandırdığını, hangi eylemin haksız fiil olduğu, davacı tarafın davasını haksız fiil sorumluluğuna dayandırdığı, hangi eylemin haksız fiil olduğunu iddia ettikleri, bu eylem sebebiyle hangi tarihte hangi zararın oluştuğu dolayısıyla davacının davasını süresinde açıp açmadığı da netleştirilememediğini, bu hususlara ilişkin beyanda bulunma ve itiraz hâkkmıızı saklı tutarız. davacının iddiaları 6100 sayılı HMK’nun 194. Maddesi gereği “ispata elverişli şekilde somutlaştırma”ya muhtaç olduğunu,
Müvekkillerinin manipülatif yollarla hissenin değerini etkiledikleri iddiası ise tamamen mesnetsiz, asılsız ve hukuk dışı olduğunu, manipülasyon; Sermaye Piyasası Kanunu (—-)’da tanımlanmış bir suçtur ve bu suç kapsamında soruşturmaya başlanması Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nın Cumhuriyet Savcılığına yapacağı yazılı başvuruya tabi olduğunu, bu bir “muhakeme şartı”dır (6362 s. SPKn md. 115/1). Müvekkillerinin hakkında —– yapılmış bir suç duyurusu bildirimi olmadığını, davacı tarafın dava ve savunma hakkının sınırlarını aşacak şekilde haksız suç isnadı niteliği taşıyan iddiaların kabulünün mümkün olmadığını,
Müvekkillerinin iddia edilenin aksine pay sahiplerinden bilgi saklamadıklarını, Ticarî hayatın akışı içinde, uluslararası düzeyde yapılan alım-satım görüşmelerinde karşı tarafın hak ve yetkilerini de gözetmek yükümlülüğü altında olan ————– çıkardığı Kurumsal Yönetim îlkeleri’ne uygun şekilde ve Özel Durumlar Tebliği’nin verdiği takdir yetkisi çerçevesinde özel durum açıklamalarını yaptıklarını, müvekkillerinin kamuya açıklanması gereken hiçbir bilgiyi saklamadıklarını,
—— kendi paylarını satmak üzere Kamuyu Aydınlatma Platformunda açıklamalar yaptığı veya yapmadığı iddiaları TTK hükümleri çerçevesinde tutarsız olduğunu, ——-kendi çıkardığı veya çıkaracağı payları satmak üzere görüşme veya açıklama yapmadığını, TTK md. 379 vd. hükümleri şirketlerin kendi paylarına sahip olmalarına çok kısıtlı olarak imkân vermekte olup, Müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi bulunduğu ——- kendi paylarını iktisap etmemiş ve satışı için bir eylemde bulunmadıklarını,
———- borsadaki paylarının değeri dava dilekçesinde iddia edildiği gibi aniden düşmediğini, davacı, paylarını satabilme imkânına sahipken bu imkânı kendi iradesi ve isteğiyle kullanmamış ve satış yapmamış olduğu dava dilekçesinden anlaşıldığını, bu sebeple de davacının TTK md. 553/1 ‘de sorumluluk bakımından aranan gerçekleşmiş bir zararı (yönetim kurulu üyelerinin verdikleri zarar) da olmadığını, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak iddia edemeyeceni,
Davacının Müvekkillerine Husumet Yöneltmekte Hukukî Yararı Bulunmadığını, 6100 sayılı HMK’nun 114/l(h). Maddesi Uyarınca Davanın Dava Şartı (Pasif Husumet Yokluğu) Noksanlığı Sebebiyle Usulden Reddi Gerektiğini,
Davalılardan …, şirket yönetim kurulu üyesi olmadığını, tüzel kişi yönetim kurulu üylesinin temsilcisi olduğunu, bu kapsamıma davanın tüzel kişi yönetim kurulu üyesine açılması gerekirken …’e açılması sebebiyle davanın husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini,
Davacı, gerçekleştiğini idda ettiği (fiilî) zararını belgelendirmek mecburiyetinde olduğunu, dosyada zararını ispatlar nitelikte bir belge bulunmadığını, bu kapsamda davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, hukuki neitliğ itibariyle TTK 553 ve devamı mad. Hükümleri gereğince yönetim kurulu üyesi ve murahhas azanın şirkete vermiş bulundukları zararın tazminine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Celp edilen İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1415 esas sayılı doyasının incelenmesinde; mahkememizin —–esas sayılı dosyası ile tarafların ve dava konusunun aynı olduğu, —- esas sayılı dosyasında dava tarihinin 29/11/2018, mahkememizdeki dava dosyasının dava tarihinin 30/11/2018 olduğu, iş bu dava dosyası ile İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır.
Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin — esas sayılı dava dosyası ile İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi,
1-Mahkememiz dosyasının İstanbul Anadolu ——– Asliye Ticaret Mahrkemesinin —- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
Yargılamaya İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahrkemesinin —- Esas sayılı dosyasından devam edilmesine,
2-Yargılama gideri ve harçların birleşen dosyada değerlendirilmesine,
Hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı esas hükümle birlikte yasal yollar açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi