Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1447 E. 2021/536 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1447 Esas
KARAR NO : 2021/536
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının ——- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinden kaynaklanan mal satış işlemine dayalı ——fatura alacağından bakiye kalan ——–bedelin alacağının bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında geniş kapsamlı bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, bu ilişkinin yapı ve tadilat faaliyetlerini, yeni mal üretimi ve tedariki faaliyetlerini, işçilik hizmetlerini kapsar nitelikte olduğunu, söz konusu ticari ilişkiden kaynaklı edimlerin eksiksiz olarak ifa edildiğini, davalı tarafından ise şimdiye kadar kısım kısım olarak toplamda — ödeme yapıldığını ancak söz konusu faturaya ilişkin olarak bakiye kalan —- tutarındaki borcun ödenmediğini, ——- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat davalı şirketin yaptığı itiraz neticesinde takibin durduğunu beyan ederek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işin yaklaşık —- bedelli bir iş olduğunu, bu işin bedelinin ——– davcıya ödendiğini, davacının yaptığı işlerin ayıplı olması nedeniyle son kalan —–ödenmediğini, ayıp süresi içinde davacıya ihbar edildiğini, işleri düzelttiğinde bakiyeyi alacağının söylendiğini, davacıya işlerin ayıplı olduğu ve bunların düzeltilmesinin istenmesinden itibaren iki yıl geçtiğini, davacının işi düzeltip bakiye alacağına müvekkilini icraya verdiğini, davacının eksik ve kusurlu iş yaptığını, davacının yaptığı işe esasen iki adet ağır kusur oluştuğunu, bunlardan birincisi inşaat yeni yapılmış olmasına rağmen yağmur yağar yağmaz çatıdan çatlamalar, delikler ve buna bağlı olarak su akması meydana geldiğini, ikinci ve çok önemli diğer kusurun da müvekkili tarafından özel olarak talep edilmiş olan betonun birçok yerinden çatladığını ve ters eğimden dolayı her yağan yağmurda işletmenin hem giriş hem de atölye ana kapısından içeriye doğru su akıntısının olmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket tarafından defalarca söz konusu eksik işlerin tamamlanması ve kusurların giderilmesi için davacı taraftan talepte bulunulduğunu, davacının eksik ev kusurlu iş yaparak maliyetten kaçındığını, yapılan işin kararlaştırılan ve istenilen kalitede olmadığını, davacının bu hareketinin dürüstlük ve iyi niyet ilkelerini ihlal ettiğini, kendi edimini tam olarak yerine getirmeyen, eksik ve kusurlu iş yapan davacının karşı talepte bulunamayacağını, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce aldırılan —–tarihli bilirkişi raporunda özetle; alacak davasına konu olan faturanın cari hesaba mahsuben yapı ve tadilat faaliyetlerini işçilik hizmetleri ve beyaz eşya tedarik faaliyetlerini oluşturduğu, davacı firmanın defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda hizmet ve mal karşılığı kesilen faturayı hasılat hesaplarından kayıtlarına aldığı, tahsilatlarını düzenli şekilde işlediğini davalıdan alacak bakiyesini talep ettiğinin ayrıntılı olarak tespit edildiğini, davalı firmanın defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda hizmet ve mal karşılığı kesilen faturayı ——– hesaplarında kayıtlarına aldığı, davacının kalan alacak bakiyesi için davalının ayıplı mal iddiası nedeniyle ödemediği, davacı şirketin muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak —-yılı defter kayıtlarına işlediği ve yevmiye kaydı ile detayı verilen bir fatura ve — ödeme kaleminden oluşan—- tarihi itibariyle———- alacaklı olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından davalıya ait—————– yer alan —— unvanlı iş yerinde yapmış olduğu imalatlardan, çatı işleri ile ilgili olarak davacının ayıplı imalatı bulunmadığı, beton işleri ile ilgili olarak gizli ayıplı olduğu kanaatine varıldığı, davacı tarafından gizli ayıplı olarak imalatı yapılmış ——olarak hesap edildiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce ——- numaralı ilamla davanın kısmen kabulü ile,——— dosyasındaki icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, ——– davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının reddedilen asıl alacak üzerinden %20 kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile,——– davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararı verilmiş, mahkememizce verilen hüküm —— numaralı ilamıyla “Gerçekten de imâl ve teslimi gerçekleştirilen bir eserde açık ayıbın varlığı halinde TBK’nın 474. maddesi gereğince işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz, gizli ayıbın varlığı halinde ise TBK’nın 477/III. maddesi gereğince gecikmeksizin iş sahibince durumun yükleniciye bildirilmesi zorunludur. Aksi takdirde TBK’nın 477/II. maddesi uyarınca teslim edilen eser kabul edilmiş sayılır ve bu hâl iş sahibinin TBK’nın 475. maddesindeki hakları kullanmasına engel teşkil eder.
Mevcut ihtilâfta ise davalı vekili teslim edilen eserin ayıplı olduğunun yükleniciye ihbar edildiğini belirterek bu hususu tanık beyanları ile kanıtlayacaklarını muhtelif celselerde bildirmiş olup, mahkemece bu istem reddedilmiştir.
Oysa mahkemece tanık dinlenmesinin reddine dair verilen ara kararın aksine, eser sözleşmesinde ayıp ihbarının yapılması tacirler arasında olsa dahi herhangi bir şekle tâbi olmayıp, ihbar keyfiyeti de bir hukuki işlem değil, hukuki işlem benzeri bir fiil olduğundan TBK’nın 474. ve 477. maddelerinde belirtilen sürelerde yapılıp yapılmadığı hususu tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
O halde mahkemece, davalı vekiline ayıp ihbarını süresinde yaptığına dair savunmasını ispat için olanak tanınarak tanıklarını bildirmesi için süre verilmeli, bu konuda bildireceği tüm deliller, bu arada dinlenecek tanıkların beyanları değerlendirilerek ayıp ihbarının süresinde yapıldığının anlaşılması halinde ve varlığının kanıtlanması şartıyla, gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle ayıbın giderilme bedeli uzman bir bilirkişi marifetiyle hesaplatılarak iş bedelinden mahsup edilmeli ve bakiye miktar üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile tanıklar dinlenmeden karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklının haksız olmasının yanısıra kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Bu husus gözetilmeden davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Bu bağlamda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA…” şeklindeki gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmış, davacı vekilinin — Tarihli dilekçesi ile —— sayılı kararının düzeltilmesi için dosya temyiz edilmiş, ——-sayılı karar ilamıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş ve dosya mahkememizin yukarıdaki esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve davalı vekilinin bildirdiği tanıklara tebligat çıkartılarak tanıklar dinlenilmiştir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ——sayılı dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——- takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —–asıl alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından — tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal—yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin—-tarihli celsesinde dinlenilen davalı tanığı————müdürüyüm, aynı zamanda, ——uhasebe işlerini yürütmekteyim, —–çatı ve beton işleri yaptı, ancak yaptığı işler ayıplıydı, şöyle ki yağmur yağdığı zaman betonun eğimini ters yönde yaptıkları için yağan yağmur içeriye akıyordu, ben bütün bunları mali işlerini yaptığım için biliyorum, bu anlattığım olay yaklaşık — bana telefonla bilgi verildi, yağmur yağdığı için şirkete su aktığını bildirdiler, konu üzerine bende davacı şirkete derhal yani aynı günde telefonla bildirimde bulundum, ben telefonda —— ile görüştüm, durumu anlattım.” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizin—— tarihli celsesinde dinlenilen davalı tanığı ——–: ———— patronu aynı şahıslardır, zaman zaman bana ihtiyaç duyulduğunda ——- gidip yardımcı oluyorum, ————- çatı ve zemin ile ilgili iş verdik, tahminime göre —— öncesiydi, daha sonra iş bitiminde son yağmurlardan zemin akarının düzgün yapılmadığından yağan yağmurun içeriye aktığını fark ettik, hemen aynı gün ——— ismini hatırlamadığım yetkiliye bilgi verdik” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda inşaat mühendisinin düzenlediği —–tarihli ek raporda özetle; kök raporda ” Zemin betonuna gerekli eğimin verilmemiş olması sebebiyle” yapılmış olan imalatın ayıplı olduğu ve ” ilk yağışla ortaya çıkacak bir ayıp olması sebebi ile de davacı tarafından yapılmış olan imalatın ” gizli ayıplı” kabul edilmesi gerektiğinin bildirildiği, gizli ayıplı imalatlarda ihbar süresinin ne kadar olacağı hususunda hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, ancak ——-bozma ilamında geçen ”…ayıp ihbarının süresinde yapıldığının anlaşılması halinde ve varlığının kanıtlanması şartıyla gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle ayıbın giderilme bedelinin hesaplanması şartıyla gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle ayıbın giderilme bedelinin hesaplanması…” doğrultusunda yapılan değerlendirme, —— tarihli celsede davalı tarafın tanıklarının beyanları dikkate alınarak; taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve teknik şartname bulunmadığının taraf beyanlarından anlaşıldığını, ancak davacının dava konusu iş yerinde yapmış olduğu iş kalemleri, dosyada bulunan icmal tablolarından görülebileceğini, yüklenici ———— faturadan işin—– tarihinden önce teslim edilmiş olduğunun anlaşıldığını, tanık beyanlarından su basması olay tarihinin tanık ——– beyanına göre —– yılları arasında, tanık —— beyanına göre —- yılları arasında meydana geldiğinin anlaşıldığını, üzerinden uzun süre geçmiş olması sebebiyle tanıkların tarih konusunda net olamadıklarını, her iki tanığın ifadesi ve teslim tarihi birlikte değerlendirildiğinde olayın —- yılında meydana gelmiş olabileceği, tanık beyanlarına göre ise ayıp ihbarı, derhal, olay meydana geldiği gün yapıldığını, bu durumda tanık beyanlarının mahkemece kabulü halinde gizli ayıp ortaya çıkar çıkmaz, ayıp ihbarının yapılmış olduğunun kanıtlandığını, kök raporda dava tarihi —–yılı itibariyle gizli ayıplı imalatın giderilme bedelinin hesaplandığını, ——– bozma ilamında ”..gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle ayıbın giderilme bedelinin hesaplanması..” yönündeki kararı dikkate alınarak olayın meydana geldiğinin anlaşıldığı —–yılı itibariyle gizli ayıplı imalatın giderilme bedelinin;
Gizli ayıbın ortaya çıktığı —–yılı itibariyle davacı tarafından gizli ayıplı olarak imalatı yapılmış———:
——
—–
—–

—-

—–
———
olarak hesaplanığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; mahkememizce —– ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği ,——-numaralı ilamıyla mahkememiz kararının gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle ayıbın giderilme bedelinin hesaplanması konusunda bozulduğu, bunun üzerine ——dikkate alınarak olayın meydana geldiğinin anlaşıldığı —— itibariyle gizli ayıplı imalatın giderilme bedeli uzman bilirkişiye hesaplatılmış ve bedelin —- olduğu hesaplanmış,—– tarihli —– bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış ve —————k bakiye iş bedelinden ek raporla hesap edilen ——-düşülmesiyle bulunan —- üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
—– sayılı dosyasındaki icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacak likit olmayıp yargılama sonucu sarahiyet kesbettiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
İspatlanamayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen 7.380,00 TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 504,13-TL nisbi karar harcının 341,55 TL’lık bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 162,58 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 341,55 TL peşin harç, 25,20 TL başvurma harcı toplamı 366,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 400,00 TL bilirkişi ücreti ve 276,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 676,00-TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 249,44-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 426,56 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafça yatırılan 500,00-TL bilirkişi ücreti ve 173,50-TL posta ücreti olmak üzere toplam 673,50-TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 424,98 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine, 430,52-TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde —- nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 26/04/2021